İslamiyet nurunun doğuşuyla birlikte Dünya üzerindeki Müslümanların en derin kalbi muhabbeti besledikleri beşerlerin başı oldu Hz. Muhammed Mustafa… Gelişiyle dünyanın karanlık yüzünü aydınlatan Peygamberimiz, bu vazifeyle şereflenmeden önce de yaşantısı ve şahsiyetiyle herkesin sevgisini ve güvenini kazanmıştı. Bu sebeple Efendimize 'Muhammed-ül Emin' denildi.

**
40 yaşında Hira Dağı'nda Peygamberliğin verilmesiyle; müşriklerin kokuşmuş sistemi, vahşi cahiliye töreleri (kızların diri diri gömülmesi, kan davaları, faiz, kölelik...) büyük darbe aldı. Ömrü mücadele ve zorluklarla geçen, şefkati, adaleti ve ilmiyle alemlere rahmet olarak gönderilen efendimiz, varlığında ve vefatında İslam düşmanlarının tek hedefi oldu.

**
Binlerce yıl önce iftiralara ve hakaretlere maruz kaldığı gibi bu devrin Ebu Cehilleri ve Ebu Lehebleri tarafından nefret ve iftiralara maruz kalıyor. Yüzyıllarca dünyanın dört bir yanında insanları köleleştiren, kıtaların kaynaklarını sömüren vampirler; varlıklarına tehdit olarak gördükleri İslam'ın yükselmesini istemiyor.
**
Tüm bu yaşananlar bizlere kendimizi sorgulamayı hatırlatıyor. Dünyadaki 2 buçuk Milyar Müslüman nüfusa rağmen nasıl bu hakaretleri dile getirebiliyorlar? İnancımıza ve en kutsallarımıza nasıl böyle kolay bir şekilde dil uzatabiliyorlar?

**
Bizler aramızdaki ihtilafları bir kenara koymadıkça, zalime ve nefsimize kulluğu terk etmedikçe başı dik bir şekilde gezemeyiz. Ancak bu zalim düzenin başındaki ülkelerin hedef tahtasındaki ülkemize duyulan güven ve aidiyet bizleri olduğu gibi, dünyanın dört bir yanındaki ezilenleri de gururlandırıyor.

**
Her şeye güç yetiren Rabbimizin bizleri ve ülkemizi güçlü kılması niyazıyla…

Kalın sağlıcakla…