Urfa, yeni yıla soğuk hava dalgasının etkisiyle giriş yaptı. Kuru ayaz insanın içini titretmeye başladı. Kuru ayaz yağmurla da birleşince insan dışarıda bulunanları düşünüyor. Zor şartlarda çalışanları, vatan nöbetindeki asker ve polislerimizi, bir de evi yurdu olmayanları.
**
Daha sonra başımıza yağan yağmura, tenimize değen ayaza katlanamazken sınırın öbür tarafını anımsıyoruz. İdlip'te Rejim güçleri ve destekçilerinin saldırılarına ek olarak ağır kış şartların da yaşam mücadelesi veren 5 milyona yakın sivil perişan halde.
**
Bombalanan enkazlara ve derme çatma çadırlara sığınan bu insanlar, bataklığa dönen kamplarda acil yardıma ihtiyaç duyuyor. Bize ne! Diyebilir miyiz? Kundaktaki bebeklere, 3-5 yaşında savaşın tüm vahşetini iliklerine kadar yaşayan bedenlere sırtımızı dönebilir miyiz?
**
Urfa'nın Ensar şuuruna sahip kadirşinas halkı Suriye'deki insanlık dramının başlangıcı olan 2011 tarihinden bu yana, memleketine sığınan ihtiyaç sahiplerine destek oluyor, yardım ediyor. Ben bu birlikteliğin rahmeti neticesinde devlet ve millet olarak pek çok badireyi daha kolay bir şekilde atlatabildiğimize inanıyorum. Allah, daha zorlu geçecek süreçleri milletimize kolay kıldı.
**
Müşkül durumdakine yardım eli uzatmayı tembihleyen bu güzel dinin mensupları olarak barakalarda, çadır kentlerde ve enkazlar yaşam mücadelesi veren İdlip'teki kardeşlerimizin dertlerine derman olabilmek, bizlere düşüyor.
**
Sosyal medyada, televizyon karşısında üzülmek yerine, hükmümüzce verebileceğimiz yardımları ilgili kurum ve STK'lar vesilesiyle bölgeye ulaştırabiliriz. Selam ve dua ile kalın sağlıcakla…