GAPGündemi dijital platformlarında yayımlanan Gazeteci Mutlu Güneş'in moderatörlüğünü yaptığı "Urfa'dan Bakış"ın bu haftaki canlı yayın konukları Genel Yayın Yönetmenimiz Veysel Polat ve Yeni Urfa Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Canbeyli oldu.

Programda, 15 Mart sel felaketinin yol açtığı zararlar ve cumartesi günü Urfa'da etkili olan sağanak yağış sonrası yaşananlar değerlendirildi.

Cumartesi günü yaşanan sağanak yağışın ardından yaşananlara değinen Veysel Polat, "Öncelikle geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Allah korusun o yağmur yarım saat daha devam etmiş olsaydı geçen yıl yaşadığımız sel felaketinin bir benzerini daha yaşayabilirdik. Allah'tan yağmur durdu da bir felaket yaşanmadı.

Sel, bir afet ve doğa olayıdır. Sel felaketi dünyanın her yerinde yaşanabilir. Bütün şehirler hatta düzenli şehirler dâhil bu afetten etkilenebilir; ama altyapı konusundaki yetersizlik ve ihmaller, bu doğa olaylarının neden olduğu zararı artırıyor. Üreticilerimize de geçmiş olsun diyorum. Birçok üreticimizin fıstığı ve isotu tarlada yağmur altında kaldı. Tarım alanlarımız ve ürünlerimiz de yağmurdan zarar gördü." ifadelerini kullandı.

"Daha geçen sel felaketinin izlerini silmiş değiliz"

Urfa'da büyük bir sorun olarak bir türlü çözüme kavuşturulamayan dereler sorununa vurgu yapan Polat, "Karaköprü, Seyrantepe ve Maşuk tarafında trafikte büyük bir sıkıntılar yaşandı. Binaların bodrum katlarını su bastı, oradaki insanlar zor durumda kaldılar. Cavsak Deresi başta olmak üzere derelerde korkutan görüntüler yaşandı. Biz daha geçen sel felaketinin izlerini silmiş değiliz.

İnşaat Mühendisi Osman Yıldırım, son bir iki yıldır derelerdeki tehlikeler üzerinde duruyor. Sayın Yıldırım, elindeki görüntüleri bizlerle paylaştı. Biz de bu sorunu manşetlerimizde ve programlarımızda gündeme getirdik. Sel felaketinin ardından Karakoyun Deresi'nde zarar tespiti yapılabilirdi. Karakoyun Deresi'nde Sayın Fakıbaba döneminde yapılan demir köprüler kaldırılmalıdır. Sel felaketinde Millet Hanı yanındaki benttin patlaması sonucu 17 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Haleplibahçe ve Piazza'nın sular altında kalmasına sebep olan Karakoyun Deresi önündeki bentti kaldırın.

 "2 Bin yıllık derenin önü kapatıldı"

Dönemin Belediye Başkanı Ahmet Bahçıvan sağ olsun! Oraya bir iş merkezi dikti. Fakıbaba, Samsat Meydanını derenin üstüne kadar büyüttü. Resmen orası baraja döndü. Karakoyun Deresi'nden, Hızmalı Köprü'den ve Millet Köprüsü'nden geçen bin birim su; Ahmet Bahçıvan İş Merkezi girişindeki köprüdeki 50 cm'lik 2 borudan geçemiyor. Bu da sel felaketine neden oluyor..

Akıl var, mantık var. Bunu herkes biliyor; ama bu şehrin belediye başkanları, idarecileri, Devlet Su işleri yetkilileri bilmiyor, derenin içinde bu hali görmüyor.. Bir gidin bakın buraya. 2 Bin yıllık derenin önünde set yapmışlar. 17 Kurban verdiğimiz sel felaketinin üzerinden 1 sene geçti. Yeni sel felaketlerinin yaşanmasını mı bekliyorsunuz. Karakoyun Deresi ile ilgili bir an önce ne gerekiyorsa yapın.

Karaköprü deresinin geçtiği yerde ev yapılıyor. Kaç kez burası ile ilgili siyasi partiler açıklamalar yaptı, yazıldı, çizildi. Halen derenin ortasında bina yapılmaya devam ediyor. Akıl, mantık, vicdan ve izan var. İnsanlardan korkmuyorsunuz, Allah'tan da mı korkmuyorsunuz? Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı, Karaköprü Belediye Başkanı, valisi, kaymakamı, milletvekilleri ne yapalım. İnsanların selde ölmesini ve sel sularının altından cesetlerin çıkarılmasını mı bekliyorsunuz." dedi.

Kaynak: GAPGündemi / Yüksel Polat