Kurtulmuş, İbn Haldun Üniversitesi tarafından ikincisi düzenlenen İbn Haldun Akademi'de "Nasıl Yaşadılar: Sabahattin Zaim" başlıklı konuşma yaptı.
Türkiye'nin geleceğine ışık tutabilmek bakımından örnek şahsiyetlerin genç nesillere tanıtılmasının önemli bir ödev olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bu hassasiyeti göstererek söz konusu toplantıyı düzenleyen üniversite yönetimine teşekkür etti.
Sabahattin Zaim'in, Balkan kökenli olduğunu anlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Osmanlı'nın çözülme zamanlarını, onun acılarını, onun ızdıraplarını çocukluk yıllarında yaşamış, Makedonya'nın Üsküp kentinin İştip kasabasında doğmuş ve çocuk yaşlarında İstanbul'a gelerek Fatih şehrine ailesiyle yerleşmiş bir evlad-ı fatihandır. Osmanlı kültürüne bağlı bir zattır. Yine aynı zamanda Sabahattin Zaim hocanın yaşadığı dönem Türkiye'nin gelişmesi, problemlerinden bir şekilde arınması, kalkınması için çok yoğun çabaların olduğu bir dönem. Bugün gördüğümüz ve artık günlük hayatımızın bir parçası haline gelen birçok şeyin olmadığı, yolların, köprülerin, uçakların, havaalanının olmadığı bir dönemde Türkiye'ye hizmet etmek için kolunu sıvayan, Türkiye'nin kalkınması için kendisini feda eden neslin temsilcilerinden birisidir."
Kurtulmuş, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde uzun yıllar öğretim üyeliği yapan Sabahattin Zaim'in, Türkiye'de iktisat, sosyal siyaset ve çalışma ekonomisi alanındaki önemli hocalardan olduğunu kaydetti.
Sabahattin Zaim'in ilmi hayatında önemli bir tarafın da İslam ekonomisi kısmı olduğunu aktaran Kurtulmuş, Zaim'in ABD ve Almanya'nın yanı sıra yurt dışında birçok yerde kısa süre de olsa öğretim üyeliği yaptığını anlattı.
Kurtulmuş, Sabahattin Zaim'in özellikle Türk dünyasının bağımsızlığına kavuşmasından sonra Türk dünyasıyla da yakın akademik ilişkiler içerisinde olduğunu aktardı.
"7 Ekim'den bu yana onlarca bilim insanı üniversitelerindeki görevinden atılmıştır"
Sabahattin Zaim'in yetişme sürecinde dünyadaki gelişmelere de işaret eden Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"1938 yılı, Hitler dönemi Almanya'da yaşayan Yahudi kökenli birçok profesör, baskılara dayanamadıkları için dünyanın dört bir tarafına dağılmışlar. O baskılardan kaçan Alman Yahudilerinin önemli bir kısmı Türkiye'ye gelmiştir. Örneğin İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde, Tıp Fakültesinde birçok bölümün kurulması bu Yahudi kökenli bilim adamları vasıtasıyla olmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde Kessler gibi, Neumark gibi, Isaac gibi fevkalade değerli, dünya çapında tanınan bilim adamlarından Sabahattin Zaim hoca ve onun akranı olan bilim adamları ciddi şekilde istifade etmiştir. Nasıl o tarihlerde Nazi Almanya'sında, oradaki Nazilerin baskısından kaçan bir sürü bilim adamı var idiyse ne yazık ki bugün de dünya üniversitelerinde siyonist akademik baskılardan kaçıp kurtulmak isteyen çok sayıda insan var. İşte görüyorsunuz son bir haftadır ABD'nin önemli üniversitelerinin hemen tamamında sadece öğrenciler değil, aynı zamanda öğretim üyeleri de siyonist baskıya karşı, İsrail'in işlediği suçlara karşı kendi görüşlerini ifade etmeye çalışıyorlar ve bu protestolar sırasında 7 Ekim'den bu yana onlarca bilim insanı üniversitelerindeki görevinden atılmıştır."
Kurtulmuş, Almanya'da da büyük üniversitelerde öğretim üyesi olarak ders veren, konferanslara katılan hocaların antisiyonist fikirleri dolayısıyla işlerine son verildiğini dile getirerek, "Bir kere daha buradan, bir bilim yuvasından sesleniyorum. Şu anda dünyanın dört bir tarafında siyonist baskıdan bunalmış olan insaf sahibi, vicdan sahibi, ilim sahibi, irfan sahibi bütün öğretim üyelerine Türkiye'nin üniversitelerinin kapıları sonuna kadar açıktır." diye konuştu.
"Sabahattin Zaim'in önemli vasıflarından birisi de sosyal yönüdür"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Sabahattin Zaim'in ilim hayatında, yerelle evrensel arasında, kendi kişisel hayatında da kişiselle toplumsal arasındaki dengeyi kurulabilmeyi başarmış insanlardan birisi olduğunu da vurguladı.
Sabahattin Zaim'in önemli vasıflarından birisinin de sosyal yönü olduğunu kaydeden Kurtulmuş, "İlim çok büyük bir güçtür. Hele de günümüz dünyasında büyük bir güçtür. Ama biz ilmi sadece tek başına bilgi olarak okumuyoruz. İlim, irfan ve hikmettir. İlim, bizatihi dünyaya ait, nesneye ait, insana ait olan şeyi bilmektir. İrfan, onu insanın hayrına olacak şekilde yorumlamaktır. Hikmet ise onu en güçlü şekilde geliştirerek insanların faydasına sunabilmektir. Atom bombasını yapmak büyük bir ilmi başarıdır ama atom bombasını yapmak insanlık bakımından çok büyük bir suçtur. Çünkü insanları öldürür. İstediğiniz kadar ilmi bir başarı olsun bunu başarı olarak göremezsiniz." değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş, bilgileri ilim, irfan ve hikmet ekseninde insanlara faydalı olacak şekilde geliştirmek mecburiyetinde olduklarını belirterek, Sabahattin Zaim'in bu özelliğiyle sosyal yönü çok güçlü bir bilim insanı olduğunu kaydetti.
Sabahattin Zaim'in döneminin cemiyet hayatında da aktif yer aldığını, İlim Yayma Cemiyeti ve İlim Yayma Vakfında uzun yıllar hizmet ettiğini aktaran Kurtulmuş, kendisiyle birlikte bu alanda da çalışma fırsatı bulduğunu anlattı.
"Müslümanları ilgilendiren hangi mesele var ise Sabahattin Hoca elindeki imkanları seferber etmiştir"
İyi niyet ve temenniyle başlayan bir çalışmanın sonucunda Türkiye'nin bugün önemli üniversitelerinden birisi olan Sabahattin Zaim Üniversitesinin kurulduğunu anlatan Kurtulmuş, "Sadece Türkiye'de değil dünyanın dört bir tarafında insanları, Müslümanları ilgilendiren hangi mesele var ise Sabahattin Hoca o mesele ile ilgili ciddi şekilde gayret etmiş, cemiyet hayatının içinde olmuş, elindeki imkanları seferber etmiştir. O özelliğiyle o dönemdeki akademisyenler arasında da akranlarından ayrılan bir kişiydi." şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, bazı kürsülerde söz sahibi olabilmek için bazı odakların adamı olmaktan başka yolun olmadığı dönemde Sabahattin Zaim'in konferanslarında, İslam dünyasının meselelerini anlatabilecek rahatlıkta faaliyetlerini sürdürebilmesinin arkasındaki temel şeyin, akademik olarak etkinliği ve insan olarak dinginliği olduğunu anlattı.
Sabahattin Zaim'in karakter özellikleri bakımından az rastlanan bir insan olduğunu aktaran Kurtulmuş, "Kendisinin Türkiye'ye miras bıraktığı güzel terimlerinden biri 'güzel insan' tabiridir. Bugün çok sık kullanıyoruz. Çıkış noktası, Sabahattin hocanın konuşmalarıdır. Kendisi de bir güzel insandı. Az gördüğümüz, örneklerinin giderek daha da azaldığı, çoğalmasını ümit ettiğimiz güzel insanlardan birisiydi." ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını da yanıtladı.
Kurtulmuş, daha sonra İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Atilla Arkan'ı ziyaret ederek çalışmalarına ilişkin bilgi aldı.