Bir ülkeyi idare etmekten daha zor bir şey varsa o da bir kadını idare etmektir! Evet, idare etmek / idareci olmak bir sanattır ve idaresi en zor, müşkül, çetrefil, çok bilinmeyenli şey de bir kadını, insanın kendi hanımı idare etmesidir! İdare edebilirsen mutlu olursun, edemezsen filozof!
Demesi kolaydır, yapması zordur idare etmenin; zira akıl, empati, hoşgörü, feraset, dirayet ve esneklik gerektirir...
Herkes idare edilmek ister; ister ki herkes ona tahammül etsin, herkes ona eyvallah desin, herkes onu tasdik etsin, herkes onun her arzusuna muvafık olsun lakin öyle bir dünya yok!
Herkes kendi ailesinin idarecisidir; herkes çoluk çocuğundan, hanımından, evladından sorumludur... Fıtratlar ayrı, karakterler ayrı, huylar ayrı, mizaçlar-meşrepler ayrı... İşte tüm bu ayrılıklar / farklılıklar içerisinde herkese layık olduğu ve hak ettiği şekilde muamele edebilmek idareciliktir!
Kimseyi değiştirmeye çalışmayın, hele de eşinizi, illa da birisi değişecekse o siz olun! Herkesi olduğu gibi kabul ederek bu ön kabul ile muhatabınıza yanaşın; hassasiyetlerini, değerlerini, dertlerini, geçmişte yaşadıkları travmaları, acılarını, zaaflarını hep göz önünde bulundurun ve daima bir baba şefkatiyle, babacan tavırlı olun!
Ailesini idare eden / edebilen idarecilere ne mutlu! Şikâyet yok, idare etmek var! Bahane yok, idare etmek var! Kendini haklı görmek yok, idare etmek var!
Selamlar...