1928 ve 1925-1930 yıllarına ait fotoğraflarda, günümüzde Topçu Meydanı olarak anılan bölgenin kuzeyindeki Reji Kilisesi’ne ait boş arazide futbol oynayan ve idman yapan gençler görülürken, günümüzde Rabia Meydanı olarak isimlendirilen alanda Hacıkara Ağa Hanı’nın yer aldığı görülüyor. Günümüze ulaşmayan bu hanın karşısında ise gününüzdeki işleviyle İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü binası yer alıyor.

URFA’NIN KURTULUŞ TARİHİNDE TOPÇU SAVAŞI YOK

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Urfa’nın Kurtuluş Mücadelesini kaleme alan farklı kaynaklar, Topçu Meydanı isminin nerden geldiğine yönelik net bir bilginin bulunmadığını ifade etti. Urfa’nın Kurtuluş Mücadelesinde, şehir merkezine 2 top getirildiğini belirten kaynaklar, söz konusu topların da verimli bir şekilde kullanılamadığını dile getirerek bataryaların bugünkü Urfa Lisesi’nin yer aldığı bölgede konuşlandığını aktardı.

TOPÇU MEYDANI İSMİ FUTBOLDAN DA GELMİŞ OLABİLİR

Urfa’nın Kurtuluşunda çete ve aşiret milislerinin taarruzunun belirleyici unsur olduğunu vurgulayan kaynaklar, Topçu Meydanı isminin;

1. Dünya Savaşı sırasında cepheye gönderilmek üzere Şehbenderiye Hanı'nda top mühimmatı üretilmesi,

1947 Yılında Urfa'ya gelen topçu birliğinin bu handa 5-6 ay ücreti mukabilinde konaklaması,

bölgedeki boş arazilerde oynanan Futbol müsabakalarından da gelmiş olabileceğini söyledi.

MECLİS KARARINDA İSİM DEĞİŞTİRME SÖZ KONUSU DEĞİL

Eski Vilâyet, eski Adliye Binası, Askerlik Şubesi ve Tekel Deposunun yıkılmasıyla ortaya çıkan yeni alan, 13 Mayıs 2014 tarihinde, dönemin Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Meclisi’nin aldığı kararla Rabia Meydanı olarak isimlendirildi.

Kararda, “Emlak ve İstimlak Daire Başkanlığının teklif yasası ve eki kroki ve dilekçeler üzerine yapılan görüşmeler sonucu; Mevcut Topçu Meydanı ve isminin korunarak, yeni açılan; İlimiz Merkez Atatürk Mahallesi, 574 ada, 4. 10, 11, 12 ve 15 nolu parselleri kapsayan, ekli krokide gösterilen alana Rabia Meydanı isminin verilmesi, 5216 Büyükşehir Belediyesi Kanunu 7/g maddesi ile, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 18/n ve 81 maddelerine göre oy çokluğuyla karar verildi” ifadeleri yer aldı.

TOPÇU MEYDANI İSMİ ÇATIŞMA ARACI OLARAK KULLANILIYOR

Söz konusu kararda da görüldüğü gibi kamuoyunda lanse edildiği şeklinin aksine, Eski Vilâyet, eski Adliye Binası, Askerlik Şubesi ve Tekel Deposunun yıkılmasıyla ortaya çıkan yeni alanın, ada ve parsel adlarıyla belirtilerek ilk kez Rabia Meydanı olarak isimlendirildiği belirtiliyor.

Kamuoyunda ise Topçu Meydanı ismi, özellikle Suriyeli mültecilerin bölgede yoğun olarak yerleşim göstermesinin ardından Türk-Suriyeli çatışmasının körüklenmesi noktasında bir araç olarak kullanılıyor. Halkın, özellikle de Urfa’nın tarihinden bihaber gençlerin milli duyguları istismar edilerek, sosyal medyada çeşitli dezenformasyonlar ve siyasi nefret söylemleri üretiliyor.

TARİHÇİLER TOPTAN KAÇMAMALI VE ÇEYİZLERİNİ KAMUOYUNA AÇMALI

10 yıldır Şanlıurfa kamuoyunu, asılsız ve tarihi gerçeklikten yoksun söylemlerle kısırdöngüye sürükleyen Rabia Meydanı-Topçu Meydanı çatışması, akademik çevrelerce topluma açıklanamıyor. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz kimi akademisyenler; meselenin siyasallaştığını, kendilerinin herhangi bir beyanda bulunmaları halinde ise kamuoyunda taraf olarak algılanacaklarını belirttiler.

Ellerindeki bilgi ve belgeleri ancak ilgili kurumların talep etmesi halinde yine ilgili kurumlarla paylaşabileceklerini dile getirerek kamuoyunu doğru bilgilendirme noktasında inisiyatif almaktan kaçındılar.

“Urfa Kurtuluş Destanı ve Milli Mücadele Urfa” başta olmak üzere kıymetli eserlerin müellifi, Yerel Tarihçi, Gazeteci-Yazar Av. Müslüm C. Akalın ise 10 yıl önce konuyla alakalı yazdığı yazının sonrasında eline ulaşan 2 fotoğrafı bizlerle paylaştı ve il dışındaki programının tamamlanmasının ardından yayın davetimizi kabul etti.

URFA’DAKİ RABİA MEYDANI’NIN İSİM SÜRECİ

27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980 Darbeleri ile 12 Mart 1971, 27 Aralık 1979, 28 Şubat 1997 ve 27 Nisan 2007 Muhtıralarıyla, 10 yılda bir askeri vesayetin pençesine düşen Türkiye, bu kez FETÖ ile yüzleşmeye hazırlanıyordu.

7 Şubat 2012’de harekete geçen FETÖ, dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı gözaltına almaya çalışırken, terör örgütünün yayın organlarında ve sosyal medyada darbeyi çağrıştıran söylemler, reklam filmleri aleni bir şekilde dolaşıma sokuluyordu.

Türkiye kamuoyu bu gelişmelerle meşgulken beklenen haber 1 yıl boyunca sokak olayları ve sosyal medya mühendisliğiyle kutuplaştırılan Mısır’dan geldi. Mısır’ın seçimle başa gelmiş ilk Devlet Başkanı Muhammed Mursi, seçildikten 1 yıl 4 gün sonra ABD ve Batılı ortaklarının gerçekleştirdiği kanlı darbe ile zindana atıldı.

Mursi’ye destek için Nahda ve Rabiatul Adeviyye Meydanında toplanan insanlara ateş açılması sonucu 6 binin üzerindeki sivil katledildi. Darbenin ardından Rabiatul Adeviyye Meydanı’nin ismi “Hişam Berakat” olarak değiştirildi.

Seçildiği günden itibaren Türkiye ile yakın iş birliği mesajı veren Mursi’nin devrilmesi, Türkiye’de de benzer bir süreci bekleyen çevreleri ve FETÖ’yü cesaretlendirdi. ABD ve Batı destekli FETÖ, Mısır’daki darbeden 6 ay sonra, 17-25 Aralık yargısal darbe teşebbüsü ile Hükümeti hedef aldı.

Bugün Şanlıurfa kamuoyunu kışkırtmaya, kutuplaştırmaya çalışanların anmaktan kaçındıkları böyle bir tabloda, şehirdeki Sivil Toplum Kuruluşları bir araya geldiler. Ortak bir bildiri hazırlayarak Mısır’da yaşananların Türkiye’de hayata geçirilemeyeceğini deklare ettiler.

10 yılda bir darbeyle başladığı yere geri dönen Türkiye gerçeğinin geçmişte kaldığını ifade ederek Eski Vilâyet, eski Adliye Binası, Askerlik Şubesi ve Tekel Deposunun yıkılmasıyla ortaya çıkan yeni alanın; Mursi ile birlikte darbe sürecinde katledilen 6 binin üzerindeki sivil insanın hatırası için Rabia Meydanı olarak isimlendirilmesini talep ettiler.

13 Mayıs 2014 tarihinde, dönemin Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Meclisi, oy çokluğuyla aldığı kararla STK’ların çağrısını olumlu karşılayarak ortaya çıkan yeni alanı, Rabia Meydanı olarak isimlendirdi.

Rabia Meydanı; 15 Temmuz 2016 FETÖ Darbe girişiminde, Şanlıurfalıların akın ettiği, darbeye karşı günlerce nöbet beklediği bir alan oldu. Takip eden yıllarda da 15 Temmuz’da hayatını kaybeden şehitlerimizi anma etkinlikleri yine bu meydanda yapılmaya devam ediyor ve edecektir.

Kaynak: GAPGündemi/İshak Polat