İHH Şanlıurfa Temsilcisi Behçet Atila, Suriye'deki Sednaya Hapishanesi’ni ziyaret ettiklerinde karşılaştıkları korkunç manzarayı anlattı.
Atila, Şanlıurfa'da yaşayan muhacirler arasında, Sednaya'da işkence gören birçok insan olduğunu belirterek, bu sebeple hapishaneye gitme kararı aldıklarını söyledi. Reyhanlı'daki İHH merkezinden alınan izinlerle, İdlib, Hama, Humus, Şam ve Sednaya'ya kadar bir yolculuk yaparak, oradaki zulmü yerinde gözlemlediklerini aktardı.
Sednaya'ya adım attıklarında ise beklediklerinden çok daha kötü bir manzarayla karşılaştıklarını belirten Atila, “Bize anlatılanlardan çok daha fazlası vardı. Binaya yaklaşır yaklaşmaz hissettiğimiz korku, anlatılanların az olduğunu gösterdi." dedi.
"İşkence ve Ölümün İzleri Sednaya'nın Karanlık Odaları"
Atila, Sednaya'da yaşanan işkencelerin boyutunu anlatırken, cezaevine girmeden önce maske takmaları gerektiğini belirtti. "Maskelerle girmemize rağmen kokudan burnumuzun kemiği kırılacak gibi oldu" diyerek, işkencede kullanılan malzemelerin üzerinde kalan korkunç izlerin kokusunun her yeri sardığını söyledi. Hapishaneye girer girmez, insanları işkenceye tabi tutmak için kullanılan pres makinelerinin olduğunu fark ettiklerini, bu makinelerin 20 tona kadar basınç uyguladığını ve cesetleri ezip sonra asitle eriterek yok ettiklerini aktardı.
Atila, işkencelerin yalnızca ölüler için değil, canlı insanlar için de uygulandığını, siyasi suçlardan dolayı Esad rejiminin en tehlikeli gördüğü kişilere bu yöntemlerin kullanıldığını belirtti.
Atila, hücrelerdeki insan kalabalığını ve zor koşulları da anlattı. 250-260 kişinin dar bir alanda, neredeyse dik olarak durarak yaşadığını, insanların vücutlarında sürtünmeler sonucu yaralar oluştuğunu söyledi. Ayrıca, tekli hücrelerde insanların ayakta durma şansı dahi olmadığını, cezaevinin mimarisinin tamamen işkenceye yönelik olarak tasarlandığını vurguladı.
"Sednaya'da Akıl Sağlığını Korumak: Zulmün Psikolojik Yükü"
Sednaya'dan kurtulanların akıl sağlığını kaybettiğini belirten Atila, bu insanların sayısının binin üzerinde olduğunu söyledi. "Çıkıp özgürleşenlerden birçoğu aklını yitirmişti" dedi. İşkencenin ötesinde, cezaevinde yaşananların psikolojik bir travmaya yol açtığını ve Sednaya'nın duvarlarına bu trajediyi anlatan broşürlerin yapıştırıldığını ifade etti. Zulmün büyüklüğünü sadece görüp yaşayanların anlayabileceğini belirten Atila, “O işkenceleri görmek, insanın aklını kaybetmesine neden olabilir." ifadelerini kullandı.
"Dünya Çifte Standartlar İle Suriye'yi Gözardı Ediyor"
Behçet Atila, Sednaya ve diğer zulüm merkezleri için dünyanın daha duyarlı olması gerektiğini ifade etti. Avrupa veya başka bir bölgede olsa, bu işkencelere ilişkin haberlerin dünyanın dört bir yanında yankı uyandıracağını, fakat Suriye'deki zulme karşı dünya medyasının ilgisinin çok sınırlı kaldığını vurguladı.
Atila, "Sednaya'da yaşananları dünya görmeli, bu zulmün son bulması için herkesin sesi çıkmalı" diyerek, basının önemli bir sorumluluk taşıdığını belirtti.
Sednaya'nın, bundan sonra zulmün tartışılacağı bir mihenk taşı olacağını ifade eden Atila, bu konuda daha fazla çalışma yapılması gerektiğine dikkat çekti. "Sednaya, yaşanan zulmün simgesi olacak. Herkesin bunun unutulmaması için çaba göstermesi lazım" dedi.
"Sednaya'dan Kurtulmak: Suriye’nin Geleceği İçin Umut"
Sednaya'dan kurtulanların, dünyanın dört bir yanındaki vicdanlı insanlara yardım çağrısı yapması gerektiğini belirten Atila, bu zalim rejimin sona erdiğini ve bunun büyük bir umut olduğunu söyledi. “Sednaya cezaevi, devrilen rejimin en korkunç simgesiydi. Bugün, o zulmün son bulması, Suriye halkı için bir milat olmalı" dedi. Atila, Suriye’deki insanların artık normal bir yaşam sürmeleri gerektiğini belirterek, dünya genelindeki insan hakları savunucularının ve STK'ların daha fazla destek sunması gerektiğini söyledi.
"Sednaya’nın zindanı, dünya için ders olmalı"
Atila, "Sednaya'da yaşanan zulüm, Suriye halkının acılarını ve çektiği korkuları gözler önüne seriyor. Dünya, bu zalim rejimin uyguladığı işkencelere karşı daha fazla duyarlı olmalı, Sednaya'dan çıkan her ses, tüm insanlık için bir ders olmalıdır." dedi.