Yıllardır hanelerinde olduğu gibi çalışma hayatının her alanında da harikalara imza atan kadınlarımız, yaşadıkları dezavantajlarla daha büyük sıkıntıları aşmak zorunda kalıyor. Üstlendikleri sorumluluklara ve karşılaştıkları zorluklara rağmen, bir anne ve bir eş olarak yollarına emin adımlarla devam edebilen örnek yaşamları konu aldığımız ‘Kadın Elinden’ Programımızın bu haftaki konuğu, Beybin Öncel oldu.
Şanlıurfa’nın ilk Otel İşletmecilerinden olan ve çeşitli sektörlerde de yatırımları bulunan Beybin Öncel; kendisi gibi girişimci ruha sahip birçok Urfalı kadına rol-model olurken; eşiyle ve iki evladı ile birlikte de örnek bir aile hayatı inşa etmeyi başarmış. Sözü çok uzatmadan kendileri ile GAPGündemi ekranlarında gerçekleştirdiğimiz bu güzel sohbetten öne çıkan birkaç kesiti sizlerle paylaşalım.
“HAYATIMIN EN BÜYÜK ŞANSI, AİLEM”
İş hayatında yakaladığı başarılarda en büyük payın ailesi olduğunu vurgulayarak sözlerine başlayan Öncel, “Ailem kadına kıymet veren, kadını önde tutan bir aile. Çok ilgili ve ileri görüşlü bir babanın kızıyım. Eğitimli bir aileden geliyorum. Bu anlamda ailem hayatımın şansı. Çocuk yetiştirmemde en büyük ayna oldular. Ben çok erken yaşta evlendim ve bu nedenle eğitimime ara verdim. Sonrasında eğitimime devam etmemde de iş hayatına atılmamda da yine ailem en büyük destekçimdi” ifadelerine yer verdi.
“BAŞARDIKLARIM VE BİR ŞEYLER ÜRETEBİLMENİN HAZZI, VAZGEÇİLEMEZ”
Tüm deneyimsizliğine rağmen iş hayatına başlangıç sürecini aktaran Beybin Öncel, “Hep bir restoran açma hayalim vardı. Çocuklar büyüyünce, kendi lezzetlerini oluşturan bir mekan hayalini hep kurmuştum. Ama sürekli bir erteleme vardı. Kader hiç ummadığım bir anda, beni koca bir otelin başına oturttu. Ailemin ve eşimin desteğini her daim hissetim ama biliyorsunuz ki sorumluluk her zaman sizin üzerinizde olacak. Anne ve eş olarak sorumluluklarınız var. Aslında dışardan geniş bir aileye mensup olmam kolaylık gibi görünse de aksine kimi zaman daha çok zorlanmama sebep oldu. Sorumluluğum altında bir işetme ve bir sürü çalışanla, her alanında koşturarak ter döktük. İşi öğrendik ve öğrettik. Bir yandan da evdeki sorumluluklara zaman ayırmak fazlasıyla yorucuydu. Bu yoğunluk genellikle kendimi ihmal etmeme neden olsa da başardıklarım ve bir şeyler üretebilmenin hazzı, vazgeçilemezdi” diye konuştu.