Şanlıurfa’daki tarihi yapıların restorasyon işlemlerindeki tartışmaların ardı arkası kesilmiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı uhdesinde restore edilen Selahaddin Eyyubi Camii ve halk arasında Kara Meydanı Camii olarak da anılan Hüseyin Paşa Camii’nin ardından Balıklıgöl yerleşkesindeki Hasan Paşa Camii’de de kanun ve mevzuatlara aykırı şekilde hatalı işlemlerin yapıldığı gündeme geldi.

Tarihi yapıların bütün silüeti ve kimliğini etkiliyor

Konuyla ilgili GAPGündemi ekranlarında açıklamalarda bulunan İnşaat Mühendisi Osman Yıldırım, “6 Şubat depremlerinin ardından Şehrimizde hasar gören tarihi yapılarımızda, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından başlatılan restorasyon çalışmalarında büyük yanlışlar ve hatalar mevcut. Bunlar anıtsal yapılardır. Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyeti ve koruması altında olan Hasan Paşa Camii’de de restore edilen diğer camilerimizde olduğu gibi spiral makinalarıyla derz aralıkları açılmış. Görüldüğü gibi yapı orijinal sıfır derz özelliğini kaybetmiş. Taşların tamamının yüzü sıyrılmış. Bu tür uygulamalar tarihi yapıların bütün silüetini ve kimliğini değiştirmektedir. Bunlar geçmiş dönemlerde el taraklarıyla yontulan taşlardan yapılmıştır.  Şu an aynı el sanatını ve tekniğini Urfa’da bulabilmek mümkün değil. Söz konusu yapılar bu geleneği bugüne taşımıştı. An itibariyle spirallerle kazınan ve kesilen bu yapılar sanat tarihi açısından değerini yitirmiştir” dedi.

İşleme ve motifler spiral makinalarıyla kesilmiş

Restorasyon adı altında yapılan söz konusu çalışmaların, yapıların kimliğini zedelediğini vurgulayan Yıldırım, “Özellikle üst kısımlarda silme diye tabir ettiğimiz motiflerin işlenmiş olduğu kısımlar var. Buralar kavisli, fitilli ve yuvarlak yüzeylerdir. Buraların da spirallerle tahrip edildiğini görüyoruz. Revak kısımları da aynı şekilde bir cinayete kurban gitmiş. Yapının bütün orijinal dokusu yok edilmiş durumda. Şu an silmeli korniş diye tabir edilen bu kısımlar tamamen özelliğini yitirmiş durumda. Bunlar tescilli yapılardır. Tescilli yapı demek buradaki her bir unsurun ayrı ayrı tescil edildiğini ifade eder. Her bir taş ayrı ayrı korunur. Ama gelin görün ki bu tescilli yapılar artık özelliğini ve tarihi değerini yitirmiş durumda.” İfadelerine yer verdi.

 

Bunlar telafisi mümkün olmayan hatalar

İşlem sırasında yapılan hatalı işlemlerin artık düzeltilemeyeceğini aktaran İnşaat Mühendisi Osman Yıldırım, “Restorasyon adı altında yapılan bu hatalı işlemlere karşı yetkilileri artık göreve davet ediyorum. Mevzuatlara aykırı şekilde yapılan hatalı işlemler için ilgili kurumlara defalarca dilekçeler verdim. Kimsenin umurunda değil. Ben dışarda yapılan hatalı işlemleri gördükten sonra yapıların içini de incelemek için Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne dilekçe verdim. Maalesef o dilekçeme de dönüş yapılmadı. Dilekçesiz olarak girmek isteyince doğal olarak şantiye yetkilileri müsaade etmedi. Ben güçlendirme anlamında içeride ve dışarıda yapılan çalışmaları da sağlıklı bulmuyorum. Çünkü dışarıdan gözlemleye bildiğim kadarıyla büyük hatalar yapılıyor. Urfa mimarisine ve Urfa’daki yapılara uygun olmayan birçok uygulama yapılıyor” diye konuştu.

 

Kamu Kurumları ve yüklenici firmalar suç işliyor

Tarihi yapıların korunması ve onarılmasıyla ilgili özel yasaların bulunduğuna dikkat çeken Yıldırım, “Bu abidevi yapıların onarım süreçlerinde Bilim Heyetleri vardır. Akademisyenler karar vericilerdir. Projeleri hazırlayan profesyonel firmalar var. Uygulamayı yapan firmalar da davetle gelir. Yani her ‘Restorasyon yapıyorum’ diyene bu işi veremezler. Yeterlilik aranır. Şimdi bu kadar detaydan bahsederken bu yapıya yapılan ihaneti anlamakta zorlanıyorum. Şu an Şanlıurfa’da restorasyonu devam eden restorasyon çalışmalarının tamamında aynı büyük hatalar yapılıyor. Dışı bu şekilde ise içini de incelemek lazım. Hasan Paşa Camii’deki bu çalışma yapıyı tahrip ettiği için yasal anlamda suç işleniyor. Tarihi esere karşı kamu kurumları ve yüklenici firma tarafından bir suç işleniyor. Tabelada işin kontrolü Vakıflar Genel Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Daire Başkanlığı’nda. Sözleşme tarihi var ancak işin süresi yine belirtilmemiş. Ayrıca ihale bedeli ile ilgili de herhangi bir bilgi yok. Anlaşılan bedelleri belirlenmeden ihaleye çıkılmış. Yani çok büyük keyfiyetler söz konusu. Normal şartlar altında bu hatalı uygulamalarla ilgili tüm sorumluların yargı önünde hesap vermesi gerekir. Restorasyon için verilen paralar bu milletin cebinden çıkıyor. Dile getirdiğim her eleştirinin arkasındayım. Ben üzerime düşeni yapmaya çalışıyorum. İlgili kurumları uyarıyorum. Yapılan yanlışa dur demeye çalışıyorum” diyerek söz konusu yanlış uygulamaların takipçisi olacağını sözlerine ekledi.

Kaynak: İshak Polat