TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Yüksel, Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'a ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Hayvanları Koruma Kanunu'nun 2004'te yasalaştığını hatırlatan Yüksel, bunun hayvanların yaşamları ve onlara kötü muamele yapılmasının engellenmesi amacıyla hazırlandığını dile getirdi.
Yüksel, Hayvanları Koruma Kanunu'nun, hayvanların acı ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmasını ve her türlü mağduriyetlerin önlemesini hedeflediğini vurguladı.
Bu Kanunda 2021'de yapılan değişiklikle hayvanlara karşı çok sayıda fiilin de suç haline getirildiğini ifade eden Yüksel, düzenlemelerle hayvanların "eşya" statüsünden çıkarılıp "can" olarak kabul edildiğine dikkati çekti.
Cüneyt Yüksel, şöyle devam etti:
"Yaşanan ve gelişen süreç içerisinde mevcut yasal düzenlemelerin, sahipsiz hayvanların rahat yaşamını ve can güvenliğini tam anlamıyla sağlayamadığı gibi insanların ve diğer canlıların yaşadıkları sorunları çözmekte de yetersiz kaldığı görülmektedir. Sahipsiz hayvanlar, özellikle başıboş köpekler, son yıllarda popülasyonun kontrol altına alınamaması nedeniyle giderek büyüyen bir sorun haline gelmiştir. Sayıları her geçen gün artan ve sokaklarda sürüler halinde yaşamaya başlayan başıboş köpekler, en temel insan hakkı olan yaşam hakkını dahi tehdit eder bir boyuta ulaşmıştır. Bu durum, çevre temizliği, toplum sağlığı, kamu düzeni ve güvenliği ile diğer hayvanların yaşamını ve varlığını da tehlikeye atmaktadır."
Son dönemde sahipsiz köpek saldırıları dolayısıyla vatandaşların yaralandığını, hayatını kaybettiğini anımsatan Yüksel, yaşanan olaylar karşısında duyarsız kalmalarının mümkün olmadığını dile getirdi.
"Daha iyi koşullarda yaşamalarını temin etmek amacıyla yapılmaktadır"
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel, şunları kaydetti:
"Sokak hayvanlarının toplatılması, hem toplum sağlığını korumak hem de hayvanlarımızın daha iyi koşullarda yaşamalarını temin etmek amacıyla yapılmaktadır. Her ne kadar bazı kesimler 'hayvanlar katlediliyor' gibi bir algı oluşturmaya çalışıyor ise de bu kanunda böyle bir durumun mevcut olmadığı ortadadır. AK Parti iktidarının, hayvanların korunmasına yönelik olarak Meclis çatısı altında yaptığı kanuni düzenlemelerin unutulmaması gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isterim. Kanunun hazırlık sürecinde uluslararası sözleşmelere ve anayasal düzenlemelere uygun bir şekilde çalışmalar yürütülmüştür."
Yüksel, Türkiye'nin taraf olduğu "Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi"nde yer alan hükümleri anlatarak, Kanunda, Avrupa Konseyi üyesi devletlerin ev hayvanlarıyla ilgili uyması gereken yükümlülüklere ve alması gereken tedbirlere ilişkin düzenlemelere yer verildiğini bildirdi.
Sözleşmede, "Taraflardan birinin, başıboş hayvan sayısının sorun yarattığını düşünmesi halinde, sayılarını azaltmak için uygun yasal ve/veya idari tedbirleri alması gerektiğinin" düzenlendiğinin altını çizen Yüksel, Anayasa'nın "Milletlerarası Andlaşmaları Uygun Bulma" başlıklı 90. maddesinin beşinci fıkrasına göre, usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmaların kanun hükmünde olduğunu ifade etti.
Yüksel, "Kanunda Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'ne atıf yapılması Anayasa'ya aykırılık teşkil etmemektedir. Kanun, kamuoyunun beklentisi olan başıboş köpek sorununun insan, çevre ve hayvan sağlığı birlikte gözetilerek çözülmesine yönelik hazırlanmıştır." dedi.