GAPGündemi dijital platformlarında yayımlanan Gazeteci Yazar Nusret Yılmaz'ın hazırlayıp sunduğu
"İstersen Konuşalım" programının konuğu Gazzeli Hekim Kalp ve Damar Cerrahı Opr.Dr.Â'la Hicazi oldu.
Hicazi, programda 7 Ekim 2023 tarihinde başlayan Aksa Tufanı Harekâtının sonrasında Gazze'de yaşananları anlattı.
Gazze'de şehid olan Müslümanlar için Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileyerek sözlerine başlayan Dr.Hicazi, "2012 yılında Şanlıurfa'ya geldim. Şanlıurfa'da özel bir hastanede kalp ve damar cerrahı olarak çalıştım. 2017 yılından itibaren ise Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kalp ve damar cerrahı olarak görev yapmaktayım.
Urfalı kardeşlerimize hizmet vermeye devam ediyoruz. Uzun zamandır Gazze'ye gitme fırsatım olmadı. Gazze uzun yıllardır ambargo altındadır. Gazze'de özellikle kalp hastaları çok sıkıntı yaşıyorlar. Filistin Kızılay'ına bağlı Kudüs Hastanesi yetkilileri beni aradılar. Bana Gazze'de açık kalp ameliyatlarını yeniden başlatmak istediklerini söylediler ve benden yardım istediler. Kudüs Hastanesi'nde uzun yıllardır açık kalp ameliyatları yapılamıyordu. Daha sonra annemi, arkadaşlarımı ve akrabalarımı görmek amacıyla Gazze'ye gittim. Filistin Kızılay yetkilileri beni çağırdılar. Gazze'de mevcut sağlık sistemiyle ilgili bilgi verdiler. Hastanede kalp ameliyatları aletler olmasına rağmen yapılamıyordu. Gazze'de 2 milyon 300 bin kişi yaşıyor.
Kalp ameliyatı gerektiren hastalar Batı Şeria'ya sevk ediliyordu. Gazze'den Batı Şeria'ya gitmek için İsrail kontrol noktalarından geçmeniz gerekiyor. İsrail askerleri sorun çıkardığından dolayı bazı hastalar yolda ölüyordu ya da çeşitli komplikasyonlar gelişiyordu. Kudüs Hastanesi'nde bir ekip kurarak, kalp ameliyatlarına başladık. Kudüs Hastanesi'nde sistem oturdu. 80'den fazla açık kalp ameliyatı yaptık. Gazzeli kardeşlerimize faydamız oldu." ifadelerini kullandı.
"Mescid-i Aksa, sadece Filistinlilerin değil, bütün Müslümanların mescididir"
Gazze'deki Müslümanların İslam Ümmeti adına Siyonist işgalcilere direndiğinin altını çizen Hicazi, "7 Ekim 2023 tarafında Gazzeli mücahitler tarafından 'Aksa Tufanı' operasyonu başlatıldı. Mescid-i Aksa, sadece Filistinlilerin değil, bütün Müslümanların mescididir. Oradaki mücahitler tüm Müslümanların adına işgalci Siyonistlere karşı direniyorlar. Müslüman ülkelerden gerekli yankıyı ve desteği bulamadık.
Savaşı kazanabilmek için bütün kaynaklar elimizde mevcut; ama bu kaynakları kullanamıyoruz. Akdeniz boğazları, Müslüman ülkelerin kontrolü altında. İsrail'e giden yardımlar maalesef bu boğazlardan geçiyor. Bu boğazları İsrail'e karşı kullanamıyoruz; nedeni ise yöneticilerimizden kaynaklanıyor. İslam'dan uzak mıyız? Bunu araştırmak ve sorgulamak gerekiyor. Aksa Tufanı başladıktan sonra ABD ve İngiltere, İsrail'e savaş gemileri, savaş uçakları ve her türlü lojistik destek göndermeye başladı. Gazze'ye İslam ülkeleri ne gönderdi?
Aksa Tufanı başladıktan sonra Kassam Tugayları tarafından yapılan açıklamada 'Silah ve asker istemiyoruz. Sınırda bekleyen yardım tırlarının içeriye sokulmasını istiyoruz.' demişlerdi. Sivil halka yardım edilmesi istenmişti." şeklinde konuştu.
"Gazze, halkı en büyük desteği Yemen'deki Ensarullah ve Husilerden alıyor"
Gazze'ye Yemen dışında yardım eden İslam ülkesi olmadığını savunan Hicazi, "Gazze, Filistin %1,5'u kadar bir yüzölçümüne sahip. Gazze, bir devlet değil. Gazze, Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa için direniyor. Gazze, bütün ümmet adına direniyor. Avrupa'da halen Gazze için yapılan eylemleri İslam ülkelerinde göremiyoruz. Gazze, halkı en büyük desteği Yemen'deki Ensarullah ve Husilerden alıyor. En azından Yemen'den bir ses çıktı. Bu bir örnektir. Yemen'i güçlü bir ülke olarak görüyorum. Askeri yönden Yemen'de çok daha güçlü ülkeler var. Bu ülke şimdi ne yapıyorlar? Birçok Müslüman ülkesi var. Refah kapısında yüzlerce yardım tırı içeri girmek için bekliyor. Bu yardım tırları içeri girmek için İsrail'den izin almak zorunda. Dalga geçer gibi uçaktan Gazze'ye yardım malzemeleri atılıyor. Bu yardımlar ya denize ya da İsrail yerleşim merkezlerine düşüyor. Geçen vatandaşların üzerine düştü 2 kişi şehid oldu." ifadelerini kullandı.
"Gazze yenilirse o zaman bütün Müslümanlar yenilmiş olur"
Müslüman ülkelerin İsrail ile yaptıkları tüm antlaşmaları iptal etmesi gerektiğini ifade eden Hicazi, "Gazze'de yapılan zulümler, Müslümanlara yapılan zulümlere bir örnektir. Bugün fırsat buldukları için Gazze'de zulüm yapılıyor. Allah korusun Gazze yenilirse o zaman bütün Müslümanlar yenilmiş olur. Siyonist işgalcilerin gözü sadece Filistin topraklarında değil, çevredeki tüm İslam ülkelerinin topraklarına göz dikmişler. İslam âleminin bunu anlaması lazım. Sıranın bize gelmesini mi bekliyoruz? Bir adım atmamız gerekir. Bir savaş açılmasından bahsetmiyorum. Müslüman ülkelerin İsrail ile yaptığı ticari antlaşmalar devam ediyor. Buna şimdiye kadar neden müdahale edilmedi?" şeklinde konuştu.
"İsrail hastane, cami ve mescitleri bombaladı"
İsrail'in hastane, okul, mescit demeden tüm sivil alanları bombaladığına dikkat çeken Hicazi,"Aksa Tufanı başladıktan sonra Siyonist işgalciler, sivil alanlara saldırmaya başladılar. Okulları mescitleri, camileri, hastaneleri bombaladılar. Şifa Hastanesi'ne saldırdılar. Ben o sıralarda Kudüs Hastanesi'nde görev yapıyordum. Bizi Kudüs Hastanesi'nden zorla çıkardılar, hastane boş kaldı. 15 Kasım'a kadar Kuzey Gazze'deydim. Daha sonra Han Hunus'a geçtik. Daha sonra Kudüs Hastanesi'ni bombaladılar ve yaktılar. Kudüs Hastanesi'nde büyük ameliyatlar yapılıyordu. Ben orada açık kalp ameliyatları yapıyordum. Yine hastanede birçok bölümde ameliyatlar yapılıyordu. Daha sonra şifa hastanesine saldırdılar. Ondan önce de el-Ehli Baptist Hastanesi'ni bombaladılar. Bu saldırıda 500'den fazla Şehit verdik. Gazze'de bulunan bütün hastaneleri vurdular." diye konuştu.
Dr.Â'la Hicazi kimdir?
1973 yılında Filistin'in Gazze şehrinde dünyaya geldi.
İlk, ortaokul ve liseyi Gazze'de okuduktan sonra 1992 yılında Tıp eğitimi için Türkiye'ye geldi.
2001 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu.
2012 yılında Ankara Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kalp ve damar cerrahisi alanında ihtisas eğitimini tamamladı.
2012-2017 yılları arasında Şanlıurfa ve Gaziantep'te özel hastanelerde kalp ve damar cerrahı olarak çalıştı.
2017 Temmuz ayından itibaren Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kalp ve damar cerrahı olarak görev yapmaktadır.