İsrail Başbakanlık Basın Ofisinden yapılan açıklamaya göre, Bakanlar Kurulu Toplantısı'nda İletişim Bakanı Shlomo Karhi'nin sunduğu Katar merkezli Al Jazeera televizyonunun İsrail'deki faaliyetlerinin sonlandırılması ve ofislerinin kapatılması teklifi oy birliğiyle kabul edildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Başında olduğum hükümet oy birliğiyle tahrik edici Al Jazera'nın İsrail'de sonlandırılması kararı aldı." ifadesini kullandı.

Bu kapsamda, Al Jazeera'nın çatısı altındaki televizyon kanalları ve internet sitelerinin İsrail'deki faaliyetlerinin sonlandırılması, yayınlarının durdurulması, internet sitelerine erişim engeli getirilmesi, ofislerinin kapatılması ve ekipmanlarına el konulması kararlaştırıldı.

Öte yandan Yediot Ahranot gazetesi, söz konusu kabine toplantısına eski Savunma Bakanı Benny Gantz'ın liderliğindeki Ulusal Birlik Partisi'nden bakanların katılmadığını aktardı.

Haaretz'in haberine göre karar, Al Jazeera'nın 45 gün süreyle kapatılmasını içeriyor ancak bu süre yeniden uzatılabiliyor.


Fotoğraf: Mostafa Alkharouf/AA

İsrail polisi Al Jazeera'nın işgal altındaki Doğu Kudüs'teki geçici ofisini bastı

İsrail polisi, hükümetin bugün aldığı Al Jazeera'nın faaliyetlerini sonlandırma kararı üzerine kanalın işgal altındaki Doğu Kudüs'te geçici ofis olarak kullandığı otel odasını basarak ekipmanlarına el koydu.

İsrail polisi, Al Jazeera'nın Doğu Kudüs'ün Şeyh Cerrah Mahallesi'nde bulunan Ambassador Oteli'ndeki geçici ofisine baskın düzenledi. Polis, Al Jazeera'nın İsrail'deki faaliyetlerinin yasaklanası yönündeki hükümet kararını otel işletmesi ve Al Jazeera çalışanlarına beyan etti.

İsrail polisi ve İletişim Bakanlığı görevlileri, Al Jazeera televizyonunun buradaki ses, görüntü ve elektronik ekipmanlarına el koydu.

İsrail İletişim Bakanı Shlomo Karhi de polis ve bakanlık yetkililerinin otele baskın düzenlediği anların görüntülerini sosyal medya hesabından "Al Jazeera'yı kapatıyoruz" ifadesiyle paylaştı.

BM, İsrail'in, Al Jazeera televizyonunun yayınlarını sonlandırma kararını üzüntüyle karşıladı

Birleşmiş Milletler (BM), İsrail hükümetinin, Doha merkezli Al Jazeera televizyonunun ülkedeki yayınlarını sonlandırma, ofislerini kapatma ve ekipmanlarına el koyma kararını üzüntüyle karşıladığını duyurdu.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, konuya ilişkin X sosyal medya platformundan paylaşımda bulundu.

"İsrail'de kabinenin Al Jazeera televizyonunu kapatma kararından üzüntü duyuyoruz." ifadesi kullanılan paylaşımda, şeffaflığın ve hesap verebilirliğin sağlanması için özgür ve bağımsız medyanın şart olduğuna işaret edildi.

Paylaşımda, Gazze'den haber yapma konusundaki sıkı kısıtlamaların şimdi daha fazla olduğu vurgulanırken, "İfade özgürlüğü temel insan hakkıdır. İsrail hükümetine yasağı kaldırma çağrısında bulunuyoruz" denildi.

Sınır Tanımayan Gazeteciler, İsrail'in Al Jazeera'nın yayınlarını sonlandırma kararını şiddetle kınadı

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), İsrail hükümetinin Doha merkezli Al Jazeera televizyonunun ülkedeki yayınlarını sonlandırma kararını şiddetle kınadı.

Basın özgürlüğünü savunan uluslararası kuruluş RSF'nin X hesabından yapılan paylaşımda, İsrail hükümetinin oy birliğiyle Al Jazeera'nın İsrail'deki faaliyetlerini durdurma kararı aldığı bildirildi.

Paylaşımda, Gazze'deki savaşa ilişkin yayınları nedeniyle Katar merkezli kanala "sansür" uygulayan İsrail hükümetinin bu "baskıcı" kararının şiddetle kınandığı vurgulandı.

Küresel basın birliklerinden İsrail'in, Al Jazeera'nın yayınlarını sonlandırma kararına tepki

ABD merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Program Direktörü Carlos Martinez de la Serna, yaptığı açıklamada, "CPJ, Al Jazeera'nın İsrail'deki ofisinin kapatılmasını ve kanalın web sitelerinin engellenmesini kınıyor. Bu hamle, İsrail'de faaliyet gösteren uluslararası medya kuruluşlarının kısıtlanması açısından son derece endişe verici emsal teşkil ediyor." ifadelerini kullandı.

Serna, "İsrail kabinesinin Al Jazeera ve tüm uluslararası medya kuruluşlarının, özellikle savaş zamanlarında İsrail'de serbestçe faaliyet göstermesine izin vermesi" gerektiğini vurguladı.

Yabancı Basın Birliği (Foreign Press Association-FPA) tarafından yapılan açıklamada da, bu kararın özgür medyayı destekleyen tüm insanlarda endişeye sebep olması gerektiği belirtildi.

Açıklamada, "Bu kararla İsrail, bu hizmeti yasaklayan otoriter hükümetlerin müphem kulübüne katıldı. Hükümetin yapacakları bitmemiş olabilir. Başbakanı'nın (Binyamin Netanyahu) 'devlete karşı hareket ettiğini' düşündüğü diğer yabancı medyaları hedef alacak yetkisi var." ifadeleri kullanıldı.

FPA'nın İsrail hükümetine, bu zararlı adımdan dönmesi ve yayınlarından memnun olmadığı medya organları dahil, basın özgürlüğünü desteklemeye devam etmesi çağrısında bulunduğu açıklamada, "Bu, medya için kara bir gün. Bu, demokrasi için kara bir gün." denildi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü İsrail ve Filistin Direktörü Omar Shakir de X hesabından paylaştığı videoda, Al Jazeera'nin İsrail ve Filistin hakkında kritik bilgi kaynağı olduğunu belirterek, "(Al Jazeera'nın) Gazze'deki ofisleri bombalandı. Batı Şeria'da dövüldüler. Batı Şeria'da ve Gazze'de öldürüldüler. Bu kısmen Al Jazeera'ya yaptıklarıyla ilgili. Ancak buradaki emsal çok daha büyük ve çok daha geniş kapsamlı haberciliği kısıtlama ve soğutma ve Gazze'deki zulmü örtbas etme tehdidinde bulunuyor." açıklamasında bulundu.

Hamas, İsrail'in Al Jazeera'nın yayınlarını sonlandırma kararını intikam eylemi olarak niteledi

Hamas, İsrail hükümetinin Doha merkezli Al Jazeera televizyonunun ülkedeki yayınlarını sonlandırma kararını, "televizyonun, İsrail'in işlediği suçları ortaya çıkarmadaki rolüne karşı baskı ve intikam eylemi" olarak nitelendirdi.

Hamas, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail'in bu kararını şiddetle kınadığını vurguladı.

Uluslararası insan hakları ve basın kurumlarına İsrail'in bu kararını kınamaları, cezai tedbirler almaları çağrısında bulunulan açıklamada, basın mensuplarını hedef alan saldırıları önlemek için atılan ilk adım olarak İsrail'in, uluslararası basın kurum ve gruplarındaki üyeliğinin iptal edilmesi istendi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ve hükümetinin bu kararının basın özgürlüğünün açık bir ihlali olduğu, Al Jazeera'nın İsrail'in işlediği suçları ifşa etme konusundaki profesyonel rolüne karşı baskıcı ve intikam niteliğinde bir uygulama olduğu kaydedildi.

Bu kararın, gerçeği gizlemeleri için sistematik şekilde "terör eylemlerine" maruz kalan basın mensupları aleyhinde yürütülen savaşın zirve noktası olduğu vurgulandı.

Filistin Gazeteciler Sendikası da İsrail hükümetinin, Doha merkezli Al Jazeera televizyonunun ülkedeki yayınlarını sonlandırma, ofislerini kapatma ve ekipmanlarına el koyma kararının, kanalda çalışan gazetecilerin hayatı için büyük bir tehlike oluşturduğunu belirtti.

Sendika yaptığı yazılı açıklamada, İsrail hükümetinin söz konusu kararına tepki gösterdi.

Atılan adımın, "Filistin halkına karşı işlenen tarihi suçlara ek bir savaş suçu" olarak değerlendirildiği açıklamada, "Al Jazeera'nın ofislerini kapatma kararı, işgal güçlerinin, Gazze, Batı Şeria ve 1948'de işgal ettiği bölgelerde Filistin halkımıza karşı hiçbir tanık olmadan, herhangi bir belge veya medya takibi olmadan katliam ve soykırım yapmaya devam ettiğinin bir başka göstergesidir." ifadesine yer verildi.

Al Jazeera 7 Ekim'den sonra Tel Aviv'in hedefinde

İsrail devlet televizyonu KAN'ın 20 Ekim 2023 tarihli haberinde, İsrail hükümetinin "devlet güvenliğine tehdit oluşturan" televizyon kanallarının kapatılabilmesine izin veren düzenlemeleri onayladığı bildirilmişti.

Karar doğrultusunda İsrail'deki Al Jazeera ofislerinin kapatılmasının ve ekipmanlarına el konulmasının mümkün olduğu belirtilmişti.

İsrailli bakanlar, medyada "Al Jazeera Tasarısı" olarak bilinen yasa tasarısını 12 Şubat'ta onaylamış ve parlamento da aynı gün yapılan ilk okumada yasaya ilk onayı vermişti.

İsrail İletişim Bakanı Shlomo Karhi de 21 Şubat'ta Al Jazeera'nın yayın yapmasını engellemek için gerekli prosedürlerin tamamlandığını duyurmuştu.

Kaynak: AA