BATIYA SÖVMEYİ BIRAKIN!

Abone Ol

Müslüman u mücahid kardaşıma bakıyorum da, ha bire batıya sövüyor; batı şöyle dinsiz, şöyle ikiyüzlü, şöyle merhametsiz, şöyle bilmem ne... Amma ve lakin, kendi ülkesinden çıkmak / kaçmak zorunda kalınca da ilk ve tek gittiği ve de aklına gelen ilk ve tek yer de o sövdüğü batı ülkeleri ve medeniyeti oluyor! 

Suudi Arabistan'a veya Mısır'a yahut Azerbaycan'a iltica edeceğim, diyen bir tane Müslüman görmedim ve duymadım ben! Adam bir taraftan Amerika'ya sövüyor, diğer taraftan da greencard'a başvurarak o sövdüğü Amerika'nın vatandaşı olmak için can atıyor! Tamam, batı ikiyüzlü de, biz tek yüzlü müyüz? 

Kendimizi dev aynasında görüyoruz, kendimizi iyi zan ediyoruz! Müslüman olduk ya, iş bitti sanıyoruz; halbuki Müslüman olunca iş bitmiyor, bilakis başlıyor! Hele bir bakın halinize / çevrenize; halimiz hal midir? Dürüstlüğün d'si kalmadı! Ahlakın a'sını bulabilen var mı? Bilimin b'si sözlüklerde sadece ikinci harf olarak kendine yer bulabiliyor... 

Dedesinin veya ceddinin vakt-i zamanındaki servetiyle övünen fukaralar gibiyiz; Hz. Ömer şöyle adaletliymiş, Selahattin Eyyubi şöyle cengavermiş, İbn-i Sina şöyle dahiymiş, şu öyleymiş, bu böyleymiş... Ya sen? Onlar bir ümmetti ve imtihanlarını bitirip göçüp gittiler, yeter artık onların kıssa ve hikayelerini anlatıp kendinizi avuttuğunuz! Usanmadınız mı, bıkmadınız mı?

Susuz birine ne lazımdır? Tabii ki su. Sen gece gündüz su, su diye mırıldan ve tekrarla ama ve lakin hiç su içme, ne olursun? Tabii ki susuzluktan ölürsün; su, su demek senin susuzluğunu giderir mi hiç... Aynen bu misal, biz de ha bire geçmişimizle övünüyor, batının da gelmişine geçmişine sövüyoruz! Böyle olmaz. Olmadığı da zaten hal-i perişaniyetimizden belli değil mi! 

Kısmet oldu Avrupa'ya da gittim, Ortadoğu'ya da; bu yazı için tek söyleyeceğim şu: batıya sövmeyi bırakın! Adam olun, insan olun, Müslüman olun! Siz doğru İslamiyet'i yaşarsanız ve İslamiyet'e layık doğruluğu gösterirseniz, batının kötüleri ve kötülükleri size hiçbir zarar veremez! Biz batının değil, öncelikle ve önemle kendi cehalet ve akılsızlığımızın kurbanıyız!