Gündem

Urfa'da İsrail'e lanet, hükümete uyarı mitingi

Dergah Camisi önünde düzenlenen etkinlikte konuşan Kitap Vakfı Başkanı Av.Mustafa Fuad Balıkçı; soykırım ve katliamların devam ettiğine dikkat çekerek, önleyici tedbirlerin alınması çağrısında bulundu..

Abone Ol

Gazze’de devam eden soykırıma dikkat çekmek, işgalci rejimle bütün ilişkilerin kesilmesini, çifte vatandaş olup İsrail'de soykırıma katılanların cezalandırılmalarını, ABD ve NATO üslerinin kapatılmasını ve özellikle Azerbaycan petrolünün işgalci rejime sevkiyatının durdurulmasını dile getirmek amacıyla Kitap Vakfı tarafından Dergah Camisi önünde bir etkinlik düzenlendi. 

Bugün ikindi namazı çıkışında Dergah Camisi önünde düzenlenen etkinlikte konuşan Kitap Vakfı Başkanı Av. Mustafa Fuad Balıkçı şu açıklamalarda bulundu:

"Bugün 1 Eylül 2024.

7 Ekim 2023 tarihinde başlayan Aksa Tufanı 11. ayını geride bırakmak üzere. Başını siyonist rejim ve Amerika’nın çektiği Batı, Filistin’de soykırıma devam ediyor.

Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya ve diğer Batılı ülkelerin sınırsız desteğini arkasına alan ve hiçbir insani, hukuki ve ahlaki sınır tanımayan siyonistler, alçakça saldırmaya, yakıp yıkmaya, katletmeye devam ediyor.

Bu zulmü bütün dünyanın gözü önünde gerçekleştiren zalimleri lanetlemek ve yöneticilerimizin ısrarla ve inatla devam ettirdikleri yanlışlara yönelik itirazlarımızı, ısrarla ve inatla dile getirmek için, tekrar meydanlardayız.

Gazze ve Filistin halkı yüz yılı aşkın bir süredir, işgale, sürgüne ve katliama karşı büyük bir azimle direnmeye devam ediyor.

Bu büyük ve onurlu mücadele devam ederken bizi doğrudan ilgilendiren birçok olay ve durumla karşılaşıyoruz. Dikkatinizi tam da buraya, üzerimize düşen sorumluluklara çekmek istiyorum.

Ne yazıkki Türkiye, bu hak ve batıl mücadelesinde, sözde Filistin’i, gerçekte ise işgalci siyonist rejimi destekliyor.

Türkiye kamuoyundan gelen baskılar üzerine, işgalci rejimle olan ticarete, soykırımın 7. ayında son verme kararı aldı. Ancak bu kanlı ticaretin hileli yollarla devam ettiğine yönelik birçok güçlü delil ve iddia ortaya konulmasına rağmen, bugüne kadar yöneticilerden ne bir yalanlama ne de bir açıklama geldi.

Mazlum Gazze ve sapasağlam iradesiyle HAMAS, bütün imkânsızlıklara ve 40 binden fazla şehide rağmen, soykırıma karşı bir ölüm kalım mücadelesi verirken, Türkiye halen işgalci rejimin ihtiyaç duyduğu petrolün önemli bir kısmını sağlamaya devam ediyor.

Bilindiği üzere Azerbaycan’ın SOCAR şirketi işgalci rejime petrol satmaya, Varlık Fonu’na bağlı BOTAŞ ise bu petrolü Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı üzerinden işgalci rejime taşımaya devam ediyor. Filistin Halkı’nı katleden uçakların, tankların ve diğer savaş araçlarının yakıtlarının önemli bir kısmı BOTAŞ’ın taşıdığı bu petrolle sağlanıyor.

İşgalci rejime silah sağlamak gibi petrol sağlamak da soykırım suçuna ortak olmaktır. Nitekim geçtiğimiz günler basında, işgalci rejime petrol temin eden ülkelerin 1948 Tarihli Soykırım Sözleşmesinin ihlali nedeniyle sorumlu olabilecekleri ve haklarında uluslararası mahkemelerde dava açılabileceği haberleri geçmişti.

Üstelik hileli yollarla devam eden ticaretin ve açıktan yapılan petrol sevkiyatının yanı sıra Filistin için harekete geçenler durdurulmak isteniyor ve bazen cezalandırılıyor. Gazze için gidecek gemilere izin verilmezken, petrol sevkiyatının durdurulmasını talep eden Filistin dostları gözaltına alınıyor.

Malumunuz geçen hafta TRT World belgeselinin gösterimi esnasında SOCAR'ın işgalci rejime BOTAŞ aracılığıyla petrol tedarikini dile getiren 2'si Filistinli 4 genç gözaltına alınmıştı. İki Filistinli kardeşimiz halen sınır dışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya bulunmakta ve gözaltında tutulmaktadırlar.   

İktidara soruyoruz, eğer işgalci rejim bir terör rejimi ise neden halen bu rejime petrol taşımaya devam ediyorsunuz?

Filistin halkının yanında olduğunuzu söylüyorsunuz, eğer sözlerinizde samimi iseniz neden işgalci rejimle ticari ilişkileri gizli ve hileli yollarla devam ettiriyorsunuz?

Bu ticaretin ve petrol sevkiyatının işgale, soykırıma ortak olmaktan başka bir anlamı var mı?

Bu utanç verici ilişkileri, petrol sevkiyatını gündem eden dostlarımız ve Türkiye’deki Filistinli öğrenci kardeşlerimiz neden cezalandırılmak isteniyor? Soykırıma karşı “petrolü kesin” talebinin bedeli gözaltına alınmak ve Türkiye’den deport edilmek midir?

Türkiye’yi yöneten iktidardan, sözle değil, somut adımlarla, toprakları işgal edilen ve halkı soykırıma uğrayan Filistin’in yanında olmasını istiyoruz. İşgalci rejimle her türlü ilişkinin sonlandırılmasını istiyoruz.

Türkiye, safını doğru seçmeli, emperyalistlerin ve siyonistlerin safından ayrılmalı, haklının ve mazlum Filistin halkının yanında yer almalıdır.

İşgalci rejmle ticaret kesilmeli ve siyonist vahşetin devamını sağlayan petrol vanaları kapatılmalıdır.

Türkiye vatandaşı olup da işgal rejimi saflarında savaşmaya giden katiller cezalandırılmalıdır. İşgalci rejime her türlü askeri ve istihbari desteği sağlayan, Amerika’nın ve NATO’nun Türkiye’deki üsleri kapatılmalıdır.

Hamaset ile halkın gözünü boyamayı bırakın.

Filistin halkı için zalime karşı mazlumdan yana somut adımlar atın.

Adınızı ve adımızı tarihin utanç sayfasına, zalimlerin yanına değil haklıların ve onurluların yanına yazın.