93 yıllık bir asra yaklaşan (1930-2023), iyi ve zor ama tertemiz ömrüyle dost ve düşman herkesin ittifakıyla, Türkiye siyasi hayatının, adı ve soyadı gibi, işlenmiş bir elmas olan Necmettin Cevheri iki gün önce; bakanlık makamında, 12 Eylül cezaevinde ve son yıllarda sedyede olan hayatıyla baş eğdiği tek kuvvet olan Yüce Allah'ın huzuruna gitti.
Ehlibeyt bir aileye, Şanlıurfa Şeyhanlı Aşireti, mensup olan Cevheri, 01.01.1951 yılında Demokrat Parti ile başladığı Siyasette, "siyasetçi eskiyince tedavülden kalkan para gibi olur ve zamanın ruhuna uygun olarak yerini gençlere vermelidir" düşüncesine uygun olarak kendi iradesiyle, eliyle kurduğu DYP'den ayrıldığı 2002 yılına kadar 51 yılda, siyasi ve özel hayatında üç temel kriter vardı: Devletin telefonu, milletin namusu ve paraya dikkat edeceksin… Bu kadim siyasetnamelerde geçen; namusu rabbani, mizanı dinari ve hâkimi insanı düsturuyla da birebir uyumludur. Atadığı her bürokrata ve yakınına ilk tavsiyesi bu olmuştur. Bu nedenle hakkında 51 yılda hiçbir olumsuzluk ve iddia yaşanmamıştır. Gerçek bir aşir, seyyit, münevver, devlet, siyaset ve cemaat adamıydı. Özü sözü birdi.
Ancak hakkında en ufak bir akademik çalışma yoktu. Ta ki yıllarca yanında özel kalemi olarak çalışan ve beni Necmettin Cevheri hakkında bir kitap yazmak için teşvik eden ve Necmettin CEVHERİ'nin en yakınında yıllarca bulunduktan sonra İzmir'de emekliliğin tadını çıkaran, Başbakanlık Basın Müşaviri, uzun yıllar parlamento muhabirliği ve Özel Kalemliğini de yapmış olan Gazeteci M. Salih İLHAN'ın, Urfa'daki fotoğraf arşivini görmeye giderken asıl hazinenin, genellikle Ceyhan'da yaşadığı bilinen İbrahim Cevher CEVHERİ'de olduğunu, İbrahim Bey'in de bulunduğum, Bozova Tülmen köyünden 5 km mesafede olan Kürdik köyünde olduğunu öğrenmemle başladı.
2011 yılı Temmuz ayında Adnan Menderes ve Demokrat Parti konusunda Necmettin CEVHERİ'yle, kapsamlı bir görüşme yapmış ve bunu Demokrat Parti kitabıma koymuştum. Ancak bu yeterli değildi.
Türkiye'nin ve bölgemizin siyasi hayatında bu derece önemli olan ve hakkında en ufak bir olumsuzluk duymadığım, ancak hakkında akademik bir çalışma olmadığını gördüğümde ise kendimi suçlu hissetmiş biri olarak bir kitap yazmak bana bir vefa borcu oldu ve hiç düşünmeden, az kalmış Profesörlük dosyamı dahi bir kenara koyup, bu işe koyuldum.
Yıllarca gururla bahsettiğimiz, akrabası olmaktan onur duyduğumuz ve ilk siyasi faaliyetlerimi yanında yaptığım (1980'li yıllar: 13,14,15,16 yaşlarımda) Necmi Emme (Amca) ile sabahlara kadar seçim çalışmalarında, kim olduğunu hala bilmediğim binlerce zarfın arkasına "Ömer Koçak" adını yazdığımı hatırlıyorum. Zarfların içine, kıratlı DYP'nin bir afişini koyduğumda, yanımıza gelip başımı okşayan ve bana "askerim" diyen, İbrahim Cevher CEVHERİ'nin simasını 30 yıl sonra gördüğümde, o an gibi gülümseyerek hatırladım.
1988-93 arası seçim bürolarında, onlarca masanın etrafına dizilmiş yüzlerce iskemledeki adamların Necmi Emme'nin, bir sesine karşılık, karşısındakinin bile zor duyduğu, yüksek sesli konuşmaları kesip, herkesin bir anda ona dönmeleri, O'nun da onları mest eden konuşmaları, soba borusu gibi kapıdan uçarak giden dumanlı odaları, taze fıstığı, gece saatlerinde gelen, boğazdan başlayarak mideye kadar yakan acılı sıcak lahmacunları, babamın genç yüzünü, kaçak çayı ve hangi partiden olursa olsun herkesin selamlaştığı bir siyasetin tadını, 35 yıl sonra, şimdi gibi hatırlıyorum.
Urfa'da siyaset, köydeki aşiret ve akraba ilişkilerinin şehre taşınmış, bir üst aşaması gibidir. Ancak bizim gibi, geniş bir aile olunca genellikle Cevheri ve DYP'ye yakın olarak bilinen babam, Refah Partisi ve CHP hariç, Anavatan Partisi'ne de gidince orda kafam karışırdı. Derdi ki, buradaki (ANAP) milletvekili Seydi Emme (Seydi Eyüpoğlu) ve Mahmut Kaplan da Necmettin Cevheri gibi akrabamızdır. Ama Necmi Emme herkesten daha büyük görülürdü.
Necmettin CEVHERİ ile pandemi döneminde ancak telefonla konuştuğumda, "Amca sizi görmek isterdim dediğimde, "Asıl ben seni çok görmek isterim, akrabam, canımın parçası Hüseyin'iyim. Sen küçüğümsün ama hocamsın. Kulaklarım ve hafızam bazı şeyleri hatırlatmıyor…" demesine hem çok sevindim hem de çok üzüldüm. Sürekli okuyan ve sorunlara çözüm üreten büyüğümüz artık epey yaşlanmıştı. Ve bu eseri acilen bitirmeliydik.
Bu süreçte 02.08.2021 tarihinde vefat eden muhterem hanımefendisi, İsmet Yüksel CEVHERİ'nin vefatı ise hepimizi, derinden sarstı. Ancak Necmi Emme'nin bugün vefatı, 05.09.2023, o günden beri beklettiğimiz bu eseri basmamız konusunda bizi göreve çağırmakta ve gelecek nesle altın değerinde olan tecrübe ve Türkiye'nin yakın dönem siyasi hayatındaki olayları birinci elden aktarmak gelecek nesil için hayati derece faydalı olacağı kanaatindeyiz.
Kitabı bitirmeme rağmen, vefat etmeden basmayın vasiyetine uygun olarak beklettik. Son kontrolleri yaptıktan sonra İnşaAllah bu ay içinde matbaaya vereceğiz.
Bu çalışmada, Türkiye'nin 1951-2002 yılları arasındaki siyasal hayatı bizzat siyasetin merkezinde yer alan ve DP'nin devamı olan AP, DYP ve Necmettin CEVHERİ üzerinde görsel ve ihtiyaç görülen birinci elden bilgilerle anlatılmıştır. Bu çalışma, altı ana bölümden oluşmaktadır:
Birinci bölümde, Necmettin CEVHERİ'nin çocukluk süreci, ailesi ve 1950'lerin Türkiye Siyasi Hayatı,
İkinci Bölümde, 27 Mayıs 1960'tan 12 Mart 1971 tarihine kadar, Adalet Partisi ve Necmettin Cevheri'nin siyasetteki yeri,
Üçüncü Bölümde 12 Mart 1971 muhtırasından ve 12 Eylül 1980 darbesine kadar Adalet Partisi ve Necmettin Cevheri'nin siyasetteki yeri,
Dördüncü Bölümde, 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonucu ortaya çıkan siyasi durum, BTP ve DYP'nin kuruluşu, Süleyman Demirel'in geri dönüşü ve 1993 yılına kadar Türkiye'nin siyasi hayatı,
Beşinci bölümde, 1993-1999 yılları arasında Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı olmasından sonra Tansu Çiller'in liderliği ve DYP'de başlayan yaşanan değişiklik,
Altıncı Bölümde ise 1999 yılından itibaren Necmettin CEVHERİ'nin 2002 yılında siyaseti terk etmesine kadar DYP'de başlayan çöküş süreci, yazılı, görsel ve dönemin siyasi aktörleriyle görüşülerek aktarılmıştır.
Sonuç kısmında ise maddeler değerlendirme yapıldıktan sonra bazı önemli hatıralar eklenmiştir.
* Çalışmada, 1951-2002 yılları arasında, Türkiye'nin ama özellikle Güney ve Doğu Anadolu'nun siyasal, ekonomik ve sosyal hayatı anlatılmaktadır.
* Bu kitapta, Diyarbakır Milletvekili İskân AZİZOĞLU'nın adının neden İskân olduğu gibi?, Kurtuluş savaş sonrası, madalyalı, maaşlı sürgünleri, Doğu, Batı farkı olmaksızın en üst düzey siyasetçi ve bürokratların yaşadıkları zulümleri saf haliyle okuyacağız.
* Menderes dönemi sonrasında Türkiye'de kurulan ilk koalisyon ve azınlık hükümetlerini, insanın kısacık ömründe alt-üst oluşları, kumpas ve ibretlik ihanetleri (Bediüzzaman'ın son günü, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve Güneş Motel Olayı gibi),
* DP ve halefi AP'nin iyi ve kötü günlerini, MNP, MHP ve DP'yle parçalanmaları; 1964-69 arasında AP'yle yüzde 5'lik enflasyon ve yüzde 7'lik büyüme hızına ulaşan bir Türkiye, aynen 1950-55'ten sonraki dönemindeki, DP'nin içten parçalanması gibi AP'nin nasıl parçalandığı,
* 12 Mart Muhtırası, ülkenin 70'li yıllarında, yönetemeyen Demokrasi'ye geçişi, koalisyon hükümetleri ve sağ-sol çatışmalarını,
* 12 Eylül Darbesi ile düşürülen 7.Demirel Hükümeti, Atatürk Barajı ve GAP sulamaları için 4 milyar dolarlık kredi temin etmişti. Yüksek faizlere rağmen yıllık yüzde 5 gibi makul bir faizle bulunan bu krediyi kullanmayan darbeciler, GAP'ın başlayışını yıllarca nasıl geciktirdiler?,
* Yerel entrikalar ve siyasette saflık ya da boşluğun affedilmediği,
* Çalışmada, CEVHERİ'nin devlet için şahsından ve kişilerden önce gelen prensiplerinin, kadim Siyasetnamelerden geldiği görülmektedir.
Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyalı bir baba ve geniş bir aileden gelen Necmettin CEVHERİ, ismi ve soy ismi gibi, Türkiye siyasi hayatının 51 yıllık hayatında bir yıldızı gibi parladı.
Bizim yaptığımız, bizzat Necmettin CEVHERİ'nin kaleminden çıkan çalışmayı da içine alıp, 1960 yılında bıraktığım; Türkiye'nin Siyasal Hayatında Demokrat Parti, çalışmamı Necmettin Cevheri'nin siyasi rolü üzerinden, Adalet Partisi ve Doğru Yol Partisi çerçevesinde 2002 yılına kadar uzatmak oldu.
Ancak şunu itiraf etmeliyim ki; Necmettin Cevheri (1965-1999) yılları arasında Türkiye siyasi hayatının motorunda yer almıştır ve böyle önemli şahsiyeti anlatmak, siyasi hayatımızdaki kayıp halkayı tamamlamayı kendime borç bildim ve umarım faydalı oldum.