Hangi taşı ellersen, altındadır yahudi
Barbarlıkta, hudut tanımaz kalleş yahudi
İnsaf, merhammetten bahsetmek mavaldır ona…
Güçten öte, hiçbir eylemi takmaz yahudi.

Tüm mecralardan tecrit edilmiş necis kavim 
Lanetlenmeye müstehaktır, kahpe her daim
Bu soyu sopu bozuk,  ahlakı uçukların
Yapmak istedikleri yaptıklarından da vahim. 

Katlederken masumları vicdanı hiç sızlamaz
Her ipin oyuncusu, o cambaz oğlu cambaz
Ayarları pişmiş kelle gibi sırıtırken 
 Hak hukuk bahs olunca mangalda kül bırakmaz.

Ezelden, mücrim damgası yemiş, rezil millet
Sicili kanla süslüdür, bu veled'i zillet
Kurtla kuzuyu yiyip, çobanla yas tutarlar
Hiç dostluğu olmaz katil alçakların fehm et.

Dünya sevdası, meydanı onlara bıraktı
Hedefi şaşırtarak, ufukları kararttı
Sopasız dolaşan pervasız siyonistleri 
Durduran ar damarlarını  tek tek patlattı.

Sana; beşerdir, şaşabilir diyen, piç utansın
Sine de dolaşan kalp mi yoksa yük mü baksın
Kem eblehlerin yuttuğu zokaya, ortaktır
Ziller takıp, meydan meydan gezerek oynasın.

Dökülen sabi kanı, vallahi fena boğar
Güler mazlumun yüzü, taze bir güneş doğar
Yıkılma vaktidir, güvendiğiniz dağların
Gargad ağacı da kükrer, o an yaman kovar.

Korkulu rüyasıydı her ahfadı fatihan
Gidince onlar, döndü zalimden yana devran
İz bırakan şu gözyaşları durur mu? Meçhul!
Zira, bivicdan kadar olamadı ehli vicdan.

Seninle cihad etmek, "farz-ı ayn" olsa gerek
Evlad-ı  iyâli, mor bağları terk ederek
Umut olur belki o zaman, güz yağmurları
Şerha şerha olmuş, yüzleri ferahlatarak.

Ey kalpleri evirip çeviren Yüce Rabbim!
Çağrıdır şehadet, katar mı bizi de Rabbim?
Nasip eyle adam gibi, en güzel ölmeyi 
Şahitsin ki, özlemimizdir bu sevda Rabbim…