Göbeklitepe, Şanlıurfa il sınırları içerisinde yer alıyor. Tapınakta arkeolojik kazılar hali hazırda devam ederken her aşamada yeni bir bilgiye ulaşmak mümkün.

Dünya çapında ilgi gören tapınak kompleksi, tam tamına MÖ. 9600 senesinde inşa edilmiş. Bölgenin mistik atmosferiyle birleşince, tapınağın gizemi merak konusu olmayı başarıyor.

İşte Karşınızda Göbeklitepe Efsaneleri!

  • Göbeklitepe’nin bilinen en büyük efsanelerinden biri, tanrıların yeryüzüne indiği mekân olması. Efsaneye göre tanrılar, gökyüzünden bu bölgeye inmiş ve insanlığın ulaştığı tüm dini bilgiler burada doğmuş. Birçok araştırmacı, Göbeklitepe’nin kusursuz taş işçiliğinin insan eliyle oluşmuş olabileceğine inanmıyor. Bu nedenle, bilgeliğin doğduğu mekân olma efsanesiyle son derece dikkat çekiyor.
  • Göbeklitepe'nin "Cennet Bahçesi" Efsanesi olması da yaygın teorilerden biri. Cennetin bir parçası olduğuna inanılan tapınak, efsaneye göre doğa ve insanın uyum içinde yaşadığı bir alanmış. Hem ilahi varlıklar hem de doğa ile ilişkilendirilen tapınak, cennetin dünyadaki bir parçası olarak adlandırılıyor.
  • Göbeklitepe’nin yılan ve şahin tanrısı olması efsanesi de oldukça yaygın bir kitle tarafından benimseniyor. Tapınakta yer alan şahin ve yılan figürlerinin yoğunluğunun bilgelik ve ölümsüzlüğü temsil ettiğine inanılıyor.
  • Göbeklitepe'nin kayıp bir medeniyet olması efsanesi… Bu efsaneye göre tapınağı inşa eden insanlar, yeryüzünden kaybolmuş ve taş yapılar doğaya terk edilmiş. Dünyanın gizemini çözen kayıp insanlar, sırların çözümlenmesi için taş yapıları miras bırakmış.

Göbeklitepe'nin derin anlamlar içeriyor olması, çoğu insan bu benzersiz tapınağın için yalnızca dini bir alan olmaktan çıkmasına neden oluyor. Medeniyetin başlangıcı varsayılan mekândaki ipuçları, birçok efsanenin doğmasını sağlıyor. Mekânın insanlığın gizemini çözeceğine inanan bilim insanlarının sayısı da küçümsenmeyecek kadar fazla, bu da Göbeklitepe efsanesinin derinleşmesine olanak tanıyor.

Kaynak: Tuğba Polat