Meksika 1 federal bölge ile 31 eyaletten oluşuyor. Avrupa'da da birçok ülke eyaletlerden oluşmaktadır. ABD ise 50 eyaletten oluşuyor. Bununla birlikte ABD'de birçok milletten insan yaşamakta ve sayısız dil konuşulmakta, sayısız inanç ve düşünce biçimini bir arada barış içinde, tutmaktadır. Hiçbir millet kendi kimliği ve inanç değerleriyle değil, bir üst kimlik olan Amerikalı kimliğiyle öne çıkmakta… Ve bununla da gurur duymaktadır her Amerika vatandaşı.

Kimse İngiliz, İtalyan, Pakistan, Arap, Zenci, Beyaz kimliğiyle öne çıkmıyor. Bu yüzden kimse kınanmıyor da. Milliyet ve dil bir avantaj veya dezavantaj değil; bir zenginlik olarak kabul edilmekte. Onlarca din ve inanç biçiminin bir arada yaşamasının hikmeti de bu olsa gerek. Toplumsal yapının dinamiklerini barış içinde, bir arada tutmanın başarısı, herhalde tek bir kimliğin diğer alt kimliklerin temsil etmesi, bütün kimlikler üzerinde bir şemsiye görevi görmesinden kaynaklanıyor olmasıdır.

Buradan hareketle; Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu temelde iki etnik unsur üzerinde gerçekleşmiştir. Buna rağmen etnik kökeni esas alan Türkler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran esas iradenin Türkler olduğunu, dolayısıyla burada esas karar vermesi gerekenlerin de Türkler olması gerektiğini savunmaktadırlar. Tabi, devletin idamesini sağlayan kanun ve felsefe, bu düşünce üzerinde şekillenince de ister istemez sorunlar da peş peşe gelmeye başlıyor.

Bu anlamda Devlet tek bir etnik gruptan (Türklerden), tek bir dilden (Türkçeden), tek bir din ve mezhepten (İslam ve Hanifilik'ten) olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla Türklerin yaptığı her şey milli olurken, Kürtlere ait her şey yerel olmuş oluyor. Bu anlayış biçimi, giderek Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temel kuruluş felsefesi haline geliyor. Bu anlayış biçimi kavgaların da, terörün de, sosyal dengenin bozulmasının da sebebi haline geliyor haliyle.
Devleti kuran anlayışın bu şekilde gelişmesi, ne eyalet sistemini getirir, ne barışı, ne kardeşliği, ne demokrasiyi, ne Türkiyeli üst kimliğinin gururunu… Hoş, Türkiyeli üst kimliği bile bir etnik kökeni içermekte ya. Buna rağmen bu ülkede yaşayan insanlar için tek ve üst bir kimliğin bizi bir arada tutacağını, barış için atılabilecek büyük bir adım olacağını düşünüyorum.
Osmanlılar döneminde de eyalet sistemi vardı. Birçok etnik grup dilleri, inançları, gelenek ve görenekleriyle, kendi toprakları üzerinde barış ve hoşgörü içinde yaşıyorlardı. Üstelik bir üst kimlik olan Osmanlılık kimliğiyle. Bunu bir ayrıcalık ve üstünlük kabul ederek. Ama birileri devlet ve millet adına çıkıp Türkiye Türklerindir gibi yakışıksız ve art niyetli olarak Osmanlı Türklerindir demiyordu… Çünkü Osmanlı Mülkü'nde yaşayan herkes biliyordu ki bu topraklar herkesindir.
Keşke bugün Türkiye'yi yöneten kadrolar da bu bilinci yakalayabilseler.