Bu sıcakta "ne tatlısı" diye düşüne bilirsiniz. Son günlerde bazı yiyeceklerin Urfa adına tescilinin yapıldığını duyunca bende bu ismi hatırlatayım dedim.
Tatlının zamanı olmadığı gibi yazılarında zamanı olmamalı diyorum. Niçin yazdım dersiniz. Geçen gün köprübaşından aşağı çarşıya inerken, yolda bir pastanenin camında yazılı tatlı isimleri gördüm. Dikkatimi çekti. Bende birkaç saniye onları okumakla geçirdim.
Sattığı tatlıları vitrine tezgaha sergilediği gibi, tatlı isimlerini de vitrin camına yazdırmış. Sattığı tatlı isimleri arasında "Şıllık" ismini de yazmayı da ihmal etmemiş. Hemen her kış akşamında ve özellikle Ramazan ayında sofralarımızın vaz geçilmez yiyeceğidir, şıllık. Fıstıklısı, cevizlisi yapılır. Ama nedense tatlıya verilen isim kelime anlamıyla hiçte hoş bir tatlı ismine yakışmıyor.
Şıllık sözlükteki Türkçe anlamayla; çok bayağı bir biçimde boyanmış, süslenmiş bayağı tavırlı, adiyane kadın, sürtük de denilen kötüleyici bir kelime… Hakaret anlamında kimi zaman sürtük, bazen şıllık denildiği çok duyulmuştur.
Peki bizim bu tatlıya bu ismi vermemiz doğru mu? Tatlıya yakışır mı? Hemen önerime geliyorum. Şunun ismine "Urfa Tatlısı" desek ne olur. Nasılsa Urfa fıstığı var, Urfa İsodu var, şıllık tatlısını da "Urfa tatlısı" olarak adlandıralım. Bir gün hepimiz evimizden başlayıp her yerden Urfa Tatlısı deyip şıllığa yeni bir isim versek daha güzel olmaz mı? Neden demenize gerek yok. Çünkü yarın buna benzer veya aynısı Antep tatlısı veya Antep dürümü diye çıkarsa şaşmayınız.
Tarihsel gelişmeyle birlikte toplumsal bir olgu olan dil, yaşadığımız sürece konuşarak, yazarak, yeni kelimeler uydurarak, katkıda bulunduğumuz dilin gelişmesi güzelleşmesini sağlama hepimizin görevidir. Geçmişin izleri ile birlikte günümüzü yaşatan ana dilimize sahip çıkmamız ve onun gelişip serpilmesi yapılması gereken görevlerin başında gelir.
Dil tarihtir, dil yaşamdır, dil geçmişten geleceğe giden, her gün biraz daha berraklaşıp etrafını temizleyen bir su gibidir. Dil bilmek demek, tüm sözcükleri bilmek anlamında değildir. Bende bu nedenle, bu kelimeyi kökeni ile açıklayarak zihinlerdeki bulanıklığı gidermeye çalışalım.
Peki bu isim nerden gelmiş, nasıl oluşmuş açıklamaya çalışalım. Nasıl ki "kıyma et" anlamına gelen 'lahmacun' ismi Arapça'dan dilimize geçmişse, "şıllık" kelimesi de Kürtçe'de şıl (ıslak) kelimesinin şıllıki (ıslatılmış ) veya şıldıki (ıslatıyorsun) "ıslatılmış veya ıslakça" anlamında olan şılliki den şıllık olmuş. Şıllıki olarak telaffuzumuzda hiçbir mahsuru yok, ama "şıllık" olunca kelimenin verdiği anlam insanı rahatsız ediyor. Başka bir dilde "şıllık" olsaydı ve biz bu ismi değiştirmeden alsaydık hiçbir önemi yoku. Ama kelimenin özünü bozup, edep ve ahlaka aykırı gelen bir isim vermemiz hiçte hoş değil.
Urfalının biri İstanbul'a mal almaya gider. Daha öncede Urfa'ya misafir gelmiş biri bizim Urfalı ile tanışınca; Urfa da misafir olduğunu ve çiğköftenin yanında çok güzel bir tatlı yediğini anlatır. " Ya arkadaş, sizin orda bir tatlı yedim ne kadar güzeldi. Bizim bu yörede olmadığı gibi ismini de unuttum" deyince adam tatlı isimlerini saymaya başlar. Baklava, kadayıf, dilberdudağı, bülbülyuvası, paşa tatlısı, şuabiyet, katmer, palıza, zıngıl, sütlaç gibi bildiği ulusal ve mahalli tatlı isimlerini sıralar. Ama adam bir türlü "şıllık" kelimesini hatırlayamaz "Ya arkadaşım kusura bakma ama onun ismi sürtüğe benzer bir şeydi."
Yeri gelmişken yaşanmış bir olayı daha sizlerle paylaşayım. Bir parti toplantıda yapılmış şıllık tepsileri iki üç genç başında taşıyıp getirmektedir. Tam toplantı yerine girdikleri zaman önlerinde bir bayan içeri girer. Orada bulunan birkaç kişi "hadi acele edin, işinizi bitirin, şıllıkda geldi." Birkaç kişiden daha böyle ses çıkınca tepsilerin önünde yürüyen kadın birden fenalaşır ve yere düşür.
Artık şillikiye olan düşmanlığı bitirelim ve Kürtler arasındaki isminin doğruluğuyla telaffuz edelim. Hiç kimse bu gün dillerin sadeliğinden bahsedemez dolaysıyla başka bir dilden dilimize geçen kelimeyi yanlış ve çirkin bir anlam veriyorsa bunu niçin kullanalım.
Çevremizde beraber yaşadığımız insanların dilimize geçen bir kelime yanlış bir anlam veriyorsa ve toplum tarafından nahoş karşılanıyorsa bunu ya kullanmayacağız ya köküne sadık olarak kullanacağız. Dil yapımıza şilliki uymuyorsa gelin buna Urfa Tatlısı deyin, ben şahsen bu isimden çok rahatsız oluyorum. Nasıl "berivana berici, diyemiyorsak, şilliki ye de şıllık demeyelim.
Damağımız tatlanırken, gözlerimiz onun görüntüsüyle süslenirken adı kulaklarımızı kirletmesin…