GAPGündemi Dijital Platformlarında canlı olarak yayımlanan moderatörlüğünü Gazeteci Mutlu Güneş'in yaptığı "Urfa'dan Bakış"ın bu haftaki konukları, Genel Yayın Yönetmenimiz Veysel Polat, Yeni Urfa Gazetesi GYY Mehmet Canbeyli ve Gazeteci M.Faruk Deveci oldu.

Programda AK Parti Şanlıurfa İl Başkanı Ali İhsan Delioğlu'nun istifası ve yeni başkanın belirlenme süreci ele alındı.

AK Parti Şanlıurfa İl Başkanlığını belirlemeye süreciyle ilgili konuşan Polat, "Partinin il başkanı genel başkanın temsilcidir. AK Parti Şanlıurfa İl Başkanı da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Urfa'daki vekili ve temsilcisidir. Bu ne demek oluyor? İl başkanı; AK Parti İl teşkilatı, ilçe teşkilatları, kadın kolları, gençlik kolları, belediyeler, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, yerel yönetimler ve milletvekillerinin hepsinin bağlı olduğu, hepsinin çalışmalarını gözetlemekle ve yönetmekle sorumlu bir pozisyondadır. Urfa'da buna ne derece riayet ediliyor? Bu ayrı bir şey. Ankara'da, İstanbul'da, Gaziantep'te durum böyledir. " dedi.

"İl başkanının bir ağırlığı ve saygınlığı vardır"

Polat, "Aylık danışma meclisi toplantılarında; milletvekilleri, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, ilçe başkanları, teşkilat üyeleri bir araya gelir. Basına kapalı olarak yapılan bu toplantılarda özel konular konuşulur. Kim ne yapıyor? Şehrin sorunları nelerdir? Partinin sorunları nelerdir? Bu gibi konular konuşulur. Bu toplantının başkanı da partinin genel başkanı adına il başkanıdır. İl başkanının, yönetiminin böyle bir ağırlığı ve saygınlığı vardır. AK Parti'de başarılı İl başkanları genelde bu vasıfları ve rollerini yerine getire bölen şahsiyetli, kalibreleri yüksek, toplumda saygınlığı olan konumdadırlar" diye konuştu.

"Milletvekilleri istiyor ki il başkanı emirlerinde olsun"

Polat, "Urfa zor bir şehir. Urfa'daki milletvekillerimiz bir araya gelmeye alışkın değiller. Bir il başkanının etrafında toparlanmayı istemezler. Milletvekilleri istiyor ki il başkanı emirlerinde olsun. İl yönetiminde 3-5 adamları olsun. İlçe başkanlarını ve teşkilatlarını kendi başlarına belirlemek istiyorlar. Bir ili ve ilçeyi toparlayabilecek ve şehre katkı sağlayacak insanları değil de kendi adamlarını teşkilat kademelerine yerleştirmek istiyorlar. Bu şekilde feodal bir anlayışımız var." şeklinde konuştu.

"Parti içerisinde ünsiyet, centilmenlik, nezaket ve kardeşlik olması gerekir"

Polat, "Bir dönem AK Parti'de teşkilat başkanlığı yaptım. Ankara'ya giderek milletvekillerimizi ziyaret ettik. Bir milletvekilimiz ziyaretimizden memnun kaldı. Bize 'Urfa'ya geldiğimde İl başkanlığını ziyaret edeceğim' dedi. Sanki başka partiden biri ile konuşuyordu. Hâlbuki il ve ilçe teşkilatı bütün milletvekilleri ve belediye başkanlarının, parti mensuplarının ortak evidir. Orada buluşur ve kaynaşırlar. Memlekete hizmet konusunda yardımlaşırlar. Böyle olması gerekir.

Maalesef, siyasi partiler kendi işlerinden çok ve rakip partilerle yarışmaktan ziyade kendi içlerinde rekabet ile uğraşırlar. Rakibine iftira atmak, belden aşağı vurmak, birbirinin mahremlerini ortaya koymak bu yakışmaz. Siyasetçiler, memleketin en üst düzey şahsiyetleridir. Parti içerisinde ünsiyet, centilmenlik, nezaket ve kardeşlik olması gerekir." dedi.

"İl başkanının belirlenmesi süreci ile ilgili bütün teşkilatın söz hakkı var"

31 Mart 2024 seçimlerini değerlendiren Polat, "AK Parti ortadan ikiye bölündü. Bu bölünme çok ciddi sonuçlar ortaya çıkardı. AK Parti'yi kim dağıttı? Bekir Bozdağ ve Emin Önen'i konuştuk. Ali Delioğlu, İl Başkanları arasında kalibre ve anlayış anlamında en sondaki isimlerden biridir. Cumhurbaşkanı ve Genel Merkeze, 'Bu arkadaşımız il başkanı olsun' diye kim ısrar etti. Elbette il başkanı kim olacak diye milletvekilinin görüşü önemlidir. Bu anlamda bütün teşkilatın söz hakkı vardır. O makamın gerektirdiği vasıfları gözetmek, ehlini aramak varken, ısrarla olmayacak isimleri dayatmak parti için de şehir için de uygun değildir." ifadelerini kullandı.

"Erdoğan'dan başka milletin güvene bileceği bir lider yok"

Polat, "Partinin ve şehrin menfaati değil de şahsi menfaati düşünmek doğru mudur? Kendi şahsi çıkarına göre parti yönetimini şekillendirirsen Büyükşehir Belediyesi ve Karaköprü Belediyesini kaybetmenin hesabını vermen gerekir. 

31 Mart seçimleri için belediye başkan adayları belirlenirken Çukurambar'da neler konuşuluyordu? 'Bu burayı bu kadara, şu şurayı şu kadara sattı' deniliyordu. Bugünde soruyorum il başkanlığını kaça ve kime satıyorsunuz? AK Parti, Urfa'da %70'den %30'lara düştü. Urfa'da AK Parti'yi dağıttınız. Kazanan da mutlu değil. Seçim önce demiştim. Yeniden Refah Partisi diye bir parti yok. Bugün de aynı şeyi söylüyorum. Bu partiye ittiğiniz 20 yıllık milletvekiliniz, belediye başkanınız ve arkadaşlarınız var. 
Şu an her türlü yıpranmışlığına rağmen milletin umudu olacak Türkiye'de bir başka parti yok. Erdoğan'dan başka milletin güvene bileceği bir lider yok." diye konuştu.

"Urfa'yı tanıyan, bilen saygın ve ağır bir isim gerekli"

Polat, "AK Parti'de o kadar seviye düştü ki herkes il başkanı olmak istiyor. Ortada bir dağınıklık var. Bu dağınıklığı toparlayabilecek, Urfa'yı tanıyan, bilen saygın ve ağır bir isim gerekli. Ayrıca il başkanının temiz biri olması gerekir. Rüşvet ve kirli işlere bulaşmamış bir isim olmalıdır. Belediyelerdeki güven eksikliğini giderebilecek biri olmalıdır. Kendi içinde, yerel yönetiminde, bürokraside Urfa'nın sorunlarına ilgisiz ve yabancı kalan, torpillere bu mevkilere gelenleri ayıklaması gerekir.

Kaynak: GAPGündemi / İbrahim Halil POLAT