İzleyicilere yaşam öyküsü, sanata bakışı ve Urfa’nın kültürel potansiyeline dair çarpıcı açıklamalarda bulunan Sanatçı ve Yazar Ekrem Arpak, Siverek’in Karacadağ eteklerinde başlayan ve İstanbul’un karmaşık sokaklarında şekillenen sanat kariyerini izleyicilerle paylaştı.
Karacadağ’dan İstanbul’a: Hayata tutunma hikayesi
1974 yılında Siverek’in Karacadağ bölgesinde doğan Ekrem Arpak, 6 çocuklu bir ailenin beşinci çocuğu olarak hayata gözlerini açtı. Henüz 4 yaşındayken babasını kaybeden Arpak, annesinin fedakarlıklarıyla büyüdü. Annesi, tarım işçisi olarak ailesini geçindirmek için çaba sarf ederken, çocuklar da mevsimlik işçilikle hayata tutunmayı öğrendi.
16 yaşına kadar Ceylanpınar’da yaşayan Arpak, lise eğitimini Kocaeli ve İstanbul’da tamamladı. Ancak ekonomik zorluklar, üniversite hayallerinin önünde bir engel oldu. Yine de bu zorluklar, onu yıldırmak yerine daha da güçlendirdi. İstanbul’a taşındıktan sonra pek çok farklı işte çalıştı; inşaat işçiliğinden garsonluğa, barmenlikten boya badana ustalığına kadar birçok iş yaptı.
Çocukluk yıllarında başlayan müzik tutkusu
Ekrem Arpak’ın sanata olan ilgisi, ilkokul yıllarında öğretmenlerinin desteğiyle başladı. İlkokul öğretmeninin yönlendirmesiyle sesi keşfedilen Arpak, küçük yaşta düğünlerde şarkı söyleyerek hem aile ekonomisine katkıda bulundu hem de yeteneğini geliştirdi. O dönemde “Küçük Ekrem” adıyla anılan Arpak, çevre illerde küçük çaplı konserler vererek tanındı.
Ancak İstanbul’a taşındığında, sanat ve müzik hayalleri yerini hayatta kalma mücadelesine bıraktı. Sanatçının deyimiyle, “İstanbul’da önce ekmek kavgası vardı.” Yine de müzik ve sanat tutkusu, onun hayatında her zaman bir yer buldu ve kariyerine yön veren en önemli güçlerden biri oldu.
Sinema dünyasına adım: Tesadüflerle başlayan bir yolculuk
Ekrem Arpak’ın sinema dünyasına adımı ise kendi deyimiyle “Tamamen bir tesadüf” sonucu gerçekleşti. Kocaeli’den İstanbul’a giderken trende ünlü yapımcı Faruk Aksoy ile tanışması, onun bu sektörde yer almasını sağladı. İlk olarak bir film setinde çaycı olarak işe başlayan Arpak, bu süreçte sinema dünyasının perde arkasını öğrenme fırsatı buldu. Setlerde gözlemlediği oyuncuların performansları, çekim teknikleri ve yönetmenlik detayları, onun için bir okul oldu.
Çaycılıkla başlayan bu yolculuk, yıllar içinde oyunculuk ve klip yönetmenliğiyle devam etti. “Kurtlar Vadisi Pusu” gibi popüler dizilerde rol alan Arpak, özellikle İranlı bir ajan karakterini canlandırdığı performansıyla dikkat çekti. Bu diziden ayrılışı da bir o kadar ilginçti; geçirdiği bir kazanın ardından ayrılan Arpak, diziden öldürülmeden çıkan tek oyuncu olarak hafızalara kazındı.
Yazarlık: Banklarda yazılan hikayelerden romanlara
Ekrem Arpak’ın Yazarlık kariyeri, Kadıköy’de banklarda geçirdiği zorlu gecelerde başladı. O dönemde ekonomik nedenlerle bir eve sahip olamayan Arpak, boş vakitlerini yazı yazarak değerlendirdi. İlk hikaye kitabı “Yedi Renk Masalları”, bir gurbetçinin yaşam mücadelesini ve hayallerini anlatıyordu.
Arpak’ın Yazarlık serüveni, ünlü Yazar Yaşar Kemal’in dikkatini çekti. 2015 yılında hayata gözlerini yuman Yaşar Kemal’in onun hakkında “Son 20 yılda beni en çok heyecanlandıran genç yazar” ifadesini kullanması, Arpak’ın kariyerinde bir dönüm noktası oldu. Bugüne kadar 19 roman, şiir ve hikaye kitabı kaleme alan Sanatçı, eserlerinde genellikle toplumsal sorunları, bireysel dramları ve aşkı ele aldı.
Şanlıurfa’nın kültürel potansiyeline vurgu
Ekrem Arpak, en büyük hedeflerinden birini, “Şanlıurfa’nın kültürel zenginliklerinin daha fazla ön plana çıkarılması” olarak tanımlıyor. Urfa’nın; Türkiye’nin en çok Sanatçı yetiştiren şehirlerinden biri olduğunu vurgulayan Arpak, bu potansiyelin daha iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Urfa’nın doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel mirası ile hem müzikte hem de sinemada daha fazla yer alabileceğine inanan sanatçı, bu konuda yerel yönetimlere ve iş dünyasına çağrıda bulundu.
Sanatçı, özellikle müzik festivallerinin ve tiyatro gösterilerinin yeniden canlandırılmasını öneriyor. Urfa’da genç yeteneklerin desteklenmesi gerektiğini savunan Arpak, geçmişte Mahmut Tuncer ve İbrahim Tatlıses gibi isimlerin bu şehirden çıktığını hatırlatarak, “Bugün Urfa’dan neden yeni yıldızlar çıkmasın?” diyor.
Sanatta bağımsızlık ve onurlu duruş
Ekrem Arpak, Sanat hayatındaki en dikkat çekici özelliklerinden birinin bağımsız duruşu olduğunu ifade etti. Sanatçı, hiçbir siyasi partiye yakın olmamayı ve sanatını özgürce icra etmeyi tercih ediyor. Bu duruşu nedeniyle bazı projelerden dışlandığını ifade eden Arpak, yine de bu kararından hiçbir zaman pişmanlık duymadığını söylüyor.
TRT Müzik’te yaptığı “Saz ile Söz ile” adlı program, reyting rekorları kırmasına rağmen, siyasi bir figüre teşekkür etmediği için sonlandırılmış. Arpak, bu durumun kendisi için bir kayıp değil, aksine bir onur olduğunu belirtiyor.
Savaşın ortasında bir sanat mesajı: Hore
Ekrem Arpak’ın sanat kariyerindeki en önemli projelerden biri, Suriye savaşında çekilen “Hore” klibi oldu. Gerçek savaş görüntülerinin kullanıldığı bu klip, dünya çapında büyük yankı uyandırdı. Kardeşiyle birlikte çektiği klip, hem bir sanat eseri hem de savaşın yıkıcılığına dikkat çeken bir protesto olarak değerlendirildi.
Şanlıurfa’da kültür ve sanatın yeniden doğuşu
Ekrem Arpak, Şanlıurfa’da kültür ve sanatın yeniden canlanması için çeşitli projelerde yer alıyor. Şehirde düzenlenen “Dünya Müzik Şehri” lansmanında Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar'ın Şanlıurfa'yı konuklara İngilizce sunum ile tanıtmasından gurur duyan Arpak, bu projeyi büyük bir gururla sahiplendiğini ifade etti. Ayrıca halk oyunlarından tiyatroya, müzikten resme kadar her alanda genç yeteneklerin desteklenmesi gerektiğini savunan Arpak, yerel yönetimlerin bu konuda daha aktif rol alması gerektiğini vurguladı.
Geleceğe umutla bakan bir Sanatçı
Ekrem Arpak, kariyerinde pek çok zorlukla karşılaşmasına rağmen, hem sanatta hem de hayatta pozitif bir duruş sergilemeyi başardığını belirtti. Eserleriyle topluma mesajlar vermeyi, gençlere ilham kaynağı olmayı ve Şanlıurfa’nın kültürel zenginliklerini dünyaya tanıtmayı hedefliyor. Bugün bir sanatçı ve yazar olarak yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası platformlarda da adından söz ettiriyor.
Ekrem Arpak’ın yaşam öyküsü, azmin ve yeteneğin birleştiğinde nelerin başarılabileceğini gösteren etkileyici bir hikaye. Şanlıurfa’dan çıkan bu çok yönlü sanatçı, yalnızca kendi başarısıyla değil, yaşadığı coğrafyanın kültürel değerlerini yüceltmesiyle de öne çıkıyor. Sanatçının hikayesi, Şanlıurfa’nın ve Türkiye’nin kültürel mirasının bir yansıması olarak hafızalarda yer edinmeye devam ediyor.