Boksörler neden zenci?

Şu koşucularla çembere top atanlar neden siyah?

Nerede elmas û zümrüdü yer altından çıkarıp açlıktan ölenlerin mezarları?

Bu piramidleri yapanlar nerede?

Endülüs, Mescid-i Aksa sokakları gibi kan içinde, Ey Sulhaddin!...

Buhara nerede Semerkand, Peşaver, Kandehar?

Mekke, Medine, Kahire ne âlemde?

Keşmir, Eritre, Bangsa Moro!

Guatemella, Kûba...

Aztek, İnkâ, Maya...

Dünyanın bütün kötülükleri kol kola girmiş, tepiniyor, ellerinde kan ve adına "Dünya Kardeşliği" deniyor, bu oyunun.

Alkış çalanlar kim?

Oynayanlar kim?

Toprağın üstünde tüten dumanın kokusu taze, her tarafta yanık et kokusu.

Ağaçlar yanmış...

Ev-bark yıkık...

Cesetler toplu mezarda.

Barışseverler, ekmek-su dağıtıyor, yaraları sarıyor.

İnandığınız rab adına bu insanları niçin çarmıha gerer, coğrafyaları perişan edip cansızlaştırırsınız?

Birbirini vuran kardeşlerin ellerindeki ateşli silahları kim yaptı?

Ateş suyuna kanan kızılderilinin ok ve yayı, mızrağı, baltayı tutması mümkün mü?

Baltanın sapı çürümüş, kendisi paslanmış. Mızrakla ok ve yay kırık.

Barış çubuklarını tüttürüp kelle avcılarını üstlerine gönderen kim?

Battaniyeleri çiçekli yardımseverler, niçin suskunsunuz?

Cezayir'de az mı insan kellesinden tepeler yaptınız?

Posta pullarında kelle avcıları pozları!..

Ah ne istediniz pirinç tarlalarından...

Nereye ayak bastınızsa ölümün habercisi oldu, sesiniz...

Topraklarını aldınız, her şeylerine el koydunuz...

Gemilere istif ettiğiniz Karaderililer, cezaevlerinizden taştıkça adaletiniz ortada?

Karaderiliyi hayvanat bahçesinde gösterdiniz, kendi teninizden olanlara.

Bu vahşetin adı ne?

Birinci dediniz bitmedi.

İkinci dediniz devam ediyor, şimdi üçüncüsüne ek, dördüncüsü.

Yer yüzü kirletildi, gök yüzü esarette, gezegenlerde altına ve elmasa hücum!..

İlâhlık taslayan anlayış, çapulcu zihniyet, kirli vicdanlar...


Boynuzlu sakallı keçinin iki toynağına insanı kurban edenler, her yerde tufan beklerken tohum bankaları kuruyor, yıllardır...


Su işgali, denize batmakta olan kıta, barınacak toprak, kan ve vahşet...

El konulan zenginliklerin etiketlerinde ne yazar?

Bize demokrasi ve özgürlük vaadi yerine kan ve gözyaşı ve talan getirenlerden misiniz, bay muhattap!..

Siz, ölünce cennette doyasıya ekmek yemeyi hayal eden bir küçük çocuğun dünyasını bilir misiniz?

Büyük kurşunlardansa küçük kurşunun fazla acıtmayacağını düşünenlerden misiniz?

Çocuk kim?

Kurşun ne?

Kurusun iki eliniz!..

Yollara serdiğiniz taşlar, attığınız dikenler, vicdanınız kurusun, damarlarınızda dolaşan kirli kanla, aklınızda dolaşan hilelerle tuzaklarla!..

Bayım size değil, insanlığa düşman olana sözüm.

Hem zulmeden olacaksınız hem barışsever.

Hem silah üreteceksiniz hem savaştan yana olmayacaksınız...

Kaç maske takıp dolaşıyor, aramızda şeytanlar?

Şeytan kim?

Tuzak ne?

Düşünmediler mi Yusuf'u?

Musanın asası nasıl dönüştü, yılana.
Gemisini ısrarla yapan kaptan...
Şehri terk edip kötülüklerle baş edemeyip giden...