Genel Kurulda, siyasi parti gruplarının "bazı özel sağlık kuruluşlarında yaşanan bebek ölümlerinin tüm yönleriyle araştırılması, özel sağlık kuruluşlarının yenidoğan, çocuk engelli ve yaşlılara yönelik işlemlerinin incelenmesi" ile ilgili önergelerinin birleştirilerek ele alınmasına yönelik Danışma Kurulu önerisinin kabul edilmesinin ardından milletvekilleri söz aldı.
Saadet Partisi Grup Başkanı Selçuk Özdağ, toplumun kendisini iğneli bir fıçının içindeymiş gibi hissettiğini belirterek, iktidarın politikalarını eleştirdi.
İnsanların kime güveneceğini bilemez hale geldiğini ifade eden Özdağ, ülkenin bilinçli ve planlı şekilde kötülüğe teslim edildiğini öne sürdü.
Sadece "yenidoğan şebekesi" olmadığını, "kanser, tıbbi cihaz/malzeme, kalp krizi, laboratuvar, diyaliz, ilaç şebekeleri" gibi şebekeler de bulunduğunu iddia eden Özdağ, bahsi geçen hastanelerde olaylar yaşanırken SGK ödemelerinin sürdüğünü söyledi.
Araştırma komisyonu kurulmasını doğru bulduğunu vurgulayan Özdağ, "İnşallah bu araştırma komisyonu sonucunda hazırlanacak rapor TBMM'ye iner ve ona uygun kanunlar yaparız; ardından da Türkiye'de bu problemlerin bir daha neşet etmemesi için hep beraber çalışırız." diye konuştu.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, "Maalesef, Türkiye hiçbir şeyin korunamadığı bir ülke haline geldi; çocuklar korunamıyor, kadınlar korunamıyor, sınırlar korunamıyor ve maalesef kişisel veriler korunamıyor." ifadesini kullandı.
Verdiği onlarca soru önergesine ilgili bakanlardan cevap alamadığını söyleyen Çömez, 20 Mayıs 2024'te bu konuyla ilgili önergesine de cevap verilmediğini, parlamentonun sorumluğunun yasama ve denetleme olduğunu belirterek, Meclis Başkanlığınca, soruları yanıtsız bırakan bakanlara hesap sorulmasını istedi.
Meclisin sorumluluğu olduğunu dile getiren Çömez, "Gelin bu alçak çetelerle hep beraber mücadele edelim ve bu ülkeyi hep beraber temizleyelim." dedi.
"İnsanlığın yüz karaları"
MHP Bursa Milletvekili Fevzi Zırhlıoğlu, bebek ölümlerine neden olanları "katil sürüsü" olarak nitelendirerek, "Yenidoğan bebekler üzerinden SGK'den günlük 8 bin lira alabilmek için yoğun bakımda tutup ölümlerine neden olan, insanın aklına getiremeyeceği hiçbir temiz vicdanın kaldıramayacağı yöntemleri kullanarak cinayet işleyen yaratıklar insanlığın yüz karalarıdır." şeklinde konuştu.
Soruşturmayı yürüten savcıya ilkeli ve samimi duruşundan dolayı teşekkür eden Zırhlıoğlu, salgın döneminde çalışmalarıyla örnek olan sağlık çalışanlarının, bu olaydan ötürü baskı altında hissetmemesini istedi.
Zırhlıoğlu, konu hakkında Meclis araştırması açılarak olayın hem hukuki hem vicdani hem de her boyutuyla araştırılıp incelenmesi ve sistemde bulunan boşlukların doldurulması gerektiğini belirtti.
DEM Parti Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ, 2003'te sağlıkta dönüşüm programıyla sağlık sisteminin özel sektörün insafına terk edildiğini ileri sürerek, "Geldiğimiz noktada ise maalesef kısır bir döngüyle, yılda 1 milyar hasta başvurusu olan, halkın sağlık sorunlarına çözüm bulamayan, çürümüş bir sistem ve sağlıksız bir toplum ortaya çıktı." diye konuştu.
Bozdağ, sadece toplumun sağlık hakkını hiçe sayan çete üyelerinin değil, sorumluluğu olan herkesin hesap vermesi ve yargılanması gerektiğini söyledi.
"85 milyonun kabullenemediği büyük bir acı"
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, herkesin vicdanını yaralayan, yürekleri kanatan, 85 milyonun kabullenemediği çok büyük bir acının yaşandığını belirterek, bu konunun üstüne gidilmesi gerektiğini kaydetti.
Sağlık sisteminde sorunlar olduğunu söyleyen Emir, "Elbette ki bugün 30 yıl öncesinden birçok alanda daha iyiyiz, bunun altında yatan bir sürü sebep var ama 90'lı yıllara göre çok daha kötü olduğumuz, çok daha üzüleceğimiz noktalar da var." dedi.
Araştırma önergesinin sadece 47 sanık için verilmediğini dile getiren Emir, "Bu sistem niye çalışmadı, niye denetlenmedi, niye göz ardı edildi, niye SGK anlaşması iptal edilmedi, niye bu hırsızlara bu paralar ödenmeye devam edildi, dinlendi de bu ölümler göz göre göre niye durdurulmadı; bunları konuşmak istiyoruz. Bunların sorumlularını bulalım, bir daha böyle ölümler olmasın istiyoruz." ifadelerini kullandı.
"Türk adaleti hak ettikleri en ağır cezayı verecek"
AK Parti İstanbul Milletvekili Ümmügülşen Öztürk, bir anne ve bir çocuk doktoru olarak masum bebeklerin hayatını ticari bir malzemeye dönüştüren bu vahşi yapıya karşı duyduğu öfkeyi, kelimelere sığdırmakta zorlandığını dile getirdi.
Ailelerin emanet ettiği en değerleri varlıkların bebekleri olduğunu dile getiren Öztürk, şöyle konuştu:
"Onlara şifa vermek sadece bir meslek değil, aynı zamanda derin bir sevgi ve büyük bir sorumluluktur. Yavrularımızı yaşatmak, onların hayatlarına dokunmak bizim için kutsal bir görevdir ancak bu kutsal görevin tam tersine hareket eden, masum bebeklerimizi kirli çıkarlarına alet eden, onları ticari bir mal gibi gören bu çete hepimizi derinden yaralamıştır. Bu acımasız suç örgütü insanlığın vicdanına karşı büyük bir suç işlemiştir. Hiçbir doktorun, hiçbir sağlık çalışanının, hatta hiçbir insanın kabul edemeyeceği bu vicdansızlık hepimizi derinden sarsmıştır. Bu çete, yalnızca devletimizi dolandırmakla kalmamış, toplumun bizlere olan güvenini zedelemek için büyük bir çaba sarf etmiştir."
Böylesi bir vahşet karşısında vicdanı olan hiçbir insanın sessiz kalamayacağını belirten Öztürk, "Bu çürük elmalar mesleğimizin onuruna ve sağlık sistemimizin sağlam yapısına asla gölge düşüremeyecektir. Bizler sağlık sistemimizi korumak için bu çürük elmaları tek tek ayıklayacak, bu çetelerin kökünü kazıyacağız. Türk adaleti hak ettikleri en ağır cezayı verecek ve bu karanlık yapılar bir daha asla gün yüzü göremeyecektir." dedi.
Öztürk, sağlığın, siyasi çekişmelerin ötesinde herkesin ortak sorumluluğu olduğunu vurgulayarak, vatandaşların güven içinde sağlık hizmeti almasını sağlamak için ortak hareket etmeleri gerektiğini söyledi.
Görüşmelerin ardından tüm siyasi parti gruplarının kabul oyuyla Meclis araştırma komisyonu kuruldu.
22 üyeden oluşacak komisyonun çalışma süresi 3 ay olacak ve gerektiğinde Ankara dışında da çalışabilecek.