Memur-Sen Kurucu Genel Başkanı Mehmet Akif İnan, 6 Ocak 200 tarihinde vefat etti.
İnan vefatının 24. yılında Harran Kapısı'ndaki mezarı başında anıldı. Anma programına İnan'ın sevenleri, siyasi parti ve dernek temsilcileri, yakınları ve yazarlar katıldı.
İnan'ın kabri başında bir konuşma yapan Memur-Sen İl Başkanı İbrahim Coşkun, İnan'ın eğitim camiasında ve sendikal hareketindeki çalışmalarına değindi.
Coşkun, İnan'ın eğitim çalışanlarının sorunlarını dile getirmek ve haklarını savunmak için büyük bir özveriyle çalıştığına vurgu yaptı. Coşkun, İnan'ın aynı zamanda, sendikacılık alanında da önemli başarılar elde edildiğini ifade etti.
Çoşkun'un konuşmasının ardından Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Faruk Bayık, HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanı Emin Özaslan, Şanlıurfa Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu, Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir, Memur-Sen Eski Şanlıurfa İl Başkanı Mustafa Tepe, Eğitimci Yazar Mehmet Sarmış, İnan'ın arkadaşı Yusuf Demirkol, İnan'ın torunu Hikmet İnan birer konuşma yaptı.
Anma programı yapılan dua ile sona erdi.
İnan'ın vefat yıl dönümü münasebetiyle açıklama yapan Memur-Sen İl Başkanı İbrahim Coşkun, "Kurucu genel başkanımız Mehmet Akif İnan’ı rahmetle anıyoruz. Fikir ve sanat hayatımızın yerli ve millî, sendikacılık özelinde sivil toplum hareketlerinin yeni ve özgün sesi; ahlakı, medeniyeti ve insaniliği merkeze alan, fikir, söylem ve eylemleriyle Batı uygarlığına karşı tavır ve duruş sergileyen şair, yazar, öğretmen, sendikacı, mütefekkir, münevver, kurucu genel başkanımız Mehmet Akif İnan’ı vefatının 24. sene-i devriyesinde rahmet ve minnetle anıyoruz. " ifadelerini kullandı.
"Sendikacılığa yeni üslup ve soluk kazandırdı"
Coşkun, "Mehmet Akif İnan, İslam’a tüm benliği ile inanmış, bütün hayatını millî ve manevi değerlere adamış, sanata, estetiğe, şiire sevdalı, ‘Yedi Güzel Adam’dan biri, beyefendi, kibar kişiliğiyle yaşadığı dönemde çevresindeki insanların dostu, arkadaşı, ağabeyi veya hocası, asla vazgeçmeyerek bir ömür mücadelesini verdiği idealleri, heyecanı, öfkesi, örgütçülüğü, eylemciliği ile tam bir dava adamı, bütün bu özelliklerini kattığı sendikacılığa yeni üslup ve soluk kazandıran bir fikir ve mücadele adamıydı.
O, Türkiye’nin yeni bilincini eksilmeyen bir heyecan ve kararlılıkla, yılmadan, yorulmadan, sabırla, özenle, ilmek ilmek, nakış nakış dokuyan ender öncülerden biridir. Daha lisede iken başlayan yazı ve düşünce faaliyetleriyle birlikte, bugün Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü ve sendikası olan Eğitim-Bir-Sen’i kurmuş, son nefesine kadar çok verimli, bereketli bir ömür yaşamıştır." dedi.
"İnan, Kudüs Şairi olarak ünlenmiştir"
Coşkun, "Yalnızca kalemiyle değil, bütün gücü ve enerjisiyle bir ‘sürekli hareketlilik ruhu’ içinde yaşamıştır. Bu ruhla yaşayan Akif İnan, sindirilmiş ve hak arama fikrinden uzaklaştırılmış tepkisiz bir toplumdan, ‘ben varım, hakkımı çiğnetmem’ diyebilen bir topluma geçiş için öncelikle sendikal örgütlenmenin gerekliliğine vurgu yapmıştır. Aynı zamanda iyi bir hatip olan İnan, kişiliğinin bu zengin cephesinden hız alarak, kamu görevlileri arasında toplumsal hak arama mücadelesini başlatmıştır.
Çocukluğundan başlayarak vefatına kadar süren bilgi, bilinç, ideal ve mücadele dolu hayatı, her kademesi ve aşamasıyla büyük bir amaca yönelmiştir. O, İslam âleminin dertleriyle dertlenmiş, ‘Mescid-i Aksa’nın özgürleşmesi hassasiyetiyle yazmış, yaşamış, ‘Kudüs Şairi’ olarak ünlenmiştir. " şeklinde konuştu.
"Mehmet Akif İnan’ı bir kez daha rahmet ve minnetle yâd ediyoruz"
Çoşkun, "İnan, sendikal mücadeleyi kuru bir dava ve boş kavgaların zemini olarak değil, toplumun dirilişine, milletin ve insanlığın yeniden uyanışına, kurtuluşuna araç olarak seçmiş, bu amaçla hak aramanın merkezi, özgürlük mücadelesinin adresi olan Eğitim-Bir-Sen’i kurmuştur. Biz, Akif İnan’ın bu sendikal anlayışını hizmet sendikacılığı, akademik sendikacılık, kültür sendikacılığı ve medeniyet sendikacılığı olarak tanımlıyor ve yaşatıyoruz. Etkisini ve alanını sürekli genişlettiğimiz bu mirasın varisleri olmaktan da onur duyuyoruz.
'Susma vakti geldi ey çileli yolun yolcusu…' diyen, bir Ramazan gecesi, 6 Ocak 2000 tarihinde Hakk’ın rahmetine kavuşan Mehmet Akif İnan’ı bir kez daha rahmet ve minnetle yâd ediyoruz." dedi.