GAPGündemi dijital platformlarında canlı olarak yayımlanan Muharrem Çelik'in hazırlayıp sunduğu "Şanlıurfa’da Kültür ve Sanat" programının konuğu Gazeteci-Yazar- Aktivist Gül San oldu.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün kendisi için önem ve anlamını ifade eden San, "Kadınlar gününün amacı; kadınların daha görünür olması ve fırsat eşitliğinden faydalanabilmesidir. Kadınların, eşit ve hukuksal bir zeminde iş, eğitim ve sosyal hayatlarında görünür olmalarını sağlamaktır." şeklinde konuştu.

"8 Mart İngiltere'de kadın işçilerin mücadelesinin sonucudur"

8 Mart Kadınlar Günü'nün kadınların mücadelesinin bir kazanımı olduğunu vurgulayan San, "Bölgemiz tarımın ilk yapıldığı yerlerden biridir. Çok özel bir coğrafyada yaşıyoruz. Göbeklitepe ve Karahantepe ile bunları daha önce duyduk. Yerleşik hayata geçildiği dönemde kadınların çok enteresan rolleri vardır. Kadınların, yabani bitkileri ve hayvanları evcilleştirmişlerdir. Hayvanların evcilleştirilmesi ile birlikte hayvanın etinden, sütünden ve derisinden faydalanmaya başlamışlardır. Yine dokumacılık başlamıştır. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün İngiltere'de dokuma işçisi kadınların isyanı ile başladığına vurgu yapmak istiyorum. Kadınlar, her türlü yaratıcılığın, deneyimin, kapsayıcılığın, adaletin ve barışın simgesidir. Kadim topraklarımızda bu konuda canlı örneklere sahne olmuş bir şehirdir. Şehrimizin bu yönünü çok fazla bilmiyoruz. Kadınları, anneleri, babaları bir günde yapılacak kutlamalarla sınırlayamayız. 8 Mart bir direnişten dolayı ortaya çıkmıştır. " ifadelerini kullandı.

"Kurtuluş Savaşı'nda da kadınların emeği yadsınamaz"

Kadının toplumdaki rolüne dikkat çeken San, "Kadınlar, hayatın her alanında çok ciddi direnişler yapmış ve lojistik destek sağlamışlardır. İkinci Dünya Savaşı'nda Almanya çok zor şartlarda savaşırken, kadınlar çok az bir toprak parçasında tahıl yetiştirmişlerdir. Saksılarda patates yetiştirmişlerdir. Kurtuluş Savaşı'nda da kadınların emeği yadsınamaz. Emine Güllüoğlu Hoca'dan duymuştum. Urfa'nın kurtuluş mücadelesinde onikiler var. Fransızlar, Urfa'yı işgal ettiği zaman halka da zarar vermeye başlamıştır. Fransız askerleri, kadınlar hamamını basar. Bu çok büyük bir tepki alır. Hamamın basılmasına tepki gösteren bir kadın belediye yürür. Belediye başkanına çok ağır bir serzenişte bulunur. 'Daha ne bekliyorsunuz? Ne yapacaksınız? Diyor. Bu Urfa'nın kurtuluşu için başlatılan mücadeleyi destekleyen ve hızlandıran bir tepkidir. Urfa'nın kurtuluşu için mücadele sürerken cepheye su ve yemek taşıyan 'Fatma' isimli bir kadından bahsedilir. Kadının su taşımak ve ekmek yapmaktan parmaklarının eğildiği rivayet edilir. Bu çok değerli bir emektir. Bu emek hiç yadsınamaz. Urfa'nın kurtuluşuna kadınlar da çok ciddi destek vermiştir." diye konuştu.

"Kadınlar seçme ve seçilme hakkını mücadele ile kazanmıştır"

Kurtuluş Savaşı'nda ve Urfa'nın kurtuluşunda kadınların önemli bir rol oynadığını ifade eden San, " 1923 yılında Cumhuriyet kurulduktan sonra, kadınlar,  aynı yıl 'Kadınlar Hak Fırkası' diye ilk siyasi partiyi kuruyorlar. Çok önemli bir harekettir. Dönemin muktedirleri buna izin vermiyorlar ve partinin kapatılmasını istiyorlar. Partinin kapatılması üzerine partiyi kuran kadınlar Türkiye Kadınlar Birliği diye bir oluşuma gidiyorlar. Bu kadınlar ciddi siyasal bir mücadeleye vermeye başlıyorlar. Kadınların seçme ve seçilmesi ile ilgili Cumhuriyet döneminde yasal bir eksiklik vardı. Kadınlar bütün şehirlerde örgütlenerek Ankara'ya gidiyorlar. TBMM'ye doğru yürüyüşe geçen kadınlar, TBMM önünde Atatürk'ün gönderdiği İsmet İnönü ile görüşür. Kadınlar altın tepside sunulduğu söylenen aslında böyle olmayan seçme ve seçilme hakkını bu şekilde mücadele vererek kazanmışlardır." dedi.

Kaynak: GAPGündemi /Mutlu Güneş