Yalnızlık hakkında ne demek lazım?
Yalnız hissedenler, haklarının yenildiğini, gasp edildiğini ifade eder.
Dostlar, sevenler bunu meydanlara taşır, meydandakiler arasında 657'lik olmama şartıyla:
-....Yalnız değildir!..
Kalabalık bir grup.
Eller yumruk olmuş, havada...
Kimin yalnız olup olmadığını bilmiyoruz, çocuk yaştayız.
***
Büyüdük, kendimizce.
Okulluyuz, başımızda şapka.
Teneffüs aralarında herkes şapkasını takma mecburiyetinde.
Evden okula, okuldan eve dahil.
***
Okul zamanlarında sessiz, sakin, pısırık bir yalnızlık atmosferi içinde...
Yalnızlığı gideren kitaplar...
***
Şehre gelmiş, yeniden okullu olma hali.
Yine yumruklar havada...
Coşkulu sesler...
Tekrarlanan sesler, aynı tempoda.
Hep beraberce yankılanan ses:
- Yalnız değildir!..
Sağda ve solda nümayişler ber-devam...
***
80'ler dönemi.
Bir baktınız ki bağıranlar, maraton koşucusu gibi, atletik yapılı.
Hoş, okulun önünde kimlik ve arama.
Öğretmenlerden biri kızıyor, ismen çağırarak.
Kimlik ile isim uyuşunca faydası oldu.
Öğretmenime teşekkür ettim.
Yoksa fakülte mezuniyeti hayal.
***
Koca koca adamlar...
Akşamları kavga ediyorlar.
Biri köprü için "sattırmam " diyor, öbürü satmakta kararlı.
Sonrasında İstanbul'daki köprü paralı yola döndü, her halde.
***
Ne içindi, nedendi, şimdi bile hatırda değil.
Sonrasında protestolar...
Termik santralları boykot hali.
Canı sıkılan meydana koşuyor.
***
Ne gariptir ki Fakülteden çıkınca bir kavşak...
Konuşmalar siyasîlerce burada yapılır.
Kimimiz gider kimimiz gitmez.
Ben ve iki arkadaşım, yokuz bu işte.
Yalnızız, doğrusu.
İlçeden şehre okumak için gelmiş garipleriz.
Ailemizin başını belaya bıraksak ne olurlar?
***
Yıllar çok yıllar sonra..
Fabrikalardaki işçilerin boykotlarında grevlerinde aynı manzara.
Bir toplantı için kaldığımız otel önünde davullu zurnalı Tekel eylemi...
Yer Ankara.
Baygın biri, yerde.
Yanımda su...
Sabahtan bir şey yememiş.
Çantamda simidi ikram ediyorum.
Ben de kendimi içinde buluyorum, kalabalığın.
Birlikte fotoğraf çekimi.
Onlara yalnız olmadıklarını söyledik.
Memnun kaldılar...
Tanıdık iki isim de gözüme çarptı.
Güzelleştirme-özelleştirme meselesi.
Tekel satılacak imiş.
Eylemcilerin uzattığı sigara yerli değil, yalnız.
Kendim yerli tütünden ikram ettim, ince sigara yaprağıyla.
Biri saramadı, yaprak size ömür!..
Sağ-sol yumruklar havada içiçe.
Tekel işçilerinin yalnız olmadıklarına destek verdik.
Giderken su şişesini unuttuk, orada.
Canı sağ olsun alanın.
Şifa olsun, kendisine içtiği su.
Bu bağırmayla boğazlar kurumaz mı?
***
Kazdağları'na villa konduranlar da aynı tempoda.
Onlar da haykırıyor, Kazdağları'nın yalnız ve sahipsiz olmadığını.
Altın arama, maden ocakları...
Farklı farklı etkinlikler.
Sopalı flama taşıyanlar
***
Sesler farklılaştı, sonradan:
- Türkiye seninle gurur duyuyor!..
Kimi, futbol kulübünün başkan adayı destekçisi:
- Başkan yalnız değildir!..
Bakıyorsunuz, bambaşka bir ses:
- Size yedirtmeyeceğiz!..
İlginç ki ilginç!..
Ne ola iştihaları kabartan?
- En büyük başkan, bizim başkan! ..
Ankara'dan gelenler daha farklı karşılanır:
- Umudumuz sensin!..
Dağa ve taşa yazılan "Karaoğlan Geliyor" sloganları gibi.
-Tek çare...
Fotürü sallayan çocuksuz baba da az değildi, doğrusu.
Anlatılmakla biter mi?
Bu seslenişler, bir kaç kitap olur.
***
Onur, Fransızca kelime, ifade.
Kimi onursuzlukla suçlar, birbirini.
Kimi "liboş" der, kimi " Memiş"
Hangi gazeteye geçse patronunun sesi.
Tencere-tava sesleri...
Bir dakika ışık söndürme meşgalesi.
Aç-kapa!..
***
Kimi yabancı marka içeceğe ve yiyeceğe karşı.
Kimi aldığı içeceği döküyor, lıkır lıkır.
Bazısı yerli marka, yabancıya benzediği için boykota malzeme olmuş.
Bindikleri araçlar yabancı.
Kollarındaki saatler...
Ayakkabılar...
Elbiseler...
İçtikleri çay, aldıkları atıştırmalıklar..
Her şey güzel de yorulunca gidilen yerde içilen kahve yabancı.
Yeter ki bir kıvılcım olsun.
-Kahrolsun!
Tamam, da güzel kardeşim, niçin?
" Bilmiyoruz!" diyen yok değil.
- Arkadaşlar çağırdı, geldik!
***
Biz de bazen kitap dostları olarak yalnız olduğumuzu kabul ediyoruz.
Bu yalnızlık, havuzlu, bahçeli villada komşusuzluktan değil.
Zaten bir evimiz yok, komedyenin ve artistle şarkıcının alım gücüne sahip değiliz.
İhale için şirketimiz yok.
Belediyelerle içli-dışlı değiliz.
Haramla helâli biliriz, belirtelim.
***
Emekten yanayız, her daim.
Yalnızlığımız şehrin kalabalıklarında kimsesizlik!..
Gittikçe tükeniyoruz...
Yalnız mı yalnız mı?
Hem tarafsız hem tek başına.
Bunca yıl ömür adadığımız şehirlerle ilgili çalışmalar neyin nesi?
Biz, başkası gibi iki elimizi havaya yumruk yapıp kaldırarak, sallayarak bağırıp çağırmıyoruz.
" Yalnız kalmayasınız" diye çırpınırken, buradaydık.
Siz nerdesiniz?
Yalnızız gerçekten.
Evde gönüllü mahkûmiyet, dört duvar arasında...
"Yalnızız dostlarım yalnız yalnız!.." diye bir mırıldanırsak...
Gören gözler kör...
Duyan kulaklar sağır...
Düşünenlerde anlamazlık...
Ahvâl böyleyken okurlarımız var, yalnızlığımızı ortadan kaldıran.
Var olsun, sağ olsunlar.
Toparlanıyoruz, ayağımız yeri sımsıkı tutsun, bir yere gitmiyoruz, buradayız!..