|
|||
![]() |
ÇAPIT TOP | ||
Mehmet SARMIŞ | |||
mehmetsarmis@gmail.com | |||
M. Fuat Kürkçüoğlu'nun Haliliye Belediyesi tarafından yayınlanan "anı roman" kitabı. Alt başlığı "1950'lerde Urfa'da Hayat".
1950 doğumlu olan yazar ilkokula başladığı ilk bir yıl içindeki hatıralarını kronolojik olarak sıralıyor. Ve her adımda hatıralarına ara verip anlattığı konuyla bağlantılı olarak o yılların Urfa'sını anlatıyor. Hem de ne anlatış! Bütün bir Urfa'yı ve o devirdeki sosyal hayatı, çok zaman Urfa ağzı ile ve her yönüyle, bütün detaylarıyla.
O yıllarda Urfa merkezi, aşağı yukarı Köprübaşından Urfa Kalesine, Kamberiye Mahallesinden Tılfındır Tepesine kadar bir alanı kaplıyor. Nüfusu 30 binler civarında. Yani küçücük. O yüzden herkes her yeri ve birbirini tanıyor.
O sıralarda hayatı Cumhuriyet Dönemi şekillendirse de Osmanlı'nın maddi manevi izleri henüz tamamıyla kaybolmamış. Üzerine Demokrat Partinin getirdiği yenilikler eklenmiş.
Kunduracı Bekir Emmi ile ev hanımı İslim Dayzenin beş erkek çocuktan oluşan ailesi. Bu çocukların tamamı ilim, kültür ve sanat alanında sivrilmiş, önemli eserler vermiş, vermeye de devam eden bugünün tanınmış simaları: Nihat, Cihat, Fuat, Mustafa ve Sabri Kürkçüoğulları…
Yazar beş erkek kardeşin ortancası. Çocuk olması dolayısıyla çocukların; kız kardeşleri olmadığı için ev işlerinde annesine yardım ettiği ve küçük olduğu için de onunla beraber her yere girip çıktığı için kadınların; esnaf olan babasının yanına gidip gelmesi ve yaz tatilinde bir başka esnafın yanında çıraklığa başlaması dolayısıyla da erkeklerin dünyasını tanıyor. Her insanda olduğu gibi onda da çocukluk hatıraları daha kalıcı izler bırakmış. Uzun yıllar öğretmenlik yaptığı, kültür ve sanatla iç içe olduğu için yazdığı her konuya vakıf. Kitabı yazarken bir hayli de araştırdığı belli oluyor.
Okumaya başlayınca, küçük bir çocuk olan yazarla beraber Urfa'nın, sokak sokak mahallelerinde, meydanlarında, yollarında, kabaltılarında, camilerinde, okullarında, çarşılarında, hamamlarında, leyliçi evlerinde dolaşmaya çıkıyorsunuz. Doğumdan ölüme hayatın her anını, o dönemin adetleri ile yaşıyorsunuz. Doğum, sünnet, evlilik, düğün, Ramazan, dini ve milli bayramlar, eğlence, ölüm, yas, ne ararsan var. Yazın, kışın, kahvaltıda, diğer öğünlerde, uzun kış gecelerinde ne yenilir, ne içilir? Bir evin bölümleri, evin düzeni, ev eşyaları, akrabalık ve komşuluk ilişkileri, kış ve zahire hazırlıkları bütün ayrıntıları ile veriliyor. Sokak satıcılarını, "deli"lerini isim isim tanıyorsunuz.
Bir büyük bilinciyle ama bir çocuğun gözünden. Çok yalın ama çok tatlı bir üslupla.
Okurken gözünüzde çok sevimli bir çocuk canlanıyor. Zeki, afacan ve aynı zamanda çok da duygusal. Bana biraz Şeker Portakalı'nın Zeze'sini hatırlattı. Onun gibi hem gülüp hem ağlatıyor. Tek kız kardeşleri Vecihe'nin kızamıktan ölümüne ağlarken, birçok yerde kahkahalarla güldüm. Birçok bölümünü evde bizim çocuklara da anlattım, beraberce güldük, üzüldük.
O dönem Urfa'sının birçok güzellikleri var. En güzeli de insani ilişkilerdeki doğallık ve samimiyet. Akraba ve komşular arasındaki yardımlaşma da çok etkileyici. Hayat daha sade, gıdalar daha doğal; belki daha yoksul ama kesinlikle daha insanî. Bugün maalesef o güzellikleri büyük ölçüde kaybettik, bundan dolayı da çok sorunluyuz ve mutsuzuz.
Fakat o dönemin zorlukları da çok, sıkıntıları da… Kanalizasyonlar açıktan akıyor, evlerde su yok, temizlik çok sıkıntılı. Herkesin okula gitme şansı yok. İmkânlar çok kısıtlı. Okul yöneticileri ve öğretmenlerin öğrencilere yaklaşımı o dönem için normal karşılansa da bugün için kabul edilebilir değil.
Hâsılı kitap çok güzel. O dönem Urfa'sı için çok önemli bir kaynak. Başka bir yerde bir arada bulma şansınız olmayan çok değerli bilgiler var.
Keşke herkes kendi hatıralarını ve "kendi Urfa'sını" yazsa… Hatta Fuat Bey, daha sonraki hatıralarını da yazsa... Bu tür kitapların, o dönemi çalışacak yazar ve akademisyenler için zengin bir arşiv oluşturacağına inanıyorum. Kitabın sonundaki Urfa ağzı sözlüğü de çok faydalı. Ancak üzerinde biraz daha çalışılabilirdi.
450 Sayfalık kitabı okumaya başlayınca elimden bırakamadım ve bir iki gün içinde bitirdim. Bittiği için de üzüldüm. Belki de o hayatın bir kısmına ben de yetiştiğim için bu kadar hoşuma gitti. Urfalı olmayanların ve o döneme yetişmeyenlerin de aynı şekilde hoşuna gider mi bilmiyorum.
Kendi adıma bu güzel ve çok faydalı eserden dolayı Fuat Beye çok teşekkür ediyor, yazacak hatıraları olup yazmayanlara örnek olmasını diliyorum.
|
|||
Etiketler: ÇAPIT, TOP, |
|