Şanlıurfa'da, Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) tarafından “Türkiye’de Göç Olgusu: Mevcut Durum, Tespitler ve Öneriler” konulu yuvarlak masa toplantısı düzenledi.
Toplantıya katılmak üzere Şanlıurfa'ya gelen İstanbul Medipol Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, Gazetemizi ziyaret ederek, yapılan toplantının içeriği ile ilgili GAPGündemi mikrofonuna konuştu.
Suriyeli sığınmacılar, Afganistanlılar ve diğerleri ile beraber özellikle Türkiye'de ayrımcı ön yargının yükselişe geçtiğini ifade eden Özipek, sadece akademik bir konu olarak değil, aynı zamanda bir birey olarak da ayrımcılığa karşı olduğunu vurguladı.
Özipek, yaptığı çalışmaları kamusal bilgilendirme sorumluluğunun bir parçası olarak gördüğünü de sözlerine ekledi.
Urfa'da bulunma amacına değinen Özipek, "Urfa'da bulunma sebebimiz; bütünlüklü bir göç politikası için katkı sağlamak şeklinde özetlenebilir. Bir de Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı'nın (UTESAV) bizden istediği bir rapor vardı. Bu çalışmayı UTESAV bünyesinde gerçekleştiriyoruz. Amacımız; Türkiye'de bütünlüklü bir göç politikasının oluşturulması noktasında gerek karar vericilere yol gösterecek gerekse de topluma aynı şekilde yapılması gerekenlerin ne olduğu ile ilgili perspektif sunacak bir rapor hazırlamak. Bu rapor ile Türkiye'deki göç meselesinin hem ekonomik hem eğitim hem sosyal uyum boyutunu kapsayacak. Göçün sadece bir ülkenin iç meselesi olmadığını, aynı zamanda Türkiye'nin dış ilişkileri ve stratejik hedefleri ya da öncelikleri bakımından da göçü bu boyutuyla dâhil edecek bir çalışma olacak." ifadelerini kullandı.
"Bütünlüklü, kapsayıcı, hiçbir unsuru dışta bırakmayan bir göç politikası oluşturulacak"
Amaçlarının göçmen politikasında doğruları ve yanlışları tespit etmek olduğuna dikkat çeken Özipek, "Meseleyi bütün boyutlarıyla beraber kapsayan bir çalışma yürütmeye çalışıyoruz. Yazdıklarımız ne kadar etkili olur, önemsenir ya da bu konuda oluşturulabilecek bir kamu politikasına kaynaklık eder? Bunu bilemeyiz. Biz akademisyeniz. Bu yüzden yapmamız gereken şey; bugüne kadar bu konuda yapılan doğruların altını çizmek, hataların ve yanlışların neler olduğuna işaret etmek ve yapılması gerekenlerin neler olduğunu tespit etmektir. Bu konuda bütünlüklü, kapsayıcı, hiçbir unsuru dışta bırakmayan bir göç politikasının oluşturulması çabalarına bir şekilde katkıda bulunuyoruz. Belki uzun vadede göç konusunda daha kapsayıcı bir kamu politikası oluşturulacak. Bunun için de aynı zamanda bir yol haritası hazırlanacak olursa nerelere müdahale edilmeli? Nasıl müdahale edilmeli? Örneğin göçmenlerin uyum, vatandaşlık, çalışma hakları, ayrımcılığa uğramama hakları ile ilgili olarak hangi adımlar atılmalı? Bunları somutlaştırmaya çalışıyoruz. Urfa'da bulunma sebebimiz budur." şeklinde konuştu.
"Urfa, insanların Urfalılık kimliğinde beraberce ahenkli bir şekilde yaşadığı bir yer"
Urfa'nın göçmen konusunda çeşitlilik arz eden bir şehir olduğunu vurgulayan Özipek, "Göç konusunda çalışmalarımızı özellikle Suriyeliler, Afganistanlılar ve diğerleri ile ilgili olarak gösterge oluşturan ve hususiyetleri olan 7 ilde yapıyoruz. Urfa'ya da bu çerçevede geldik. Urfa bu 7 ilden birisidir. Buradan da Gaziantep ve Mersin'e geçeceğiz. Seçtiğimiz bu illerde çalışmalarımızı gerçekleştireceğiz. Urfa özellikle göçmen konusunda da aynı zamanda kendi kompozisyonu bakımından da çeşitlilik arz eden bir şehir. Kürtler, Araplar, Türkmenler birbirinden farklı etnik kimliklerin bir arada yaşadığı bir şehir. Urfa, insanların Urfalılık kimliğinde beraberce ahenkli bir şekilde yaşadığı bir yer. Urfa, çok fazla sığınmacıyı kabul etmiş bir şehir. Bu insanları da imkânlarının sınırlı olmasına rağmen genel olarak hoş tutan bir şehir." ifadelerini kullandı.
"Umarız insanlar beraberce barış içerisinde güvenle geleceğe bakar"
Şanlıurfa'da yaşayan Suriyelilere yönelik pratikte bazı olumsuzlukların da olduğunu ifade eden Özipek, "Türkiye'nin her tarafında olduğu gibi burada da ayrımcı ve dışlayıcı tavırlar ve pratikler var. Biz bunları da özellikle Suriyeli mültecilerden, Suriyeli dostlarımızdan dinledik. İş insanlarıyla görüştük. Özellikle yatırım, istihdam, ihracat ve ithalat yapmak isteyen; ama bu konuda mevzuat tarafından eli kolu bağlı olan insanların taleplerini ve sorunlarını dinledik. Akademiden insanlarla görüştük. Urfa'dan Mahmut Kaya hocanın çalışmalarını daha önce okumuştum. Kendisi bu konuda bize çok destek oldu. Çalışmamızın gerçekleştirilmesinde, özellikle akademi, sivil toplum, devlet ve mülteci çevrelerinden insanları bir araya getirme konusunda beraberce bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirdik. Çok geniş katılımlı bir toplantı oldu. Herkesin söyleyeceği sözler vardı. Tabiri caizse süngerin suyu çekmesi gibi söylenenleri çekmeye çalıştık. Bazen bireysel mülakatlarla da çalışmalarımızı zenginleştirdik. Dilerim bu çalışmamız Türkiye'de göçün daha ahenkli bir şekilde yaşanması ve buraya gelen insanların beraberce, barış içerisinde geleceğe daha güvenle bakabilmesi için yapılacak çalışmalara bir katkı sunar." diye konuştu.
Müsiad Şanlıurfa şubesinin ev sahipliğinde yapılan toplantıya; Şutso başkanı Mehmet Yetim, Kent konseyi başkanı Adil Saraç, Urfa stk platformu sözcüsü Osman Gerem, stk temsilcileri, gazeteciler, akademisyenler, Suriyeli stk temsilcileri ve eğitim alanında faaliyet gösteren eğitici ve Suriyeli öğretmenler katıldı.