Dünya Neolitik Kongresine katılan Prof.Dr. Mehmet Özdoğan, Kongreye ilişkin GAPGündemi’ne değerlendirmede bulundu.

1964 yılından bu tarafa bölgedeki kazı çalışmalarına katılan ve Arkeoloji dünyasında “ Yaşayan Tarih” olarak bilinen emekli İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Mehmet Özdoğan dünyada ilki gerçekleştirilen Dünya Neolitik Kongresinin açılış törenine katıldı.

Törenin açılış konuşmalarında kürsüyü çıkan Prof.Dr. Mehmet Özdoğan yaptığı konuşmada bölgede yürütülen neolitik kazıların dünya arkeolojisine önemli katkılar sunacağını dile getirdi.

00011.00 00 20 00. Still002

GAPGündemi’nin sorularını cevaplandıran Prof.Dr. Mehmet Özdoğan, 1964 yılından bu tarafa bölgede arkeolojik kazılarda görev aldığın belirtti. Prof.Dr.Özdoğan; Urfa benim memleketim sayılır. 1964 yılında Urfa’ya geldim. 1964 yılından bu tarafa Urfa’ya gelmediğim sene var mı bilmiyorum.

Kongre’ye ilişkin düşüncelerime gelince; ilk yerleşkeler anlamında hep Mezopotamya odaklı bakıyorduk. Urfa’da çıkan bilgiler ki sadece Urfa değil yukarı Fırat, Dicle havzasından çıkan bilgiler bizim ezberimizi bozacak kadar yeni farklı gelişmenin burada olduğunu gösterdi.

Daha sonraki uygarlıkların oluşumunda bu bölgede olan mülkiyet, aile hukuku, miras hukuku gibi bir takım şeylerin bizim ezberimizi bozacak kadar burada farklı olduğunu gösterdi. Yani daha sonra devlete, İmparatorluklara giden yolun tetiğinin burada çekildiğini anladık. Ama bunu bizim hazmetmemiz, kabullenmemiz doğru ölçekte anlamamız için böyle bir toplantı gerekliydi. Bu yeni modeli dünya ölçeğinde tartışmamız, hazmetmeye başlamamız bu kongrede olacaktır” dedi.

Urfalılara da mesaj gönderen Prof.Dr.Mehmet Özdoğan; “Urfalıların kendi bölgelerindeki bu değerlerin, bu önemli olayın bilincini yaşamaları, kendilerini farklı hissetmeleri, bir farkındalık yaratması ve bu bilgiye sahip olup bunun kendileri için bir zenginlik olarak görmeleri gerekiyor. Sadece turizm açısından değil kültürel bir düşünce sistemini bir zenginlik olarak görmeleri lazım” diyerek Urfa’nın bu değerlere sahip çıkmasını istedi.

Kaynak: İshak Polat