Belediye

Şanlıurfa turizminin aynası: Balıklıgöl rezaleti!

Bugün saat 9 gibi arkadaşlarla birlikte Balıklıgöl’e bir ziyarette bulunduk, lakin girer girmez rezalet serüveni başladı.

Abone Ol

Bugün saat 9 gibi arkadaşlarla birlikte Balıklıgöl’e bir ziyarette bulunduk, lakin girer girmez rezalet serüveni başladı.

Bu rezaletleri 3 konu başlığı halinde ele alacağım: Ses kirliliği, başıboş işletmeler ve özensiz çevre düzeni.

Öncelikle dikkatimizi çeken şey, Balıklıgöl'de baskın bir şekilde ortamın atmosferine etki eden, çevredeki konuk evlerinden gelen sıra gecesi sesleriydi.

Tarihi öneminin yanında dini önemi de bulunan Balıklıgöl, adeta açık hava sıra gecesi senfonisine ev sahipliği yapar olmuş! Maneviyatı bu denli yüksek bir mekâna bu kadar “gürültü” yakışmıyor. Çevredeki sıra gecesi düzenleyen mekânlara karşı acilen önlem alınarak gürültü konusunda yaptırım uygulanmalı.

İkinci konu: İşletmeler.

Rızvaniye’nin üst tarafında “Hasanpaşa Cafe” adlı mekâna geçip oturduk. Oturduk lakin nasıl oturduk?

İlk başta yan yana bulunan iki kafenin çalışanları kolumuza girerek “Abi, gelin buraya oturun” diyerek gereksiz bir polemik yarattılar. Daha yakınımızda olduğu için Hasanpaşa’yı tercih ettik.

İşletme çalışanlarının özensiz ve lakayıt tavırları, açıkçası bir Urfalı olarak bizleri rahatsız etti.

Arkadaşımızın “Yiyecek bir şey var mı?” sorusuna, “Yok, hepsini çalışanlar yedi” cevabını aldık.

Ardından söylediğimiz Mengüç kahvesinin her bir fincanı ayrı renk ve ebatlarda geldi. Bir tanesinin kenarı kırıktı. Arkadaşımız, servisi yapan çalışana bunu dile getirdiğinde, “Abe, bunun adeti böyle” cevabını aldı.

Çalışanlar sürekli müşterilerin arasında dolaşarak (çalışan olduklarını sonradan fark ettik zira işletme çalışanlarının hepsi eşofman ve terlikle dolaşıyordu) yaptıkları gereksiz muhabbete bizleri de ortak ediyorlardı.

En son kalkmamıza sebep olan nokta ise sürekli başımızda duran çalışandan çay istediğimizde, “Benim işim sipariş almak değil, gelenleri içeri çekiyorum. Gidin şuradaki adamdan isteyin” demesi oldu.

Bir müşteri olarak gördüğünüz muameleyi geçtim, başka şehirden gelen bir turist olduğunuzu düşünün. Kendi şehrinize gittiğinizde, Şanlıurfa sizin gözünüzde nasıl bir izlenim bırakır?

Son maddeye gelelim: çevre düzenlemesi!

Balıklıgöl’de öncelikle aydınlatma yetersiz. Aşağıdaki videoyu saat akşam 10 civarında çektim, yorumu size bırakıyorum. Bu şehrin turizmine ışık tutan bir yerin aydınlık ve cıvıl cıvıl olması lazım.

Eleştirimin sonuna çözüm önerilerimi de yazmak istiyorum, tabii dikkate alan olursa!

Öncelikle Balıklıgöl çevresinde sıra gecesi düzenleyen mekânlara yönelik yeni bir yönerge yayınlanmalı ve gürültü seviyesi düşürülmeli. Gerekirse yönetmeliğe uymayan mekânlar, uygun koşulları sağlayana kadar mühürlenmeli.

Balıklıgöl’ün içi, ortam ve atmosferine uygun bir şekilde yeterli aydınlatmaya kavuşturulmalı; güvenlik ve temizlik sürekli hale getirilmeli.

Balıklıgöl içerisindeki ve çevresindeki işletmeler düzenli olarak denetlenmeli. Gerekirse işletmecilere eğitim verilmeli ve işletmeler için standartlar getirilmeli. Standartları yerine getiremeyen işletmeler mühürlenmeli.

Bunlar sadece bugün bir vatandaş olarak benim görüp kaleme aldığım eksiklikler. Sizlerin takdirine bırakıyorum.

Sayın Cumhurbaşkanımızın 31 Mart yerel seçimler öncesinde Şanlıurfa'ya; Balıklıgöl ve Harran için "2 Alan başkanlığı kurulması" sözü vardı.

Sayın milletvekillerimiz, AK Parti il teşkilatı, Valimiz ve ilgili kurumların 6 aydır bir çalışması oldu mu? Niçin takip etmiyorsunuz?!.