HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanlığı, Ramazan ayının ilk gününde Genel Başkanları Zekeriya Yapıcıoğlu ve HÜDA PAR Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Emin Özaslan'ın katıldığı bir iftar programı düzenledi.
Programda konuşan Yapıcıoğlu, Gazze’de yaşanan soykırımın durdurulmasına yönelik fiili adımların atılmasının önemine dikkat çekti.
Açlıktan dolayı bebek, çocuk, kadın ve sivil insanların şehid olduğunu belirten Yapıcıoğlu, insani yardım koridorunun açılmasına yönelik çabanın gösterilmesi ve uluslararası kamuoyunun üzerine düşeni yapması çağrısında bulundu.
"Gazze’ye her türlü insani yardım, gıda ve suyun girmesi engelleniyor"
Gazze’de yaşanan insani krizin çözülmesi gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, “75 yıldır siyonist işgal altında olan Gazze 7 Ekim Aksa Tufanı'ndan sonra belki daha önce tarihte benzeri çok az görülmüş bir vahşet ile karşı karşıya kaldı. Orada bir soykırım yaşanıyor. Bugün basına düşen haberlerden birisi Gazze’nin kuzey tarafında 2 bebek daha açlıktan öldü. Biz Allah rızası için günün belli bir kısmında, imsak vaktinden iftar vaktine kadar günün sadece bir bölümünde yemeden, içmeden kendimizi alıkoyuyoruz. Ama onlar Rabbimiz Allah’tır dediği için, kelimetullah için mücadele verdiklerinden dolayı 5 ayı aşkın bir süredir açlıkla imtihan oluyorlar. Sadece tepelerine bombalar yağmakla kalmıyor. Sadece ilaçsızlık, sadece hastanesizlik, sadece doktorsuzluktan dolayı mustarip değiller. Aynı zamanda oraya her türlü insani yardımın girmesi, gıda ve suyun girmesi engelleniyor. Temiz su bulamadıkları için insanlar hastalanıyor, gıda bulamadıkları için insanlar açlıktan ölüyor. Şu duaların makbul olduğu saatte, iftar saatinde bütün misafirlerimizden talebimiz, istirhamımız şudur ki; dua için ellerini kaldırdıklarında Gazze’deki kardeşlerini unutmasınlar.” dedi.
"Allah’ın izniyle siyonist katil sürüsü, amaçlarına ulaşmadı, bundan sonra da ulaşamayacaklar"
Siyonist işgal rejiminin hedeflerine ulaşamayacaklarını belirten Yapıcıoğlu, “Evet orada bir vahşet yaşanıyor. Evet, 5 ayı aşkın bir süredir insanlar katlediliyor, yaşlı, kadın, çocuk demeden. Evet, camiler, hastaneler, okullar, üniversiteler vuruluyor. Evet, ambulanslar vuruluyor. Evet, işte Birleşmiş Milletler çalışanları öldürülüyor. Ama Allah’ın izniyle Siyonist katil sürüsü amaçlarına ulaşmadı, bundan sonra da ulaşamayacaklar inşallah. Biz ümitsiz değiliz, biz ümit varız. Oradaki kardeşlerimiz direniyorlar. Siyonistler önlerine koydukları hedeflerin hiçbirisine ulaşamadılar. Önce dediler ki, biz direnişi tamamen esir alacağız ya da öldüreceğiz. Elhamdülillah 5’inci ay bitti, 6’ınca ayda hala şiddetli darbelerle Siyonistler sarsılıyor. Direniş ayakta ve direnmeye devam ediyor. Dediler ki, biz esirlerimizi güç kullanarak kurtaracağız. Allah’ın izniyle bunu da başaramadılar. Onların esir aldığı Filistinlileri serbest bırakma karşılığında onları direnişin elinden almanın haricinde bir seçenek bir imkân ellerinde yok, inşallah bundan sonra da olmayacak. Gazze’yi boşaltacağız dediler, boşaltamadılar. Evler yıkıldı insanlar aç kaldı, susuz kaldı, ama vatanlarını terk etmediler. Biz bu katliamı, bu yokluğu, bu kıtlığı, oradaki insanlara yaşatmak suretiyle Filistin halkını, Filistin direnişinden uzaklaştıracağız, dediler. Allah’ın izniyle Filistin halkı Filistin direnişine daha sağlam bir şekilde sahip çıktı, dört elle sarıldı ve onlar yani Siyonist katiller dünyada bugüne kadar onlara destek veren insanların da desteğini dostluğunu birer birer kaybetmeye başladılar. Onlar 75 yıldır bir hikâye anlatıyorlardı. Dünyanın farklı köşelerinde yaşayan Yahudilere sizler için en güvenli yer Filistin topraklarıdır, onların tabiriyle arzı mev’uddur diye bir hikâye anlatıyorlardı. Ve dünyanın farklı yerlerinden Yahudileri toplayıp halkı olmayan bir Siyonist devleti, halk sahibi yapmaya çalışıyorlardı. Aksa tufanından sonra görüldü ki; onlar bu katliamları yaptıkları için, onlar insanlıktan çıktıkları için, o topraklar yeryüzündeki bütün Yahudiler arasında en fazla güvensiz hisseden Yahudilerin, o topraklarda yaşayanlar olduğunu ve oraların Yahudiler için asla güvenli bir yer olmadığını, olmayacağını onlar da gördüler şimdi tersine göç başladı” İfadelerini kullandı.
"Allah’ın izniyle bu İsrail denen terör devletinin sonunun başlangıcıdır"
Yapıcıoğlu, “Allah’ın izniyle bu İsrail denen terör devletinin sonunun başlangıcıdır. Onlar için sona doğru şiddetli bir hızla, çok yüksek bir hızla sona doğru yaklaşmak başlamıştır. Ve inşallah Rabbimin inayetiyle onun yardımıyla, onun ihsan edeceği zaferlerle şehid Şeyh Ahmet Yasin’in şehadetinden önce söylediği gibi; ‘İnşallah 2027 senesini görmeyecekler.’ Biz bu duayla buradan bütün kardeşlerimize şu hususu da hatırlatarak sözü bırakayım. Evet dünyanın dört bir tarafından çok sayıda kişi Filistin için elinden gelen bir şeyleri yapmaya çalıştı. Yapılan her şey değerlidir. Kabul amenna. Hepsini kabul ettik. Hiçbir şeyi değersiz görmedik. Ama şunu da görmemiz lazımdır ki; hepimizin yaptıkları yetersizdir ki biz katliamı durduramadık. Öyleyse herkes yeniden düşünmeli, bir kez daha düşünmeli, biz bugünden sonra oradaki kardeşlerimiz için daha fazla ne yapabiliriz diye. Allah-u Teala cehd ve gayretinizi arttırsın. Ramazan-ı Şerifi hepimiz için mübarek kılsın ve bizi hayırla Ramazan Bayramı’na ulaştırsın inşallah. Tekrar katılımınız için, davete icabetiniz için hepinize teşekkür ediyorum.”
Program, Nakşibendi âlimlerinden Şeyh Muhammed Zahid El Haznevi’nin yaptığı kısa bir konuşma ve dua ile son buldu.
İftar programına Kanaat önderleri, âlimler, Sivil Toplum Kuruluşu yöneticileri, gazeteciler, parti gönüllüleri ve vatandaşlar da katılım gösterdi.