Her çocuk masum doğar. Sonradan bozulur, kirlenir.

O sevimli, masum yavruların, daha sonra yaramaz/haylaz/ahlaksız olmasının sebebi çoğunlukla kendileri değildir.

Kaynağını başka yerlerde aramak gerekir.

Genellikle arkasında ailevi sebepler vardır.

Anne babadan biri veya her ikisi ölmüş olabilir.

Biri veya her ikisi üvey olabilir.

Öz veya üvey, çocuk onlardan aşırı dayak yiyor, hatta işkence görüyor olabilir.

Çok fakir olabilir.

Aç olabilir.

Okul dışında çok ağır işlerde çalışmak zorunda kalabilir. Kızlar evde çok fazla çalışmak zorunda olabilir.

Hasta olabilir.

Uyuşturucu kullanabilir.

Başından çok çeşitli ve çok ağır olaylar geçmiş olabilir.

Sevdiklerini kaybetme, evden veya dışarıdan kaynaklı tehdit, dayak, kaza, taciz, ensest ve daha pek çok şey. Bunlar hâlâ devam ediyor olabilir.

Çocuk, bütün bunlara bağlı travmalar yaşamış olabilir.

Yukarıdakilerin tersine ailevi hiçbir sorunu yoktur, ama bu sefer ailesi tarafından aşırı şımartılmış, kışkırtılmış olabilir ki bu da büyük bir sorundur ve kaynağı çocuk değildir.

Çocuğun akraba ve özellikle arkadaş çevresi çok kötü olabilir. Onların etkisi ve bazen yönlendirmesi çocuğu olumsuz etkilemiş olabilir.

Bir de tabii televizyon, internet, sosyal medya, bilgisayar gibi teknolojik unsurlar çocuk üzerinde olumsuz etkilere sebep olmuş olabilir. Sadece oralardaki şiddet ve cinsellik içerikli programlar dolayısıyla değil, bizzat oralardan ve oralarda tanıştığı kimselerden şiddete ve cinsel tacize uğramış ve uğruyor olabilir.

Ben, uzun meslek hayatım boyunca bunların hemen hemen her çeşidi ile karşılaştım.

Bu durumda okul idarecileri ve öğretmenleri hemen kızmak, ezmek, ceza vermek, okuldan uzaklaştırmak gibi yollara başvurmamalı, çözüme odaklanmalıdır.

Başarı, sadece bir çocuğa Fen Lisesini, bir gence Tıp Fakültesini kazandırmak değildir.

Sorunlu bir çocuğu hayata kazandırmak en büyük başarıdır.

Sokağa atılan her çocuk, toplum için pimi çekilmiş bir bombaya dönüşebilir.