Av.Müslüm Akalın yaptığı araştırmalara dayanarak bu adın nereden kaynaklanmış olabileceğini farklı bir bakış açısıyla GAPGündemi’nin aşağıdaki adresinde bizlere sunuyor.
https://www.gapgundemi.com/muslum-akalinin-kaleminden...
Urfa kamuoyunun yakından tanıdığı Sayın Müslüm Akalın duayen bir avukat olmasının yanında; şairliği, Urfa Kurtuluş Tarihi, Osmanlı’nın son döneminden günümüze kadar Urfa’nın Siyasi Tarihi ve Kültür Tarihi üzerine yaptığı bilimsel araştırmalarıyla, bu konularda yayımladığı 15 adet kitabı ve onlarca bilimsel makalesiyle de duayen bir yerel tarih araştırmacısı olarak da tanınıyor.
Kitaplarında ve dergilerde yayımladığı araştırma makalelerinde güvenli kaynaklara dayanmayan bilgilere kesinlikle yer vermeyişi, Şer'iyye Sicilleri (Kadı Defterleri), tapu ve nüfus kayıtları, Adliye dosyaları, dönemin yerel ve ulusal gazete arşivleri, kütüphaneler başta olmak üzere çeşitli kaynaklardan topladığı bilgilerle makalelerini akademik kurallara göre hazırlaması onun doğru bilgiye verdiği önemin göstergesidir.
Sayın Akalın’ın ciddi araştırmalara dayanan makaleleri olmasaydı; “Urfa Yöresine Aşiretlerin İskânı”, “Urfa’da Soyadına geçişte Nüfus Memurunun Hilvan’a Yaptığı”, “Fırat Kenarından Dersaadet’e Bucaklı Hacı Osman Paşa’nın Hikâyesi”, “Mollazade Ailesi”, “Urfa’da Hatipzade Ailesi”, “Urfa’da Arabikâtibizade Ailesi”, “Urfalı Bir Hattat: Azabistanağasızade Hacı Müslüm Alpan”, “Urfa’da Şıhzadeler Ailesi”, “Urfa’da Elbistanlı Hocazade Ailesi ve Muallim Fikri Bey”, “Abozade Ailesinden Kayıp Bir Urfalı Şair ve Yazar: Rûhavî”, “Urfa’da Kürkçüoğlu Ailesi”, “Urfa’da Saraç Ailesi”, “Urfa’nın Kurtuluşunun Sivil Lideri Belediye Reisi Hacıkâmilzade Hacı Mustafa”, Urfa’da 14. Yüzyıl Memluk döneminden bu yana varlığını sürdüren ve Bediüzzaman Şeyhizade olarak tanınan ÖNEN ailesi, Firuz Paşa Sokağı’na adını veren Firuz Paşa ve bu sokaktaki Harun Beg Yokuşu’na adını veren Harun Beg hakkında ya hiç bilgimiz olmayacak ya da bildiklerimiz eksik kalacaktı.
Sayın Akalın araştırmalara dayanarak hazırladığı “Karameydanı Adı Üzerine Bir Değerlendirme” adlı bu makalesinde bizlere;
- Bu meydanda eskiden Davut Beg Mescidi’nin olduğunu,
- Davut Beg’in 1554 tarihinde Urfa’ya Sancak Beyi olarak atanan Çapakçur Beylerinden Mirza Davut Beg olduğunu,
- Urfa’da Diyarbakır kökenli Akkoyunlu Sultanı Hasan Padişah’ın yaptırdığı Hasan Padişah Camii minaresinde ve yine Diyarbakır kökenli Halhallı Behram Paşa’nın yaptırdığı Gümrük Hanı duvarlarında bazalt ve kalker taşın almaşık olarak kullanıldığını,
- Davut Beg Mescidi’nin de Diyarbakır kökenli Davut Beg tarafından bazalt taştan yaptırılmış olduğunu, bu mescidin harabeleri üzerine yapılan Karameydan Hüseyin Paşa Camii’nin kapısında ve kubbeyi taşıyan duvar payelerinde kullanılan bazalt taşın bu mescide ait olduğunu,
- Karameydan adının da kara taşlardan yapılmış Davut Beg mescidinden almış olabileceği mantıklı tezini ileri sürüyor.
Ayrıca; Akkoyunlu Sultanı Uzun Hasan’ın, on beş yaşında Urfa’da evlenerek İbrahim Peygamber makamı mevkiinde zifafa girdiğini, bu evlilikten doğan oğluna İbrahim Halil Peygamber’e hürmeten Halil adını verdiğini, oğlunun “Halil Sultan” olarak kısa ömrüyle tarih sahnesinde yer aldığını belgeleriyle anlatıyor.