Maddi işlerin karşılığı maddi, manevi işlerin karşılığı da manevidir. Maddi işlere manevi, manevi işlere de maddi karşılık istenilmez; isteyen hata eder... 

Dini işler manevidir; Allah'a, İslâm'a, Kur'ana, sünnete davet hep manevi işlerdir, bu işlerin maddi karşılığı olmaz ve istenilmez. Peygamberin gerçek varisleri olan gerçek alimler / din adamları, insanlardan hiçbir maddi karşılık, para, pul, ücret istemezler! Onların tek ve ortak beyanları şudur: BİZİM ÜCRETİMİZ ALLAH'A AİTTİR! 

Bir din adamının, Allah / Hüda adına mı yoksa nefis ve hevası uğruna mı çalıştığını anlamak için çok ama çok basit bir kriter ve turnusol vardır: PARA / ÜCRET İSTİYOR MU?

Eğer ki dini anlatan veya dini kisvesi olan o kişi sizden herhangi bir ad altında herhangi bir para, ücret, himmet, yardım, sadaka, zekât, bağış istiyorsa; yılandan kaçar gibi o adamdan kaçın! O kişi bir din adamı değil; dini, maişetine araç kılmış bir sahtekârdır! Hemi de apalçak bir sahtekâr! Bedenini satan bir fahişe, dinini / dinî ilmini para veya maddi menfaat karşılığı satan bir din adamının yanında masum kalır! O kadar mı? Evet, o kadar! 

Hele bir bakın etrafınıza, ne kadar da dinini / dini ilmini maişetine ve de zenginleşmesine vasıta kılmış ne kadar da çok hokkabaz, sahtekâr ve alçak var! Kimisi şeyhlik ayağıyla, kimisi hocalık ayağıyla, kimisi bilmem ne ayağıyla... 

Dediğim gibi, bir şeyhin veya hocanın Allah için mi yoksa kendi nefsi için mi çalıştığını anlamanızın çok ama çok kolay bir yolu var: PARAYLA ARASI NASIL? HAYATI / YAŞANTISI NASIL? Parayı seviyorsa, hele bir de lüks içerisinde yaşıyorsa sizi Allah ve Peygamber ile aldatan o pezevenkten(!) uzak kaçın!

Gerçek din adamları ücretlerini ahirette, sahte din adamları ise burada alır ve isterler, vesselam.