Türkiye, Rusya, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler arasında İstanbul'da yapılan antlaşmaya göre; Hem Rusya ve hem de Ukrayna'dan tahıl ve gübre ihracatı yapılacaktı. Aradan iki ay geçti, sadece Ukrayna'dan beş milyon ton tahıl ihracatı gerçekleşti ve bu çalışma halen aralıksız devam etmektedir. Bu ihracat sayesinde. Dünyanın birçok ülkelerinin hem gıda ihtiyacı giderildi, hem de tahıl fiyatlarının yükselmemesi için son derece verimli bir çalışma oldu.
Bu çalışmalar devam ettiği sürece, öyle görünüyor ki, Ukrayna'nın stoklarında bulunan daha milyonlarca ton tahıl dünyanın birçok ülkesine gönderilecek.
Yalnız bu yapılanma da bir garabet var. Karadeniz de açılan tahıl koridoru sadece Ukrayna ya yaradı. Şimdiye kadar Rusya'dan herhangi bir gemi yola çıkıp gerek gıda veya gübre gibi ihtiyaçlar dünyanın herhangi bir ülkesine gönderilmedi. Oysa bu antlaşma hem Ukrayna hem de Rusya'yı kapsıyordu. Onun için Rusya Devlet Başkanı Putin Sayın Erdoğan a; bizim ihracatımız ne zaman olacak diye bir soru yöneltmişti.
Ukrayna belki bir müddet sonra tahıl sevkiyatını tamamlamış olacak. Peki, sıra Rusya'ya geldiğinde ne olacak. Maalesef bu durum belirsizliğini koruyor. Başta Amerika ve bir çok batılı ülkeler belki Rusya'nın ihracatına şiddetle karşı çıkabilir. Rusya'dan yola çıkacak gemiler Ege denizinden geçerken. Ege adalarında yuvalanan Amerika Rusya'dan gelen gemileri engellemeye kalkışırsa bunun önüne kim geçecek.
Rusya; Montrö antlaşmasına göre savaş gemilerini İstanbul boğazından geçiremez, tahıl ve gübre yüklü gemilere de eşlik de edemez. Rusya ya ait gemiler Ege karasularımızdan geçtiği takdirde, başta Amerika ve Yunanistan nasıl bir tavır takınacağı da pek belli değil. Bence Karadeniz koridoru için yapılan İstanbul sözleşmesinde büyük bir boşluk olduğu açıkça anlaşılıyor.
Acaba şöyle bir antlaşma yapılamaz mıydı Bir gemi Ukrayna'dan bir gemi Rusya'dan kalkmalı ve her iki ülkeye eşit haklar tanınmalıydı. Bazı gecikmeler veya aksamalar olsa da Rusya'nın da ihracatı böylece teminat altına alınmış olurdu.
Malum olduğu üzere, Gavurlara asla itimat edilmez. Onlarla ister antlaşma, ister sözleşme yapın, yeri geldiğinde bunların hepsini gavurlar ayaklar altına alır ve hatta bazı gerekçelerle ahlaksızca sına inkar bile etmekten asla çekinmezler.
Nitekim bunun en büyük örneğini Ege adalarında görüyoruz. Yunanistan Lozan antlaşmasına göre Egedeki adaları güya silahlandırmayacaktı, Oysa Yunanistan Amerika ve Avrupa'nı desteğiyle bu antlaşmayı delmeye çalışıyor. Amerika'nın Ege adalarına yerleşmesi acaba Rusya'yı da kontrol etmek için değil midir..
Bütün bunlarla beraber zaman henüz geçmiş değildir. Belki Ukrayna'nın daha çok tahıl ihracatı olacak, bir an evvel hem Ukrayna hem de Rusya ya ait birer geminin İstanbul boğazından eşit bir şekilde geçmesine izin vermek bir çok sinsi planı akim bırakabilir.
Çünkü açılan tahıl koridoru antlaşması Ukrayna'nın lehine, Rusya'nın ise aleyhine gelişmiştir.
Aklımız ince işlere ermez amma, görünen köye de pek kılavuz istemez Gâvurların bizi methetmesine asla inanmayın, yeri geldiğinde dost bildikleriniz en büyük bir düşman haline gelebilir.