Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Şanlıurfa'da da sancılı geçen bir kayıt döneminin ardından 2022-2023 eğitim ve öğretim yılının ilk ders zili çaldı. Bu sene birinci sınıfa başlayan evladımız hasebiyle kayıt esnasında yapılan adres değişikliklerine, okullardan talep edilenlere yakından tanık oldum diyebilirim.

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki milli eğitimden yapılan açıklamalarla günlük hayatta var olan gerçekliklerin uzaktan yakından alakası yok. Eğer ki evladınız iyi bir eğitim alsın istiyor iseniz takip etmeniz gerek adımlar var. Acı ama maalesef her sektörde olduğu gibi eğitim alanında da işini severek yapmayan hatta çocuk sevmeyen eğitimcilerimiz mevcut. Ayrıca okulun bulunduğu çevre de öğrencilerin durumunu belirleyeceği için hangi okula gideceği çok önemli. Tüm bu sebeplerden mütevellit okul ve öğretmen arayışına girmelisiniz.

Diyelim ki okulu ve öğretmeni buldunuz şimdi ne olacak? Tabi ki her yerde lazım olan tanıdıklara ihtiyacımız var çünkü mevzuata göre her öğrenci evinin yakının da ki okula gitmek zorunda. Bizim çocuğun mahallemizde olmayan ama övülen okula gidebilmesi için ikametgah değişikliğine ihtiyacımız var. Hadi diyelim ki bu başardık bu atlattığımız ilk engel aslında. Gelelim öğretmene eğer öğrencimiz istediğimiz bir öğretmenin sınıfında olsun istiyorsak bunun bir karşılığı olmalı değil mi? Okulun belirlediği miktarı bağış olarak vermeliyiz yok benim için fark etmez öğretmen tercihi yapmak istemiyorum diyorsanız o zaman sorun yok.( belirtmek isterim ki bu paraların kesinlikle öğretmenlerin ceplerine girmediğine, okul için kullanıldığına inanıyorum, inanmak istiyorum)

Her şey tamam kayıt işini hallettik diyelim bununla bitiyor mu sıkıntılar tabi ki hayır. Olması gereken öğrencilerin bir anda kırk kişilik bir sınıf ve tanımadıkları bir öğretmenle birden bire başbaşa kalmamaları için düzenlenen ve önemine vurgu yapılan bir dönemde öğretmeniniz ameliyat olup o haftayı raporlu geçirebiliyor. Sağlık elbette her şeyden önemli ama insanın aklına da bu kadar mecburi miydi üç aylık bir yaz tatilinde halledilemez miydi sorusu gelmiyor değil. Yada bu oryantasyon haftasını, çocukların zaten hali hazırda ekran bağımlılığı sorunu varken çizgi film izleterek geçirmek ne kadar doğru?

Milli Eğitim her sene yaptığı açıklamalarda biz okullara ödenek veriyoruz derken, okula yapılan boyanın parası bile 300 TL kadar öğrencilerden talep edilebiliyor mesela. Farklı şehirlerde ki öğretmen-veli arkadaşlarımla konuştuğumda en azından uyum haftasını daha özenli geçirdiklerini söyleyebilirim. Yine belirtmek isterim ki eminim burada da işini layıkıyla yapan öğrencisine kıymet veren sayısız öğretmen var onları tenzih ediyorum.

Şimdi konuyu toparlayacak olursak her okul aynı kalitede olmadığı için okul aramak illegal yoldan çözüm üretmeye çalışmak mı sorun yoksa okulların eğitim kalitesi anlamında boş vermişliği mi yada bu usulsüzlüğe göz yummak mı?

Bazı öğretmenlerin mesleğini hakkıyla yaptığı için tercih edilmesi aranması hatta o öğretmen için bağış yapılması mı sorun yoksa diğer öğretmenlerin aynı hassasiyeti göstermemesi mi?

En önemli konu ise Milli Eğitim gerçekten okullara söylenildiği gibi yeterli bütçeyi ayırıyor mu? Ayırıyor ise okullarda toplanılan bağışlar nereye gidiyor?