Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in 142 gündür sürdürdüğü saldırılara ilişkin bilgi verildi.

İsrail'in son 24 saatte 86 Filistinliyi öldürdüğü belirtilen açıklamada, toplam can kaybının 29 bin 692'ye yükseldiği aktarıldı.

Son saldırılarda 131 Filistinlinin yaralanmasıyla toplam yaralı sayısının ise 69 bin 879'a çıktığı kaydedildi.

Sağlık Bakanlığının açıklamasında hala enkaz altında ve yol kenarlarında ölülerin bulunduğu ancak İsrail güçlerinin engellemesi nedeniyle sağlık ekipleri ile sivil savunma görevlilerinin cenazelere ulaşamadığı vurgulandı.

BM’ye göre İsrail’in zorla aç ve susuz bıraktığı Gazze’de hastalıklar “had safhaya” ulaştı

BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), X sosyal medya hesabından İsrail’in saldırılarının sürdüğü Gazze’deki insanlık felaketine ilişkin paylaşım yaptı.

İsrail’in ablukası altındaki Gazze’de sağlık şartlarının sürdürülemez olduğu vurgulanan paylaşımda, saldırılardan kaçanların sığındığı UNRWA barınaklarının da aşırı derece kalabalık olduğuna dikkat çekildi.

Paylaşımda temiz su kıtlığının yanı sıra katı atıkların da biriktiğinin altı çizilirken, hastalıkların yayılmasının da had safhaya ulaştığı ve mevcut durumun felaket olduğuna dikkat çekildi.

İsrail 7 Ekim 2023'ten beri yaklaşık 2,3 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze Şeridi'ne hava, kara ve denizden saldırılarını sürdürüyor.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 12 bin 660’ı çocuk, 8 bin 570’i kadın olmak üzere 29 bin 692 Filistinli öldürüldü, 69 bin 879 kişi yaralandı.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

Hava, kara ve denizden düzenlenen saldırılar nedeniyle Gazze'de 1,9 milyon Filistinli de yerinden oldu.

İsrail'in engellemeleri nedeniyle bölgeye yeteri kadar yardım da ulaştırılamıyor. Filistinliler bir taraftan İsrail saldırıları diğer taraftan da her gün daha derinleşen açlıkla mücadele ediyor.

İsrail’in saldırılarından kaçan Filistinliler, derme çatma çadırlarda kısıtlı imkanlar ve zor şartlar altında hayatta kalma mücadelesi veriyor.

Gazze'deki Sağlık Bakanlığı: Kuzeydeki sağlık sektörünün durumu son derece vahim

Gazze'deki Sağlık Bakanlığından kuzeydeki hastanelerin durumuyla ilgili bilgi paylaşıldı.

Durumun son derece vahim ve tarif edilemez boyutta olduğu ifade edilen açıklamada, El-Ehli Baptist ve Uluslararası El-Hulu Hastanesinde yakıtın tükendiği kaydedildi.

İlaçların saklandığı dolaplarda elektrik olmadığı için ilaçların bozulma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu, yakıt yetersizliğinden onlarca ambulans ve sivil savunma aracının hizmet dışı kaldığı, jeneratörleri çalıştıracak yakıt, ambulans ve ilaç olmaması nedeniyle de diyaliz ve yoğun bakım hastalarının ölümle karşı karşıya oldukları aktarıldı.

Gazze'ye "kısıtlı" insani yardım ulaştı

Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, un ve şeker taşıyan 10 adet tır Gazze'ye giriş yaparken bölgenin batısındaki Şeyh Aclin'den çok sayıda Filistinli yardımı almak için akın etti.

Yardımların Gazze'nin kuzeyine ulaştırılamadığı, sadece Gazze şehri yakınlarına kadar ulaştırılabildiği aktarıldı.

Geçen haftalarda Gazze'ye ulaşan sınırlı yardımlar da kuzeydeki Beyt Hanun, Beyt Lahiya ve Cebeliyye bölgelerine ulaştırılamadı.

Gazze'nin kuzeyine insani yardım erişimi sorunu

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), 16 Şubat'ta yaptığı açıklamada, İsrailli yetkililerin Gazze'nin kuzeyine yönelik insani yardım misyonlarının yüzde 51'ini reddettiğini duyurmuştu.

Gazze'nin kuzeyinde yaşayan yaklaşık 300 bin Filistinlinin insani yardıma erişimden büyük ölçüde mahrum kaldığı ve artan bir kıtlık riskiyle karşı karşıya bulundukları belirtiliyor.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 12 bin 660’ı çocuk, 8 bin 570’i kadın olmak üzere 29 bin 692 Filistinli öldürüldü, 69 bin 879 kişi yaralandı.

El Halil Vakıflar Müdürü: "İsrail, 7 Ekim'den beri Harem-i İbrahim'e yönelik tecridini artırdı"

El Halil Vakıflar Müdürü Gassan er-Recebi, Harem-i İbrahim Katliamı'nın 30. yılında AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Onlarca Filistinlinin hayatını kaybettiği katliama ilişkin Recebi, "Katliam, Harem-i İbrahim'in zamansal ve mekansal bölünmesine sebep oldu. Caminin yüzde 63'ü ile güney, doğu ve batı dış avlusunun tamamı çalındı ve (Yahudi) yerleşimci sürülerine verildi." dedi.

Recebi, "Katliamdan 30 yıl sonra Harem, kendi hakkına ve çevresine yönelik birçok saldırı ve katliama maruz kalıyor." ifadesini kullandı.

İsrail askerlerinin ihlallerine ilişkin Recebi, "Gazze'ye yönelik savaşı başlatmasından bu yana işgalci İsrail güçleri, Harem'in çevresini ve oraya giden yolları askeri kontrol noktalarıyla kapattı. Filistinliler Harem'e ulaşamıyor. Ayrıca, Harem'e gelenlere, ziyaretçilere kötü davranıyor ve oraya İsrail bayrağı dikiyor." şeklinde konuştu.

Recebi, "2023 yılında 704 kez camide ezanın okunmasına engel oldular." açıklamasında bulundu.

Onlarca Filistinli, El Halil kentinin merkezinde katliamın 30. yılı münasebetiyle gösteri düzenledi. Göstericiler, İsrail'in el Halil'in merkezine uyguladığı kapatmayı ve Gazze'ye saldırıların başlamasının ardından bölge sakinlerinin hareketini kısıtlayan uygulamaları protesto etti.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının durdurulması için slogan atan göstericiler, Gazze halkıyla da dayanışmasını ifade etti.

Filistin, el Halil'in Eski Şehir bölgesini ve Harem-i İbrahim Camisi'ni 2017'de "UNESCO Tehlike Altındaki Dünya Mirasları Listesine" ekletmişti.

Harem-i İbrahim Camisi'ne yönelik ihlaller

İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'nın çevresi olarak kabul edilen El Halil kentindeki Harem-i İbrahim, Mekke'deki Mescid-i Haram ve Medine'deki Mescid-i Nebevi ile Mescid-i Aksa'dan sonra en kutsal dördüncü cami kabul ediliyor.

Caminin altında yer alan mağarada Hazreti İbrahim ve eşinin kabirlerinin yanı sıra Hazreti İshak, Hazreti Yakup, Hazreti Yusuf ve eşlerinin mezarları bulunuyor.

İsrail'in 1967'den beri işgal altında tuttuğu Batı Şeria'nın El Halil kentinde bulunan cami, 25 Şubat 1994'te sabah namazını kılan Müslümanların üzerine ateş açan Baruch Goldstein adlı Yahudi fanatiğin eyleminden sonra kapatılmış ve yeniden açıldığında ise yarısından fazlası Yahudilere tahsis edilmiş şekilde ikiye bölünmüştü.

Tarihe "El Halil Camii (Harem-i İbrahim) Katliamı" olarak geçen saldırıda 29 Filistinli hayatını kaybetmiş, 150'den fazla kişi yaralanmıştı.

Caminin bölünmesinin ardından, Hazreti İshak ve eşinin bulunduğu kabirler Müslümanlara ayrılan kısımda kalmış, diğerleri ise Yahudilere ayrılan ve sinagoga çevrilen bölümlerde bırakılmıştı.

Bölünmüş kısımlar yılda onar gün karşılıklı olarak Müslüman ve Yahudi ziyaretçilere açılıyor. Buna göre, Yahudilerin dini bayramlarında cami olan kısım Yahudilere, Müslümanların dini bayramlarında da sinagog kısmı Müslümanlara tahsis ediliyor.

Kaynak: AA