GAPGündemi dijital platformlarında canlı olarak yayımlanan ve moderatörlüğünü Muharrem Çelik'in yaptığı "Şanlıurfa'da Kültür ve Sanat" Programının konuklarından biri (ÖĞ-DER) Şanlıurfa Şube Başkanı Yunus Yegin oldu.

"Şuurlular olabilmek için çabalıyoruz"

Konuşmasının başında derneklerinin amacına değinen Yegin, "Şuurlu Öğretmenler Derneği Genel Merkezi Ankara'da bulunan aynı zamanda il başkanlığı düzeyinde 63 şubesi bulunan büyükçe bir dernektir. Yayınlarıyla ve yapmış olduğu çalışmalarıyla orta ve üst düzeyde akademik içerikli çalışmalar yapmaktadır. Derneğimiz il açıldığı zaman bu ismin kullanılması ile ilgili eleştiriler gelmişti. Şuur kelimesini ileri düzeyde bir amaç ve hedef olarak kullanıyoruz. Şuurlu ya da şuursuz nitelemesi bugüne kadar hiç yapmadık. Zaten yapılmasını da istemiyoruz. Orta ve uzun vadede bir hedef olarak bireysel gelişim anlamında bireysel olarak değerlendirilebilir. Zaten kendimizi şuurlular olarak nitelendirmiyoruz. Şuurlular olabilmek için çabaladığımızı söylüyoruz. Tüm öğretmenler ve tüm aileler için öngörülebilecek bir hedeftir diye düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

"LGS'ye girmek zorunlu değildir"

Yegin, "Pazar günü yapılacak Liselere Geçiş Sınavı'na (LGS) girecek öğrencilere ve öğrencilerin anne ve babalarına seslenen Yegin, "2 Haziran 2024 tarihinde LGS sınavı yapılacak. Ortaokul 8. sınıf öğrencilerimiz liseye geçmek için bir sınava girecekler. LGS: Liselere Geçiş Sınavı'dır. Fen, Anadolu, İmam Hatip ve Meslek Lisesine girme sınavı değildir. Liselerde üniversiteye geçmek için bir ön aşamadır. Ortaöğretim zorunludur. Bu sene 8. sınıfa giden çocuklarımız başka bir üst kademeye geçecekler. Burada talep edenler sınavlı okullara kayıt olacaklar. Sınava girmek zorunda değildir. Girmeyenler de sınavsız okullara kayıt olacak." dedi.

"Anne babalar ve öğretmenler daha fazla stres yaşıyor"

Sınava giren öğrencilerin yaşadığı strese değinen Yegin, "Sınav stresi hem öğrenci hem öğretmen hem de aileler için başlı başına bir konudur. Öğrenci tek başına bir stres yaşamıyor. Öğrencinin konu eksikliği, zaman kullanımı ile ilgili sorunları ya da dikkat dağınıklığı olabilir. Biliyorsunuz ergenlerde dikkat dağınıklığı normal olarak kabul edilir. Durum böyle iken ailelerin ve öğretmenlerin daha derli toplu daha ayakları yere basan ve daha yönlendirmeli adımlar atmaları gerekir. Gözlemlediğimiz kadarıyla hem öğretmenlerin hem de ailelerin öğrencilerden daha fazla bir stres yaşadıklarını görebiliyoruz. Bu çok acayip bir olay değildir. Öğrencilerin yaşadığı stresi kabul edilebilir bir düzeyde tutabilmeyi ve stresle yaşamayı onlara öğretmeliyiz. Sınava girecek çocuklar için anne babanın ve çevredeki diğer uyaranların stresi de üzerine gelince çocuklar bildiği soruyu cevaplayamama, zamanı iyi kullanamama kontrolsüz bir stres ile karşı karşıya kalabilir." şeklinde konuştu.

"Stres bir hastalık değildir"

Yegin, "Öğrencilerimize ve ailelerine söylüyoruz ki stres normal bir duygu durumudur, bir hastalık değildir. Heyecan da bunların kardeşidir. Dolayısıyla stres kontrol edilebilirse motivasyon kaynağı olur. Bu çok kolay değil; ama çok da zor değil. Biraz işbirliği ve biraz anlayışla bu halledilebilir." dedi.

Kaynak: GAPGündemi / Tuğba Polat