GAPGündemi'nde Abdurrahman Karakaş'ın hazırlayıp, sunduğu Urfa'da Edebiyat Sohbetleri programının konuğu Eğitimci -Yazar Mehmet Sarmış oldu.
Programda vefatının 24. yıl döneminde Memur-Sen Kurucu Başkanı Araştırmacı Yazar Mehmet Akif İnan konuşuldu.
Sarmış, İnan'ın çok güçlü kişiliği ile öne çıktığını ve inandığı değerlere bağlı olarak yaşadığını vurguladı.
İnan'ın Kudüs Şairi olarak tanındığını ifade eden Sarmış, "24. vefat yıldönümünde Mehmet Akif İnan'ı hayırla yâd ediyorum. Allah mekânını cennet eylesin. 100 güne aşkın bir zamandır İsrail'in Gazze başta olmak üzere Filistin'in genelinde 75 yıldır süren zulmünün belki de zirve yaptığı bir zamanı yaşıyoruz. ABD'nin ve Batı ülkelerinin verdiği büyük destekle Filistin'de büyük bir katliam, zulüm ve soykırım yapıyor. Allah oradaki kardeşlerimizin yardımcısı olsun." ifadelerini kullandı.
"Kudüs meselesini toplumun gündemine taşıdı"
Kudüs meselesinin Ümmetin en büyük yaralarından biri olduğunu belirten Sarmış, "Mehmet Akif İnan, Mescid-i Aksa Şairi olarak biliniyor. Yine onun dostlarından birkaç yıl önce kaybettiğimiz Nuri Pakdil de Kudüs Şairi olarak anılır. Bu arkadaş ekibi, Kudüs ve Mescid-i Aksa konusunda çok hassastılar. Filistin konusu uzunca bir zamandır kanayan bir yaramız. Müslümanların en eski yaralarından biri Kudüs meselesidir. Onların yaşadığı dönemde de özellikle sorun çok öne çıkıyor ve onlar da yazılarla, şiirleriyle, yapmış oldukları programlarla, verdikleri konferanslarla Kudüs'ü, Filistin'i ve Mescid-i Aksa'yı sürekli toplumun gündemine taşımışlardır. Mehmet Akif İnan da öyle.
Mescid-i Aksa şiiri de sembol haline geldi. Her Filistin meselesi gündeme geldiğinde insanların aklına gelen bir şiir oluyor. Bu şiirle birlikte İnan da gündeme geliyor. Kaç kez bestelenmiş ve sürekli okunan bir şiir. Allah kendisinden razı olsun." şeklinde konuştu.
"İnan'ın çok güçlü bir kişiliği vardı"
İnan'ın çok güçlü bir kişiliğe sahip olduğunu belirten Sarmış, "İnan, benim de kitap çalışmalarım sırasında tanıdığım, bir süre beraber çalıştığım çok güçlü bir kişiliğe sahipti. Bu kişilik sonradan oluşmadı, küçük yaşlardan beridir fıtraten bu şekildeydi. Yaptığı çalışmalarla bu kişiliğini pekiştirdi. İlkokul ve lise yıllarından beri liderlik özelliği olan, arkadaş çevresinde sürekli öne çıkan, sözü dinlenen ve herkesin kendisine saygı duyduğu bir kişiliği vardı. ,Aynı zamanda bulunduğu ortamlarda abiliğiyle ve liderliğiyle uzlaştıran bir yapısı vardı." diye konuştu.
"7 Güzel Adam'dan biridir"
İnan'ın Maraş'taki arkadaş çevresinde saygınlığı ile öne çıktığını vurgulayan Sarmış, " Urfa'dan Maraş'a gittiği zaman Maraş Lisesi'nde tanıştığı ve ömür boyu dostluğunu sürdürdüğü arkadaş çevresi '7 Güzel Adam' olarak anılıyor. 7 Güzel Adam'dan biri de Erdem Beyazıt'tır. Beyazıt, inan'ın vefatından sonra yazmış olduğu yazısında şöyle diyor. 'İnan, Maraş'a geldiği zaman oturmuş bir kişiliği vardı. Meclisimize geldiği zaman toparlanma ve kendimize çeki düzen verme mecburiyeti hissederdik. Girdiği cemaatte saygı uyandırırdı.' Daha sonraki dönemlerde de aynı kendisine yönelik aynı davranışları görüyoruz." dedi.
"İnandığı gibi de yaşayan samimi bir insandı"
İnan'ın kişiliği ile çevresine örnek olduğuna dikkat çeken İnan, "Herkesin kendisine saygı duyma mecburiyeti hissettiği, bulunduğu meclislerde acaba Mehmet Akif İnan ne diyecek diye insanların dönüp kendisine baktığı, kendisinden onay beklediği, kendisinden büyüklerin bile 'abi' deme ihtiyacı hissettiği biriydi. Kendisine 'Akif Hoca' ya da 'Akif Abi' diyorlardı. Kendisini tanımayanlar da herkes gibi ona 'abi' diyordu. Bir süre sonra bakıyor ki kendisine 'abi' diyen bazı kişiler kendisinden yaşça daha küçükmüş. Sesiyle, duruşuyla, bakışıyla, tavırlarıyla öne çıkıyordu. Çok bilgili ve bildiklerini yaşayan biriydi. Bazı şairlerimiz sonradan İslam ile tanışmışlardır. Akif'in dindarlığı ailesinden geliyor. Küçüklüğünden beri namazında, niyazında ve dini duygulara sahipti. İnandığı gibi de yaşayan samimi bir insandı." dedi.