GAPGündemi dijital platformlarında yayınlanan ve Şanlıurfa’nın yerel yönetimleri ile siyasi gelişmelerinin tartışıldığı "Urfa’dan Bakış" programında önemli açıklamalar yapıldı. Gazeteci Mehmet Canbeyli, özellikle kamu kurumlarının ihale süreçlerindeki usulsüzlükler ve doğrudan temin sisteminin kötüye kullanılması konusunu gündeme taşıdı.
Canbeyli, pandemi döneminde kurumların doğrudan temin yöntemine daha sık başvurduğunu belirterek, bu sistemin yalnızca zaruri durumlarda kullanılması gerektiğini söyledi. Canbeyli, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Kurumlara doğrudan temin yetkisi verilmiş, ancak bu yetki sadece acil durumlarda kullanılabilir. Örneğin kış mevsimindeyiz, camınız kırıldı. Devlet diyor ki 'Bu camı taktırman için ihaleyi bekleme, soğuktur, camlarını yaptır.' Ancak bu yetki, belli şartlar yerine getirildiğinde kullanılabilir. Mal ya da hizmet için teklif alınmalı ve en uygun teklifi verenle işlem yapılmalı. Bugün, doğrudan temin yöntemiyle iş yapan birçok kurum bu kurallara uymuyor."
Doğrudan temin limitlerine de dikkat çeken Canbeyli, sistemin büyükşehirler ve ilçelerde farklılık gösterdiğini belirtti. Büyükşehirlerde doğrudan temin limitinin 622 bin liraya kadar çıkarıldığını söyleyen Canbeyli, bu durumun suistimale açık bir zemin oluşturduğunu dile getirdi:
"Devlet adeta muhatap olduğu kurumlara ‘Beni soyabilirsin’ diyor. İlçelerde bu limit 207 bin lira, örneğin Karaköprü Belediyesi bu tutara kadar olan alımları doğrudan teminle yapabiliyor. Adıyaman gibi bir ilde ise bu limit sadece 143 bin lira. Limitlerin bu kadar yüksek olması ve doğrudan temin yöntemiyle rekabet ortamının tamamen ortadan kalkması, devletin resmi olarak soyulması anlamına geliyor."
"Bu yöntem, devleti resmi olarak soyma yöntemidir."
Canbeyli, doğrudan teminin yalnızca %3 gibi bir oranla sınırlandırılması gerektiğini ve bu oranın aşılmaması için sıkı bir denetim mekanizması oluşturulmasının şart olduğunu ifade etti. Ayrıca, doğrudan temin sisteminin temel bir eksikliğini şu sözlerle vurguladı:
"Doğrudan teminde rekabet imkânı olmuyor. Bu yöntem, devleti resmi olarak soyma yöntemidir."
Gazetecilerin resmi ilanlarla ilgili yaşadığı zorluklara da değinen Canbeyli, ihalelerin gazetelerde yayınlanarak şeffaflık sağlanabileceğini belirtti. Canbeyli, şu sözleriyle durumu özetledi:
"Örneğin, Büyükşehir Belediyesi 1 milyonluk bir ihaleye çıkacak. Bu ihale gazetede yayınlandığı zaman herkes bunu görecek ve rekabet ortamı oluşacak. Rekabet sayesinde 1 milyonluk iş 800 bine kadar düşebilir. Ancak doğrudan teminle bu mümkün değil. Resmi ilanlar sayesinde şeffaflık ve kamu yararı artıyor. Buna rağmen gazeteler resmi ilanlardan yeterince destek alamıyor. Resmi ilanları yayınlamak için ayda 300 bin lira masraf ediyorum ve ilan alabilmek için 2 yıl beklemek zorundayım. Devlet bana görev vermiş, ancak ilan fiyatını da kendisi belirliyor. BİK (Basın İlan Kurumu) da bu süreçten pay alıyor."
Canbeyli’nin açıklamaları, ihale süreçlerindeki şeffaflık eksikliği ve doğrudan temin yönteminin istismarının yol açtığı kamu zararını gözler önüne serdi.