“KINIFIR BEDRENK OLUR” Türküsü ile tanıdığımız Udi İBRAHİM ÖZKAN; İnsanlık abidesi örnek bir şahsiyetti. "İyi bir insan nasıl olmalıdır?" sorusunun cevabı idi..

İBRAHİM ÖZKAN ve 1958 Doğumlu kardeşi MERCAN ÖZKAN, Urfa Halk Müziğini özüne uygun olarak yaşatan Urfa'nın iki değerli musikişinasıdır.

Bu yazımda merhum İbrahim Özkan'ı tanıtmaya çalışacağım.

Ayrıca udi arkadaşı Lütfü Emiroğlu ile birlikte elli yıl önce doldurdukları bir video ile sizleri başbaşa bırakıyorum.

Videoyu hazırlayan sevgili İzzet Aran'a teşekkür ediyorum..

A.Cihat KÜRKÇÜOĞLU

1948 doğumlu İbrahim Özkan müzikle ilgilenmeye ortaokul sıralarında başladı. Ud çalmasını öğrendi. 1960’lı yıllarda Urfa musikisinin ustalarından Tenekeci Mahmut Güzelgöz, Halil Uzungöl (Halil Hafiz), Ahmet Uzungöl, Hafız Şükrü Çadırcı, Hafız Mahmut Akagün, Abdullah Balak gibi ustaların musiki meclislerinde bulundu. Geleneksel Urfa müziğinin inceliklerini, makam geleneklerini öğrendi.

Müzikle eğlence aracı olarak değil, bilim ve ruhu dinlendiren bir sanat olarak ilgilendi. Urfa Lisesi’nde öğrenci iken rahmetli Celal Aşar hocanın çalıştırdığı, benim de korist olarak atıldığım lise korosunda uduyla yer alırdı.

Liseden sonra Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okurken Ankara Müzisyenler Derneği’nde müdürlük yaptı. Uduyla çeşitli etkinliklere katıldı. Udi Selahattin Altınbaş’la yakın arkadaşlık kurdu ve onun takdirlerini kazandı.

Urfa’ya döndükten sonra birçok bant kaydına udu ve sesiyle katıldı. Beste çalışmaları da yapan İbrahim Özkan’ın hicaz makamındaki “KINIFİR BEDRENK OLUR”, uşşak makamındaki “MARHAMAM DÜŞTÜ SUYA” ve “ÇAL ÇOBAN ÇAL BENİ KANDIR”, nevruz makamındaki “BÜLBÜL SESİN NEDEN” adlı eserleri bestelerinden bazılarıdır.

Son yıllarda kalp rahatsızlığına yakalandı. Hastalığı sırasında Urfa ŞANMED Hastanesi’nde yatarken arkadaşlarla ziyaretinde bulunurduk. İnançlı bir insandı. Hasta halinde bile gayet metanetli, morali yerinde idi. Hastanenin Başhekimi Genel Cerrahi Uzmanı Ahmet İnan hoca sağ olsun kendisi ile hep ilgilenir, moral verirdi..

Altmış dört yaşında iken Gaziantep Üniversitesinde kalbin tümüyle yerinden çıkarılıp, yerine bir makinenin yerleştirildiği 'Total kalp ameliyatı' geçirdi.

Udi Lütfü Emiroğlu; can dostum dediği, özlem ve rahmetle andığı İbrahim Özkan’ı:

“İbrahim Özkan ne çalarsa güzeldir, İbrahim Özkan ne söylerse güzedir. 1969 yılında ben Polatlı Yedeksubay Okulu’nda iken hafta sonları Ankara’ya izne gelir, İbrahim’i kaldığı Siyasal Bilgiler Fakültesi Yurdu’na ziyaret ederdim. Birlikte müzik meşk ederdik”.

“Bu hafta sonlarından birinde sabah kahvaltısında buluştuğumuzda İbrahim bana; Lütfü, dün gece hicaz makamında “Kınıfir bedrenk olur” türküsünü besteledim dedi ve türküyü bana dinletti. Harika bir türküydü. Bu güzel türkü kırk yıl uykuda kaldıktan sonra Tsunami gibi dalga dalga Türkiye’ye yayıldı. Nerede ise okumayan sanatçı kalmadı. TV kanallarında, müzik programlarında herkesin beğenisini haklı olarak kazandı. “

“İbrahim; Urfa’da çifçilikle uğraştığı köyünde yardım severliği, gözünün gönlünün tokluğu, sofrasının açık olması ile gerçek ve örnek “Ağa” olarak sevilip sayılıyordu.” Cümleleriyle anlatmaktadır.

1 Temmuz 2014 tarihinde 65 yaşında iken Urfa’da vefat eden İbrahim Özkan’a yüce Allah’tan rahmet diliyoruz. Mekânı Cennet olsun İnşaallah.

Bu kıymetli çalışmasını GAPGündemi okurlarıyla paylaşan A.Cihat KÜRKÇÜOĞLU hocamıza, muhabbet ve hürmetlerimizle teşekkür ederiz..

Kaynak: A.Cihat KÜRKÇÜOĞLU