Putin, St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu (SPIEF) kapsamında Lahta Center'da dünyanın önde gelen haber ajansları yöneticilerini kabul etti. Toplantıya Anadolu Ajans Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Özhan da katıldı.
Putin, AA Genel Yayın Yönetmeni Özhan’ın, “3 yıl önce de Ekonomi Forumu kapsamında size yönelttiğim sorunun devamını getirmek istiyorum. Gazze’deki İsrail saldırıları konusunda, dünya genelinde, ABD’de, Avrupa’da ve birçok yerde milyonlarca kişinin hükümetlerinden bu soruna çözüm üretmesi için sokaklara döküldüğünü görüyoruz. Rusya bu konuda bir plana sahip mi? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bünyesinde bir girişimde bulunmayı planlıyor mu?" sorusunu yanıtladı.
Devlet Başkanı Putin, “İlk önce şunu söylemek istiyorum. Elbette terörün her türlü tezahürlerine karşıyız. Herhangi bir yerde ve herhangi bir ülkede sivil halka yönelik saldırılara karşıyız. İsrail’deki terör saldırısına karşılık olarak şu anda Gazze’de olanlar savaşa benzemiyor. Bu sivil nüfusun tümden yok edilmesine benziyor.” dedi.
Gazze’de yaşananlar nedeniyle ABD’yi suçlayan Putin, “Bunun ABD'nin politikasının bir sonucu olduğuna inanıyoruz. Çözüm sürecini tekeline aldı. Bu son derece zorlu sorunu çözmeye yönelik toplu girişimlere yönelik önceden oluşturulmuş tüm araçları bir kenara ittiler.” ifadesini kullandı.
Putin, ABD yönetiminin Gazze konusunda “daha az görüş, daha hızlı çözüm” şeklinde bir yaklaşım sergilemiş olabileceğine işaret ederek, “Ancak uygulamada durumun böyle olmadığı görüldü. Bazı maddi yardımlarla sorunu çözmek de mümkün değil. İşin aslını, siyasi meseleleri çözmek lazım. Bu, Birleşmiş Milletler'in bu topraklarda iki devlet kurma kararında öngörüldüğü gibi iki devletin yaratılmasıdır. Bir Filistin devleti ve bir Yahudi devleti.” şeklinde konuştu.
Söz konusu temel sorunlara değinmeden, durumu çözüme kavuşturmanın mümkün olmadığını vurgulayan Putin, “Filistin devletini Sovyetler Birliiği döneminden beri uzun zamandır tanımış durumdayız. Bu bağlamda yaklaşımımız değişmedi.” dedi.
Putin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sorunun çözümü için önemli bir gayret gösterdiğinin altını çizerek, şöyle konuştu:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu çok acil ve uzun süredir devam eden sorunu çözmek için etkin çabalar sarf ettiğini biliyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bölgedeki, dünyadaki ve İslam dünyasındaki otoritesi de dikkate alındığında katkısının fark edilir olmasını bekliyoruz. Kendi açımızdan, İsrail ile uzun süredir devam eden ilişkilerimizi de göz önünde bulundurarak, Rusya'nın bu durumu çözmek için yapabileceği her şeyi yapmaya hazırız.”
Türkiye ile gelişen enerji ve ticari işbirliği
Putin, Türkiye ile Rusya arasındaki ekonomik ilişkilere de değinerek, Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) inşaatının takvim doğrultusunda ilerlediğini vurguladı.
Projede çok sayıda Türk uzmanın çalıştığını aktaran Putin, Akkuyu NGS’nin Türk ekonomisi ve enerji sektörü için yeni bir alan açtığını söyledi.
Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Akkuyu NGS ile stratejik bir karar verdiği görüşünü paylaşarak, “Birçok faydasının yanı sıra hidrokarbon kaynaklara bağımlılığı da azaltıyor. Bu alanda da güvenilir bir çalışma ortaklığımız var.” dedi.
Türkiye’de kurulması planlanan doğal gaz merkezinin, başta Avrupa’ya yönelik olmak üzere gaz ticareti için elektronik bir platform olmasının planlandığını belirten Putin, şu ifadeleri kullandı:
“Dikkatinizi çekmek istediğim bir konu var. Türkiye, Ukrayna ile bazı alanlarda işbirliği yaparken, Ukrayna, Türkiye’ye gaz taşıyan boru hatlarını vurmaya çalışıyor. Bu bir şaka veya herhangi bir şekilde abartma değil. Rus ordusunun elektronik harp sistemleri tarafından iki insansız hava aracı düşürüldü ve Karadeniz sahilindeki gaz pompalama istasyonunun yanına düştü. Lütfen dostumuz Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bu konu hakkındaki gerçeklerle ilgili bilgi verin. Karadeniz altındaki sevkiyat sistemini koruyan gemilere yönelik de sürekli insansız deniz araçlarıyla saldırı yapılıyor.”
Putin, Türkiye ile ticari ilişkilerin ve iki ülke ticaret hacminin geliştiğine işaret ederek, “Bana öyle geliyor ki Türkiye'de hükümetin ekonomik bloğu son zamanlarda kredi almaya, yatırım yapmaya, Batılı finans kuruluşlarından hibe almaya ağırlık veriyor. Bu muhtemelen kötü bir şey değil ama eğer Rusya ile ticari ve ekonomik ilişkilerin kısıtlanmasıyla bağlantılı olursa, o zaman Türk ekonomisinin kazancından çok kaybı olur. Bana göre böyle bir tehdit var.” değerlendirmesinde bulundu.