GAPGündemi dijital platformlarında yayımlanan "Meral Bayat'la Biz Bize" programının canlı yayın konuğu Eğitimci- Yazar Hasan Yıldız oldu.

Urfa'da kitap okuma ile ilgili sorunlara değinen Yıldız, "Okumaya teşvik konusunda çok ciddi eksikliklerimiz var. Bunun çözüm yolu; en başta yerel yazarlarımızı çocuklarla ve anne babalarla buluşturmamızdır.  Urfa'da kitap fuarları düzenlendiği zaman yerel yazarlar için ayrılan standı görüyorsunuz. 50'ye yakın yazarımız var. Bu yazarlarımızın her ay bir mahalleye ya da ilçeye odaklandığını düşünün. Bir öğrenci de merak uyandırırsanız o dalga dalga yayılacaktır. Bu zamanla olabilecek bir şeydir." dedi.

"Eyyübiye'de okuma konusunda önemli adım"

Yıldız, "Eyyübiye ilçesinde okuma yazma ile ilgili sorunları biliyoruz. Eyyübiye Kaymakamımız ve İlçe Milli Eğitim Müdürümüz bu konuda çok duyarlı. Hep birlikte 'Eyyübiye'de yeşeren filizle' isimli bir proje hazırladık. Hepsi birbirinden güzel bin eser geldi ama içerisinde ancak 40 eser seçebildik. Bunları kitap haline getirdik." şeklinde konuştu.

"Edebiyat uyarır ve güzelleştirir. Edebiyat, size yön verir"

Dinin tarih ve edebiyat ile ilişkisine vurgu yapan Yıldız, "Şanlıurfa'da Peygamber Şehri'nde bulunuyoruz. Dinin tarih ve edebiyat ile olan ilişkisini irdelemek gerekir. Tarih bir olayı ele alırken yer ve zaman bildirir. Din, tarih ile birlikte gelişimini sağlar ve ona katkıda bulunur. 'Tarih içerisinde şu olaylar olmuştur' der. Bu şekilde tarihin konusu olur. Edebiyat ise tarihin ve dinin içerisinde yer alan olaylara duygu katar. Sizi ağlatır ve düşündürür. Sizi biraz daha olgunlaşmaya doğru götürür. Dinin en büyük etkisi budur. Din ve tarih bir argümandır. Bir araya geldikleri zaman mutlak suretle bazı şartları oluşturur. Edebiyat öyle değildir. Edebiyatta bir düşünceyi işin içine katmak zorundasınız. Edebiyat uyarır ve güzelleştirir. Edebiyat, size yön verir." ifadelerini kullandı.

"Dinden ilham alan eserler vardır"

Dinden ilham alan eserlere değinen Yıldız, "Sadece kendi edebiyatımız içerisinde değil; dünya edebiyatı içerisinde de bunu görebiliyoruz. Ortaçağda Hristiyanların Rönesans'a doğru geçtiği süreçte Dante'nin 'İlahi Komedyası'nı örnek verebiliriz. Yazar bu eserde cenneti, cehennemi ve arafı işlemiştir. Aynı zamanda Hristiyanlığa eleştiriler söz konusudur. Bu şunu gösteriyor dini işler devlet otoritesinden çıktığı zaman böyle bir eleştiri söz konusu olabiliyor ve daha güzel eserler ortaya çıkabiliyor. Dostoyevski'nin 'Karamazov Kardeşler' adlı eserinde de bunu görebiliyoruz. Bir cinayetin dinle ilişkisi ve aile içerisindeki parçalanmayı görebiliyoruz." diye konuştu.

"Dini motifler eserlerde ele alınmıştır"

Yıldız, "Bizim edebiyatımızda da Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin eserlerinde bunu görebiliyoruz. Mevlana'nın eserleri tasavvufun en önemli eserleridir. Bunlardan beslenen eserlerimize baktığınız zaman Orhan Pamuk,  'Kırmızı Saçlı Kadın' ve 'Benim Adım Kırmızı' eserlerinde Mevlana'nın öğretilerinden ve dini motiflerinden yararlandığını ve mistik bir şekilde bu konuyu ele aldığını görüyoruz.

Mehmet Akif Ersoy'un 'Safahat' isimli eserinde ve İskender Pala'nın romanlarında da bunu görebiliyoruz. İran Edebiyatı'nda Sadi-i Şirazi'nin 'Gülistan' adlı romanında bunu görebiliyoruz." dedi.

Kaynak: GAPGündemi / Tuğba Polat