Kitap Vakfı öncülüğünde Şanlıurfa'da düzenlenen basın açıklamasında, İsrail'in Gazze'de devam eden katliamlarına karşı acil eylem çağrısı yapıldı. Şanlıurfa Rabia Meydanında Kitap Vakfı öncülüğünde düzenlenen basın açıklamasına şehirde bulunan sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar da destek verdi.

Kitap Vakfı Başkanı Av.M.Fuat Balıkçı tarafından okunan açıklamanın tam metni şöyle:

İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırım, altıncı ayına girdi.  

Filistin’de işgal ve katliamlar dün başlamadı, yüz yılı aşkın bir süredir devam ediyor. Gazze, adeta 17 yıldır kuşatma altında tutulan bir toplama kampı. İsrail ve onun batılı destekçileri Gazze'de 6 aydır eşi benzeri görülmemiş bir soykırım uyguluyor.

Tarihte belki de ilk kez, bir soykırım tüm dünyanın gözü önünde canlı canlı seyrediliyor. Çocuk, yaşlı, kadın ve erkek topyekûn bir halk katlediliyor. En ağır insanlık suçları her gün açıkça işlenmeye devam ediliyor. Durum o kadar vahim ki işgalci İsrail rejimi, Uluslararası Adalet Divanı’nda soykırım suçunu işlemekten sanık olarak yargılanmasına rağmen, Gazze halkını hız kesmeden katletmeye devam ediyor.

İşgalci İsrail rejimi, katliamın başından beri Gazze halkına gıda, su, elektik ve tıbbi malzeme gibi hayati maddelerin ulaşmasını engellemeyi, bir soykırım aracı olarak kullanıyor.

29 Şubat sabahı dağıtılan yardımdan bir parça almak için hareket eden binlerce Filistinli, İsrail keskin nişancıları ve bombalarının hedefi oldu. Açlıktan ölme sınırına gelen Gazze halkı, yiyecek bulmak umuduyla çabalarken İsrail, insanlıkla dalga geçercesine bir katliam daha gerçekleştirdi.

Gazze’de açlıktan ölen insanların haberleri geliyor, dehşet ve vahim bir durumla karşı karşıyayız.

Tescilli katiller tarafından yönetilen işgalci ve ırkçı İsrail rejimi, dünyanın dört bir yanında, her dil ve dinden halkların vicdanında, soykırım suçunun sadece sanığı değil mahkûmu da olmuştur.

Bugün, Türkiye'nin en az 30 şehrinde, burada olduğu gibi haktan, adaletten, özgürlükten, insanlık onurundan, mazlum Filistin ve Gazze halkından yana olanlar olarak toplanmış bulunuyoruz. Amacımız çok açık, çağrımız çok nettir. Türkiye'yi yöneten iktidar tavır değiştirmeli, soykırıma sadece sözde değil, gerçekten ve özüyle karşı olmalı ve Filistin halkının yanında durmalıdır. Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri ve vicdan sahibi olan herkes artık boş Filistin hamasetini terk etmeli, İsrail’i besleyenleri, Gazze’deki katliamın yerli işbirlikçilerini ve onları kollayanları açığa çıkarmalıdır.

İşgalci rejim İsrail’in soykırımı ve işgali engellenemiyorsa, hiç olmazsa tüm ilişkiler kesilmeli, sınırlar, limanlar ve hava sahası, işgalci terör rejimine kapatılmalıdır. Bunun yapılmamasının anlamı; altı aydır devam eden soykırım suçunun işlenmesindeki ortaklığın devamı, ağır bir utanç ve günah ile vebal altında kalmaktan başka bir şey değildir.

Bazen yöneticilerimiz, diğer devletleri İsrail’in işlediği insanlık suçlarına seyirci kalmak ve kameralar önünde eleştirip arkadan her tür desteği vermekle suçluyorlar. Açıktır ki Türkiye’nin bugüne kadar sergilediklerinin bu söylenenlerden hiçbir farkı yoktur. İktidarın yaptığı eleştiri aslında kendi durumunu ortaya koyuyor! Ülke olarak bu soykırımın ortağı, destekçisi veya en hafif tabirle seyircisi olmamak için atılması gereken âcil ve somut adımların hiç biri ne yazık ki bugüne kadar atılmadı. Meydanlarda Gazze için slogan atan siyasiler, sözde yardım seferberliği düzenleyen sermaye sahipleri ve sermayeyi koruyan STK’lar bu ihaneti ve bu iş birliğini bugüne kadar hiçbir şekilde konuşmadılar.

Evet, “İsrail’le ticaret, Filistin için ihanettir!” diyoruz. Altı aydır düzenlenen eylemlerde bu ihanet dillendirilmedi aksine üstü örtülmek istendi!

Buradan yetkililere sesleniyoruz, altı aydır seyretmekle yetindiğiniz soykırıma karşı Gazze’nin yanında durmak için atılması gereken somut adımları gecikmeli de olsa, derhâl atın! Biz artık ihanete varan ticareti, soykırımdan rant devşiren ve servetine servet katanlarla bunlara göz yuman muktedirleri seyretmek istemiyoruz.

Çağrımız çok açık: Acil bir eylem planı derhâl devreye girsin! Ya Gazze için slogan atmayı bırakıp bu utançla susun, ya da somut adımlar atın!

İşgalci rejim İsrail’e en geniş ve etkili bir şekilde boykot, tecrit ve yaptırımlar uygulanmalıdır. Türkiye'nin sınırları, limanları, hava sahası işgalci terör rejimi İsrail'e tümüyle kapatılmalıdır.

Bu çağrının somut karşılığı olarak Türkiye’den İsrail’e yapılan tüm sevkiyatlar tamamen ve acilen durdurulmalıdır.

İsrail Tarım Bakanlığının verilerine göre savaş boyunca İsrail’e en çok meyve ve sebze ihracatı yapan ülke maalesef Türkiye’dir.

Türkiye, Gazze halkı katledilirken İsrail’i besleme ve tedarikçiliğini yapma utancından kurtulmalıdır.

Gazze’deki kardeşlerimize gitmesi gereken tonlarca meyve ve sebze İsrail’e gitmekte, işgalci İsrail askerinin kumanyasına girmektedir. Anadolu’da yetişen meyve ve sebzemiz, Gazze çocuklarını öldüren katil sürüsünün sofrasına servis edilmektedir.

Gazze’de çocuklar açlıktan ölürken ve soykırım devam ederken, Türkiye meyve ve sebzesiyle siyonistleri besleyemez!

Ne yazık ki Türkiye’nin İsrail’le ticarette tek birinciliği bundan ibaret değildir! İsrail’in en büyük çelik tedarikçisi de, en önemli çimento tedarikçisi de maalesef Türkiye’dir!

İsrail’in en büyük petrol tedarikçileri ise kardeş ülke denilen Azerbaycan ve Kazakistan’dır! Gelin görün ki bu petrol Bakü Ceyhan boru hattından geçerek Türkiye üzerinden terör rejimi İsrail’e ulaştırılıyor. Yani İsrail’in bir sıkıntıya girmeden katliamlarına devam etmesinde Türkiye’den yapılan sevkiyatlar hayati bir önem arz ediyor.

Türkiye’den İsrail’e ticaret ve sevkiyatlar devam ederken, Filistin’in yanında olduğunu söylemek, İsrail’i kınamak, Filistinlilerle dalga geçmekten ve Türkiye halkını aptal yerine koymaktan başka bir anlam ifade etmemektedir.

Türkiye, soykırım suçlusu işgalci İsrail'e yönelik ihracat ve ithalatı tamamen durdurmalı, limanlarından direk veya dolaylı olarak sevkiyat yapılmasına son vermelidir.

Amerika ve NATO, açıkça bu soykırımda işgalci İsrail rejiminin en büyük hamisi, savaşın finansörü ve soykırımın devamlılığını sağlayan suç ortaklarıdır

İsrail’i koruyan İncirlik ve Kürecik üsleri kapatılmalı, Amerika’nın bu üsleri kullanması engellenmelidir.

Şunu bir daha haykıralım: Gören gözler, duyan kulaklar için sınır çoktan aşıldı! Mazlumların çığlıkları yeri göğü inletti, artık söz vakti bitti! ABD Hava Kuvvetlerinde görevli 25 yaşındaki Aaron Bushnell'in, Washington'daki İsrail Büyükelçiliği önünde bedenini ateşe vererek soykırıma tepki olarak kendini feda etmesi bunu tüm dünyaya gösterdi. Bushnell, soykırımın en büyük ortağı olan Amerika’da “Artık bu soykırımın parçası olmayacağım!” diyerek “Özgür Filistin!” haykırışları içinde can verdi.

Artık bekleme, geçiştirme, erteleme vakti bitmiştir. Reel siyaset ve normal olana dair her türlü sınırın aşıldığı bir felaketle karşı karşıyayız.

Tüm dünyanın şahit olduğu üzere soykırım suçlusu işgalci İsrail rejiminin önemsediği hiçbir ahlaki değer ve sınır yoktur! İşgalci terör devleti ile diyalog üzerinden sonuç beklemek abesle iştigaldir. Hele sözlü kınamaların karşılık bulmasını beklemek açık bir acziyet göstergesidir. Bu acziyet bizi kahrediyor. Bizler bu kadar aciz olamayız ve böylesi bir utanç içinde kalamayız!

Dile getirdiğimiz acil eylem plânı bir an önce yürürlüğe konulmalıdır. Bu adımlar atılana, soykırım durana, işgal sonlanana kadar bizler meydanlarda, sokaklarda, kürsülerde, bulunduğumuz her ortamda bu taleplerin takipçisi olacağız.

Herkes bilsin ki bizim ve mazlum Gazze halkının bu talepleri bir an önce yerine getirilmediği takdirde eylemlerimiz tüm vicdanlı insanların katılımıyla dalga dalga büyüyerek devam edecektir! Bu yolda iktidar ve sermaye sahiplerinin keyfini kaçırmaktan, onlara karşı mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz!

Savaş rantından beslenen kanlı sermayenin patronlarına sesleniyoruz: Artık rahat uyuyamayacaksınız.

Gazze halkı açlık ve susuzluktan ölüme mahkûm edilmişken, işgalci rejime meyve sebze ve su gönderenler!

Gazze’de bebekler, yaralılar ve hastalar enerji yokluğundan hastanelerde ölürken işgalci rejim İsrail’e elektrik satmaya devam edenler!

Gazze her gün bombalanırken gemilerle işgalci rejim İsrail’e demir ve çelik gönderenler!

Gazze’de on binlerce insan katledilirken işgalci rejimin uçak ve tanklarına yakıt taşıyanlar!

Gazze sokakları ve mahalleleri haritadan silinirken işgalci rejime çimento satanlar!

Meydanlarda Filistin sloganları atarken arka kapıdan Siyonistlerle işbirliği yapanlar ve savaş ganimeti toplayanlar! Hepinizin rahatınızı bozacağız!

Gemileri gönderen, limanları açık tutan, Siyonistleri besleyenler, artık saklanamayacaksınız!

Filistin için slogan atıp İsrail ile iş tutanlar, artık gizlenemeyeceksiniz!

Direnen ve bu haklı mücadeleyi meydanlara taşıyan tüm vicdanlı insanları selamlıyoruz!

Kaynak: GAPGündemi / İshak POLAT