Şehir, el'an içinde yaşayan insanın mı?

Şehir konusunda iddia edilen, şehirde doğmuş, yaşamakta olanın memleketidir.

Bu ne derecede doğrudur?

Şehrin sahibi olarak, o şehrin asrî mezarlıklarının sakînlerini görmekteyiz, kuşaktan kuşağa bu güne gelen.

Tarihiyle, inancıyla, geleneğiyle, diliyle, mimarîsiyle ve dünden bu güne gelen ne varsa sahibini işaret eder.

Şehirde yaşayan dünden gelenle geleceğe taşınan değerler arasında ara geçişin sakinleridir, aslında.

Bu gün, köprü olarak düşünürsek bir ayağı dün, öndeki ayağı gelecek olan zaman dilimini ifade eder.

Dününe yabancı bırakılmış insanın geleceğe dair umutlu bir bekleyişi söz konusu olamaz ki bu gün bunu yaşamaktayız.

Şehir konusunda araştırmalar, kendisi olamayan şehirlerin tarihte harap olduğunu gösterir.

Dünün mirasını reddeden anlayış, mimarîye saygı duymaz, dile kayıtsız, yaşantısında kendisi olamayan gayesiz, günü birlik yaşayan, hayalleri olmayan, ufku maddeyle bezeli, manadan uzak, kendi hayatı dışında hiçbir amaca hizmeti söz konusu olmayan, insanî değerlerden kendisini azad etmiş sürü toplulukların adına isimdir.

Şehir kimin?

Orada bir köy varsa gitmek lazım ki gitmesek bizim olmaktan çıkar, köyde yaşamasak bizim olmaz.

Toprağını ekmediğimiz, dalındaki meyvesine el uzatmadığımız, sebzesini tatmadığımız bir mekânın sahibi olma iddiası, tümüyle doğrudan uzaklaşmadır.

Ekilebilir tarıma ve hayvancılığa elverişli toprakları apartmanlarla süsleyenlerin kalkıp şehre sahiplenmeleri, kasabın koyunu sevmesi gibidir.

Bir şehrin mimarîsi bozulmuşsa bozanların şehre aîdiyetinde samimîyet aranmaz, aranmamalı.

Şehirde yaşamayı teşvik edip, üretimi kısıtlayan, tüketimi kamçılayan zihniyet, şehri şehir olmaktan çıkartır.

Sormaya gerek var mı, şehrin sahipliği konusunda?

Celladına âşık olma hali, yaşanan durum.

Sitelere hayatını hapsedenler, şehirle ne derece ilintili, bağlantılı, alakalı?

Sormak lazım da sitelere taşınanların terk ettikleri tarihî mimarîye yaktıkları ağıtlar, timsah gözyaşlarını hatırlatır.

Nostaljik anlatımlara bakıp kananlar, şehri bu hale getirenleri kurtarıcı bilir.

Başka izahı var mı, konunun?

Söz, elbette nihayetinde okurundur.

Siz şehre ne kadar aitsiniz ve şehir ne kadar sizin?