Güncel

Kaya: Göç, Türkiye ile birlikte birçok ülkenin temel meselesi

Harran Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Mahmut Kaya, göç meselesinin hem Türkiye'nin hem de birçok ülkenin temel meselesi olduğunu ifade etti.

Abone Ol

GAPGündemi dijital platformlarında yayımlanan "Gül San İle Alternatif Gündem" programının canlı yayın konuğu Harran Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof.Dr.Mahmut Kaya oldu.

Programda "Türkiye'deki Göç Sorunu" ele alındı.

Türkiye'de Osmanlı'dan beri göç sorunu yaşadığını ifade eden Kaya, "Göç meselesi hem Türkiye'nin hem de birçok ülkenin temel meselesidir. Göç Sosyolojisinde göç, küresel bir olgu olarak tartışılıyor. Özellikle değişen teknoloji, ekonomik koşullar, dünyadaki güç dengelerinin değişmesi, savaşlar, küresel ısınma, çatışmalar ve refah kaygısı gibi nedenler, insan gruplarının çeşitli yerlerde mobilizasyonuna yol açıyor.

Türkiye, Osmanlı İmparatorluğundan bugüne kadar göç ülkesi konumundadır. Türkiye, göç alan transit bir ülkedir. İnsanlar, buradan Avrupa'ya çeşitli yollarla geçiyorlar. Osmanlı'nın çöküşünden sonra iskân edilen yerlerden gelen gruplar var. Buna 'Geri Dönüş Göçü' diyoruz." dedi.

"Türkiye tarihinde bir göç sirkülasyonu vardır"

Türkiye'de gerçekleşen göçlere değinen Kaya, "Balkanlardan mübadele ile gelen göçler var. Aynı zamanda Yunanistan ve Bulgaristan'dan gelen göçler var. Saddam döneminde Türkiye'ye sığınan göçmenler var. Afganistan'ın Rusya tarafından işgal edilmesinin ardından Türkiye'ye yapılan göçler var. Türkiye tarihinin tamamında bir göç sirkülasyonu vardır.

'Arap Baharı' sonrası gerçekleşen bölgedeki çatışmalardan kaynaklı olarak Türkiye hedef ülke oldu. Özellikle komşumuz Suriye'de 2011 yılında başlayan çatışmaların ardından Türkiye, açık kapı politikası uyguladı ve Suriyelilere kapılarını açtı. 13 yıldır Suriyeli göçmenler Türkiye'ye akın akın geldiler." ifadelerini kullandı.

"Makineleşme, şehirleşme ve sanayileşme başlayan göçler var"

Kaya, "Türkiye'nin modernleşme tarihinde kırsaldan şehre doğru göç söz konusudur. 1950'li yıllarda tarımda makineleşme, şehirleşme ve sanayileşme başlayan göçler var. O dönemden itibaren peyderpey Doğu ve Güneydoğu Bölgesi açısından çatışmalar, kırsal alanda modernizasyon ile ortaya çıkan işgücü açığından kaynaklı göçler, eğitim imkânlarının artmasıyla ortaya çıkan 'eğitim göçü' gibi birçok faktörden dolayı sürekli bir göç durumu yaşıyoruz.

Bir öğrenci buradan İstanbul'a gittiği zamanda bir göç süreci yaşanır. 6 Şubat depreminden sonra deprem bölgelerinden Batı illerine göçler oldu. Göç eden insanlar, Türkiye vatandaşı olmasına rağmen kısmen kültür çatışması yaşadılar. Bir kısmı oraya adapte olmaya çalışırken bir kısmı geri döndü." şeklinde konuştu.

"Suriye'den gelen insanlar sığınmacı statüsündedir"

Kaya, "Şu an uluslararası göçün etkisiyle 'mülteci sorunu' diye ifade edilen Suriye, Pakistan, Afganistan ve Iraklılarla ilgili yapılan bir tartışma var. Bu konuda Türkiye'nin gündemindedir. Suriye'de 2011 yılının Mart ayında çatışmalar başlayınca ilk kafile Türkiye'ye geldi. O günden bugüne bazen 4 milyon civarında geniş bir kitle oluştu. Bu göçmen grubunun büyük bir kısmı halen sığınmacı statüsündedir. Vatandaşlık alanlar da var.

Türkiye, Cenevre Sözleşmesi'ne koyduğu şerhten dolayı Avrupa dışından gelenleri mülteci olarak kabul edemiyor. Onun için mülteci kelimesi bunlar hakkında yanlış kullanılıyor. 'Sığınmacı ya da geçici koruma altındaki Suriyeliler' diye ifade edilebilir. Sosyolojik olarak bunlar mültecidirler. Savaştan kaçan insanlardır. Birleşmiş Milletler tanımına göre savaş tehdidinden, can tehlikesinden, işkence korkusundan dolayı ülkesini terk eden insanlar doğal olarak mültecidir. Sosyolojik olarak da bu insanlar mültecidir." dedi.