Sevgili Muharrem, arada bir şiir yazdığımız olur. Fazla ortalıkta görünmez şiirlerimiz.

Yayımlamamışsa paylaşmayız. Paylaşınca yayınlanmıştır, şiirler.

Bilmece gibi izah oldu, hoş karşılana.

Şiiri yazan şair, tarihe not düşer.

Ressam, öldükten sonra...

Araştırmacı, terk-i dünyadan sonra...

Şair de yalnızlıktan son nefesini verince ünlü olur imiş!..

Görmez misin, ekmek bulamayanın öldükten sonra kabri yüz binlerce liraya yapılır, her yıl anılır, mevlitler verilir, adına yarışmalar düzenlenir, dereceye girenlere altınlar saçılır, hakkinda yazılan kitaplarla konaklarda oturan oturuna!...

Tövbe ya Rabbi!...

Bir yerden davet aldim.

Davet edilince gitmek gerekir, mekan uygunsa.

Yalniz şiirini kalabalıklara ömründe bir kez okumuş biri olarak, ' Şair, yazdığı şiirini kalabalıklara karşı okuyup alkış bekleyen sirk palyacosu değildir.' dedim.

Şiirler öncesi kısa bir tanıtım olacak, bes-altı şiir okunacak, ben kalkıp nezaketten dinleyicileri selamlayacağım.

Muharrem, tanıtım yapıldı.

Şiirler okundu.

Sıra plaket ve teşekküre geldi.

Biz öyle şans ve nama kıymet vermedik, gıybetten ve kibirden kendimizce uzak sayılırız

Sunucu, 'Şairimizden şiir dinlemek ister misiniz? 'demez mi?

Herkes bu şiirlere göre şairin basketbolcu boyunda olduğunu tahayyül eder, durur. Bakmayın Yunan ve Makedonya arasında savas krizi olan İskender, topu topu 150 Cm boylu.

Biz İskender değiliz, olamayız, fıtratımız da uygun değil. Boy dediginiz 180 değil yalnız.

Kızımıza ne diyelim ve ne edelim?

Sesimizin kırıklığını ve kısıklığını küçük kağıda not edip verdim.

Sunucu kızımız, Yeşilçamvarî konuşmasıyla dinleyicileri ikna etti.

Şair, şiirini ancak es- dost meclisinde okur, Muharrem.

Şair, sesinin ve görüntüsünün kayıtlara alınmasından haz etmez.

Herkesin elinde telefon...

Şükür ki şiir kitaplarını getirmemişiz.

Masada otur, imzala.

Şiirlerini 20 TL karşılığında kitap olarak satma, Şaire yakışmaz, Muharrem.

Muharrem, görmeyen ölünce badem gözlü, kellece teli olmayan sırma saçlı anılır imiş.

Soruların sorulma faslının önüne engel çekince rahatladım, kendimce.

Plaketi aldım, sahneden indim.

Sırayı türkücüler aldı.

Bir yolla kendimi dışarı attım, yetkililere rahatsızlığımı ifade ettim.

Büyükçe salondan kendimi azad edince ileride bulunan otobüs durağında buldum, kendimi.

Eve varınca rahatladım.

Ertesi gün gazetelere baktım, satır aralarında kendimi bulamadım.

Şarkıcılar ve türkücüler anlatılmış. Onlar sanatçı ise şairin uğraştığı iş nedir?

Şaire ve şiirine bu denli saygısızlık affedilmez.

Muharrem, şiire emek veren, alın teri akıtan, geceleri uyumayan, acıyı ve hüznü şiirinde harmanlayan Şair, sevince de ortak olmanın kapısını aralar.

Muharrem, şiir çoluk-çocuk işi değil.

Her önüne gelen şiir yayınlar, kitap çıkarır.

Muharrem, şiir okurken şair seçerken asaletli ifadeleri hayatına maya kılan isimleri oku, ezberle.

Yazdığı ile yaşadığı birbirini tutmayan her şairin üstüne kırmızı kalemle çizgi çekmesini bilmelisin.

Muharrem, kendine iyi bak.

Gözlerinden öperim