Yumaklı, Adana İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'nde düzenlenen tohum dağıtım programında, tarımın tarih boyunca insanlığın varoluşunun temel dayanaklarından olduğunu söyledi.

Tarımın gıda temini için ön önemli sektörlerden olduğunu ifade eden Yumaklı, "2050 yılında tahminler onu gösteriyor ki dünya nüfusu 10 milyar olacak, ülkemiz nüfusu da yaklaşık 100 milyon, hatta 100 milyonu aşacak. Bu nüfusu doyurmak, yetecek derecede gıdayı üretmek elbette son derece kritik, önemli. Bu sorunun üstesinden gelebilmenin tek yolunun üretimde verimliliği arttırmak ve aynı alandan daha fazla üretim yapılmasını sağlamak." diye konuştu.

Yumaklı, tarımda verimlilik konusunun önemine değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizler sürdürülebilir bir tarımsal üretim yapmalıyız. Ürettiklerimizi verimli bir şekilde üretmeliyiz. Verimli bir şekilde ürettiğimiz ürünlerin kalitesi yüksek olmalı. Geleceğe dair planlarımızı daha iyi yapabilmemiz için kayıtlılığımız yüksek seviyede olmalı ve bütün bunlardan elde edilen kazancın, gelirin tekrar sektöre yatırım olarak geri dönmesini sağlamamız gerekir. Verimlilik konusu son derece zorlu bir süreç. Tohumdan hasada kadar o zaman diliminin içerisinde bazısı bizim kontrolümüzde olan, bazısı da bizim kontrolümüzde olmayan birçok etkene, birçok önemli hususa sahip. Tohum da işte bunun en hayati, en önemli başlangıç noktası. Hastalıklara dayanıklı, bulunduğu iklime uyum sağlamış, gerçekten istenen kalitede dirençli tohumların olması tarımdaki üretimin ve verimliliğin en önemli şartı. İyi nitelikli tohumların ortalama verimi yüzde 25 oranında etkilediğini biliyoruz. Hatta bazı ürünlerde bu oran çok daha yukarılara çıkabiliyor. Bu sebeple verimlilik konusu üretimin arttırılmasında, maliyetlerin de düşürülmesinde en önemli hususlardan bir tanesi."

"Ülkemiz dünyadaki tohumculukla alakalı ilk 10 ülkeden bir tanesi"

Bakan Yumaklı, tohumculuğun artık ülkelerin kendi yeterliliğinin, hatta özgürlüğünün anahtarı olarak görüldüğünü anlatarak, şöyle konuştu:

"Ülkemizde de bunu pek çok kereler ifade ediyoruz. Bu konudaki yanlış bilinen doğruların ya da doğru bilinen yanlışların kendi mecrasına dönene kadar biz de bunları tekrar etmeye devam edeceğiz. Ülkemiz dünyadaki tohumculukla alakalı ilk 10 ülkeden bir tanesi. Özellikle son dönemde tohumculukla ilgili araştırma geliştirme yapan hem firma sayısı arttı hem de bakanlık olarak özellikle Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğümüzün bu konudaki çalışmaları artık sadece ulusal düzeyde değil, uluslararası düzeye taşmış durumda. Bugün şunu söylüyorum; çok gönül rahatlığıyla dün Şanlıurfa'daydık, orada da aynı şeyi konuştuk. Her şey sıfırlanmış olsa biz yine sıfırdan başlayacak güce, kabiliyete yeterli sayıda ürünün gen bankalarımızdaki saklamış olduğumuz o nüvelerine, örneklerine sahibiz hamdolsun."

Yumaklı, Türkiye'nin iklim koşulları açısından tohumculuğun geliştirilmesiyle alakalı büyük avantajlara sahip olduğunu, bu alanda son 22 yılda çok büyük bir aşama kaydedildiğini belirtti.

Özellikle yerli tohumun stratejik değerinin bilincinde olduklarını, bu konuda özel ve ciddi çalışmalar yapıldığını bildiren Yumaklı, gen bankasında 37 ata tohumunun diğer ürünlerle beraber koruma altında tutulduğunu dile getirdi.

"Her 100 kilogram tohumun 97 kilogramı Türkiye'de üretiliyor"

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünün hazırladığı ve geliştirdiği ürünleri Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (TİGEM) uygulayıp çoğaltarak Türkiye'deki üreticilere ulaşmasını sağladığını anlatan Yumaklı, "Şunu gururla söyleyebilirim; Türkiye'de üretilen, kullanılan her 100 kilogram tohumun 97 kilogramı bu ülkenin topraklarında üretilmektedir. Ülke olarak elbette bunun yeterli olduğunu düşünmüyoruz. Bilimsel geliştirmelere yön vermek, bundan sonraki dönemde gelişmeye daha da açık hale getirmek bizim görevimiz." diye konuştu.

Adana'nın önemli sertifikalı tohum üreten ve kullanan bir şehir olduğunu bildiren Yumaklı, Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi'nin bütün Türkiye'de halihazırda uygulandığını, bu proje kapsamında ziyaret ettikleri illerde tohum dağıtımı yaptıklarını anımsattı.

İşlenmeyen tarım arazilerinin etkinleştirilmesi veya kullanılması konusuna da dikkati çeken Yumaklı, "Üretimin arttırılması bizim olmazsa olmazımız. 2022 yılı sonu itibarıyla bizim bitkisel üretim rakamımız 129 milyon tondu. 2023'te bu rakam 137 milyon tona çıkmış durumda. İnşallah 2024 yılında bu rakamı çok daha ileriye taşıyacağız. Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi (TAKE) Projesini uygulamaya devam edeceğiz. Bizler belli oranlarda hibelerle yüzde 50'den yüzde 75'e kadar üreticilerimizi sertifikalı tohumlarla daha verimli, kaliteli üretimler yapabilmeleri amacıyla desteklemiş olacağız." ifadesini kullandı.

Yumaklı, Adana'da bakanlıklarının yapacağı çalışmalar hakkında da bilgi verdi.

Adana Valisi Yavuz Selim Köşger de Tarım ve Orman Bakanlığınca TAKE Projesi kapsamında soya ve ayçiçeği, nohut ve kuru fasulye için 28 milyon 925 bin lirası bakanlık destekli olmak üzere toplam 54 milyon lirayı aşan tutarda tohum dağıtımı yapacaklarını ifade etti.

Köşger, TAKE Projesi gibi projelerin devletin tarımsal üretime ve gıda güvenliğine verdiği önemi çok net bir şekilde ortaya koyduğunu vurguladı.

Adana'nın verimli topraklarıyla gıda güvenliği açısından stratejik öneme sahip olduğunu belirten Köşger, "Bu noktada ilimizde çok önemli projelere imza atılmıştır." dedi.

Konuşmaların ardından Bakan Yumaklı ve diğer katılımcılar, çiftçilere soya tohumu verdi.

Yumaklı, Adana'da tarım sektörü temsilcileriyle buluştu

Yumaklı, kentteki bir otelde tarım sektörü temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda da Türkiye Yüzyılı hedeflerinin büyük olduğunu söyledi.

Karşılıklı istişarelerin kendileri açısından faydalı olduğunu ifade eden Yumaklı, bu ziyaretlerle adeta sahanın röntgenini çektiklerini anlattı.

Yumaklı, bugün "tarımın başkenti" Adana'da bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek, tarımın ekonominin çarklarını çeviren stratejik bir sektör olduğunu vurguladı.

Yumaklı, son 22 yıldır Adana'nın tarım altyapısının daha da güçlendirildiğini ifade ederek, "Adana'ya tarım, orman ve su alanlarında yapılan yatırım ve destek rakamı yaklaşık 85 milyar lira. Su alanında 42 milyar liralık bir yatırımla 142'ye yakın tesise sulama eseri kazandırılmış durumda." dedi.

Devrim niteliğinde olan uygulamaları hayata geçirmek için çalıştıklarının altını çizen Yumaklı, "2023 yılının Nisan ayında yasal düzenlemeyle Tarım Kanunu'nda yapıldı. Buna istinaden kullanılmayan tarım arazilerinin yeniden ekonomiye kazandırılması, tarımsal üretim planlaması, sözleşmeli üretim gibi konular artık yasal düzenleme ile birlikte farklı bir yönüyle hayatımıza girmiş oldu. Benim de bakan yardımcılığı dönemimde içinde bulunduğum proje grupları çalışmaları tek tek devreye alınmış oldu." diye konuştu.

- Hayvancılık yol haritası

Yumaklı, hayvancılıkla ilgili yol haritası hazırladıklarını hatırlatarak, "Bu 5 yıllık haritada uygulayacağımız yeni dönemdeki politikalarımızı açıkladık. Burada özellikle planlı yetiştiricilik sistemi, yeni destekleme modeli, şu anda yayınlanma sürecinde, gençlere ve kadınlara özellikle pozitif ayrımcılık, hastalıklarla etkin mücadele, anaç hayvan üretiminin arttırılması, ıslah eylem planları gibi hem bitkisel üretimde hem hayvansal üretimde hem de su ürünleri üretiminde daha fazla üretmeyi bizlere sağlayacak olan bütün bu uygulamaları tek tek paylaşıyoruz." ifadesini kullandı.

"Su Verimliliği Seferberliği" konusunda yaptıkları çalışmalara değinen Yumaklı, şöyle konuştu:

"Herkes 'Su Verimliliği Seferberliği' deyince bunun sadece sosyal bir proje olduğunu düşünüyor, değil. Bu hayati bir konudur. Türkiye'mizin Akdeniz kuşağında, iklim değişikliğinden en çok etkilenecek olan ülkeler arasında ilk sıralarda yer alması sebebiyle bizler, bütün faaliyetlerimizi sadece bizim Bakanlığımızın uhdesindeki konularda değil, ülkemizdeki bütün faaliyetlerimizde suyu merkeze alan bir yaklaşımla yapmak zorundayız. Şöyle bir örnek vereyim; Türkiye'de kişi başına 1313 metreküplük bir su potansiyeli var, su stresi altında bir ülkeyiz. Hiçbir şeye dokunmazsak, bu şekilde devam ederse yani inanılmaz bir 2,5 kat trilyonluk bir suyla alakalı yatırımı olan bir ülkenin bile 2030 yıllarında su fakiri olan bir ülke pozisyonuna geçmesi işten bile değil. Biz bunu durduramayız ancak yönetebiliriz. Dolayısıyla bütün unsurlarıyla beraber bu hususun tüm sektörler tarafından dikkate alınması mecburiyeti vardır. Bundan sonraki dönemde de sizler de sıklıkla göreceksiniz zaten özellikle suyun yüzde 77'sini kullanan tarım sektörü, yüzde 13'ünü kullanan sanayi sektörü, geri kalanı evsel ve kentsel kullanımla alakalı bütün taraflar aslında 85 milyon, suyu merkeze alarak faaliyetlerini yeniden düşünmek durumunda."

Bakan Yumaklı, Adana için sunulan destekler, projeler, yatırımlar, ormancılıkta ayrılan kaynak gibi konularda katılımcılara bilgi verdi.

Bugün kadar olduğu gibi bundan sonra da çiftçinin, üreticinin yüzünü güldürmek için çalışmalara devam edeceklerini vurgulayan Yumaklı, "Tek başımıza karar almıyoruz. Bütün kararlarımız, sektörle birlikte konuşarak alınan kararlardır. Dolayısıyla omuz omuza verdiğimiz süre içerisinde biz hem Türkiye'deki üretimin arttırılması hem dünyadaki rekabete karşı koyma gücümüzü artırma konusunda var olan potansiyelimizi en iyi şekilde sarf edeceğiz ve kullanmış olacağız." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA