2000 Sonrası şehirde medeniyet sayısı 26-27 bandında gösterilirken, günümüzde yerelde ve resmiyette bu rakam 33-34 olarak ifade edilmektedir. Bu rehberde sayı, 23. Sayfada 26 olarak belirtilmiştir: Yüzyıllar boyunca 26 medeniyete beşiklik etmiş olan Diyarbakır'da her devrin ayrı bir izini görmek mümkündür. '

Rehberin aynı sayfasındaki' Akkoyunlular'dan kalan Dört Ayaklı Minare, Anadolu'nun en eski camisi olan Ulu Camii, Anadolu'nun ilk Üniversitesi olan Mesudiye Medresesi turizm açısından İl'e büyük bir önem kazandırmaktadır.' Cümlesinde hem kronolojik hata hem bilgi yanlışlığı söz konusudur. Anadolu'nun ilk camii, Habibî Neccar'dır, Harran ve Nusaybin Anadolu'nun ilk üniversitesi olarak bilinirken.

Diyarbakır Kalesi'nin çepeçevre uzunluğu kaynaklarda, rehberlerde kesin biçimde dile getirilmemiştir.

Bu rehberin 25. Sayfasında 'M. Ö. 3000 yılında şehre hakim olan Hurriler zamanında kurulduğu sanılan surların uzunluğu 5 km'dir. Duvar yüksekliği 12 m., genişliği 3-5 m arasında değişir. Kale'de dört ana kapı( Dağ Kapı, Urfa Kapı,, Mardin Kapı ve Yeni Kapı) ve 82 adet burç vardır. ' açıklaması yer alır.

'Surların uzunluğu' denilirken burçların kapladığı uzunluk ve kale görmezlikten gelindiği gibi, mevcut olan burç sayısı da 82 değildir. Yıkılan ya da yıktırılan burçlar, bu sayı içinde görülmektedir.

Rehberin 26. Sayfasında Keçi Burcu'nun 1223'te Mervanoğulları, Nur Burcu'nun da Selçuklu Hükümdarı Melikşah tarafından 1286 Yılında yapıldığı yer alır.

Mervanoğulları Devleti tarih sahnesinde 1085'e kadar görünür. Selçuklular tarafından yıkılır. Melikşah da 1090-1091 Yılında vefat eder. Her iki tarihin bu şekilde belirtilmesi, bu rehber ile sınırlı değildir. Diğer rehberlerde de tarihler sıklıkla tekrarlanır.

Bir rehber hazırlanırken bu denli tarih bilgisinden yoksunluk, diğer rehberlere de yansıyorsa Şehir konulu gezi rehberi tanıtımlarının sağlıklı hazırlanmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır.

Rehberin 29. Sayfasında 'Camiler' başlığı ele alınırken, aynı sayfada 'M. S. 639 yılında Müslüman Araplarca Diyarbakır alınmış ve kentin en büyük kilisesi olan Mar Torna Kilisesi'nin camiye çevrilmesi ile oluşturulmuştur. Anadolu'nun en eski camilerindendir.'

Mar-Toma, dizgi hatası olarak 'Mar Torna' olarak gösterilmiştir. Bu açıklama, bir paragraf sonra tekrarlanmıştır. İkinci paragrafta '1091 tarihli kufî yazısından anlaşıldığına göre cami Selçuklu Sultanı Melik Şah'ın arzusuyla onarılmıştır.' İbaresi yer alır. Bu ifadeyi belirten metin yazarının Melikşah'ın Nur Burcu'nu tanıtırken, 'Yedi Kardeş Burcu bitişiğinde bulunan Nur Burcu, Selçuklu Devrinin en güzel eserlerinden biridir. Selçuklu hükümdarı Melik Şah tarafından 1286 yılında yapılmış olan burçta, Selçuklulara ait semboller; koşan at figürleri, aslanlar, kadın ve geyik şeklinde işlenmiştir.' Açıklamasının başka bir kaynaktan alındığını gösterir. Kişi, yazdığı tarihi bir sayfa sonraki açıklamada unutuyorsa rehberin güvenilirliği sorgulanmalıdır.

Rehberin 32. Sayfasında Zinciriye ve Mesudiye Medresesi'nin yapım tarihi 1198 olarak belirtilmektedir. Bu tarih, eklemelerle, onarımlarla farklı tarihlerde gösterilmektedir. Konu hakkında Beysanoğlu'nun Diyarbakır Tarihi'nin sayfa 322.ve devamında yer alır.

Rehber'in 35. Sayfasında yer alan 'Kiliseler' kısmında Meryem Ana Kilisesi ele alınırken, sıklıkla diğer rehberlerde görülen 'Şehrimizin en güzel Süryanî Kadim Yakubi Mezhebi Kilisesi'dir.' İbaresi bu rehberde de yer alır.

Metnin devamında mevcut olmayan Kırklar Kilisesi, Saint Teodoros Kilisesi zikredilmiştir:'

Kırklar Kilisesi

5. yüzyıl sonlarında yapılan kilisede bu güne kadar yalnızca bir duvar kalıntısı ve mahzen kalmıştır. Yeri Kırklar dağı üzerindedir.

Saint Teodoros Kilisesi

Fatih Paşa Camii'nin bitişiğinde olduğu bilinen kilise, bugün yok olup gitmiştir.

Saint George ( Kara Papaz ) Kilisesi İçkale'nin kuzeydoğu köşesinde yer alır. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak inşaa tarzı ve yapıda kullanılan malzemeden dolayı Roma Dönemine M.S. 2.yy'a ait olduğu düşünülen kilise, Artuklular döneminde sarayın hamamı olarak kullanılmıştır. (…)'

Gezi Rehberi'nde 'Antik Yerleşmeler' başlıklı bölümde yer verilen tarihî yapılar, 72 Sayfalık rehberde mükerrer şekilde yer almıştır. Oldukça dağınık olan anlatımda kimi yerleşim alanları ve yapılar farklı ilçelerde mükerrer yer alır. Bu yerler, sayfalarıyla aşağıda belirtilmiştir:

Dakyanus Şehri Harabeleri : Sayfa 37-53

Zülkarneyn Kalesi Harabeleri: Sayfa 37-54

Antak Şehri Harabeleri: Sayfa 37-

Ziya Gökalp Müzesi: Sayfa 44-50

Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi: Sayfa 44-50

Hilar Kayalıkları: Sayfa 47-52

Hassuni Mağaraları: Sayfa 49-53

Çermik Kaplıcası: Sayfa 49-51

Bu rehberde dikkat çeken önemli bilgi yanlışlığı 54. Sayfada Çüngüş Ulu Camii anlatımında yer alır: 'Kesin olarak tarihi bilinmemekle beraber bir Selçuklu eseri olup, 15. yy'da yapıldığı sanılmaktadır.'

Bir cümlelik metinde tarihin kesin olmadığı belirtilmekte ve sanıldığı belirtilir. Bu camii için Selçuklu ismi geçer. Selçukluların tarihten çekilme tarihi bellidir. Bir devlete yüzyıllar sonra bir eseri sahip gösterme, tarifi mümkün olmayan durumdur.

Rehberin 49. Sayfasında Hatuniye Medresesi Hani'de iken, Çüngüş'te gösterilmiştir. Ayrıca Ankaris Şifalı Suyu, Hani ilçesinde yer alırken, 55. Sayfada bu su yine Çüngüş'te yer almış gibi belirtilmiştir.

Bu gezi rehberinde yer alan son bir anlatım bozukluğuna misal verelim, 64. Sayfadan:' Üzümden yapılan pestil ve sucuk. Otlu peynir, sumak çokça yenen diğer yiyeceklerdir.'