Seyfullah POLAT/ Konu ile ilgili bilgi veren tez danışmanı Prof. Dr. Akan şunları söyledi:
'Yüksek Lisans öğrencim Veysel Sonay aslen Elazığ'lı olup, Fen Bilgisi öğretmenliği mezunudur ancak öğretmenliğe atanamadığı için, şu anda Şanlıurfa T Tipi Kapalı cezaevinde infaz koruma memuru olarak çalışmaktadır. Tez çalışmasını ülkemizin bakir coğrafyalarından olan ve daha önce hiçbir botanikçinin ayağının değmediği bölgelerde yaptı. Tez konusu, onun da doğup büyüdüğü, hatta çobanlık yaptığı Karakoçan ilçesinin sınırları içerisinde yer alan Sarıcan Beldesinin dağlarındaki doğal bitki türlerinin tespiti ile alakalıydı. Çalışma alanı Elazığ-Bingöl sınırında yer alan Kuruca Dağı ile Hesarek Dağı arasında kalan dağlık bir bölgedir. Bölgenin doğal güzellikleri ve yabani florası ekoturizmde değerlendirilebilecek önemli bir potansiyele sahiptir. Bölgede, yaz aylarında çok zengin bir yaylacılık kültürü de gelişmiştir. Çalışma alanınızda yer yer Meşe toplulukları, orman ve fundalıklar, antropojen stepler, çayır ve mera alanları ile özellikle 550 civarında otsu formdaki bozkır bitkilerin doğal yayılış gösterdiği, bu bitkilerden 76'sının ise yöreye özgü endemik ve nadir türlerden olduğu, bu tez çalışmasıyla ortaya konulmuştur'.
Yüksek Lisans öğrencisi Veysel Sonay ise duygularını şöyle ifade etti:
'Elazığ'ın Karakoçan ilçesi Sarıcan beldesinde dünyaya geldim. Çocukluğum hep buralarda geçti. Lise son sınıfına kadar hep çobanlık yaptım, hatta Üniversitede okuduğum yıllarda da yaz aylarında da hep çobandık. Geçim kaynağının hayvancılık olduğu bir yörede baba mesleği küçük baş hayvancılık ile çocukluğumdan beri haşır neşir oldum. O süreçte hayvanları otatmaya çıkarken bitkilere sadece ot olarak bakardım. Görkemli bitkilere denk geldiğim vakitlerde her zaman ilgimi çekmişlerdi. Üniversiteyi bitirip Şanlıurfa T Tip Kapalı Cezaevine memur olarak atandım. Harran Üniversitesi Biyoloji bölümünden yüksek lisans duyurusunu takip ettiğim vakit de bitki bilimi için yöremdeki bitkileri aklımdan bir türlü çıkaramadım. Hayalimde hep botanikçi olmak vardı. Bunun için Harran Üniversitesi Biyoloji Bölümündeki Yüksek Lisans başvurularını hep takip ettim. Daha sonra yüksek lisansa kabul edildim. Tez danışmanlığıma Botanik Anabilim Başkanı değerli hocam Prof. Dr. Hasan Akan atanınca çok sevindim. Kendisine çocukluğumda çobanlık ettiğim dağların otlarını araştırmak istediğimi belirttim. Yaklaşık 3 yıl içerisinde Şanlıurfa ile Elazığ arasında adeta mekik dokuyarak yöremin dağlarından büyük zorluklara rağmen topladığım bitkileri Harran Herbaryumuna getirdim, ot olarak baktığım bitkilerin şimdi birer bilimsel adının olduğunu öğrendim. Çobanlık yaptığım dağların otlarına şimdi bilimin gözüyle bakıyorum. Ülkeme ve çobanlık ettiğim köyüme katkı sunduğum için çok mutluyum. Tez çalışmalarım için Sarıcan beldesinin yaylalarında araştırma yaparken hep çobanlık yaptığım yılları hatırladım, kaval çaldığım günlerimi anımsadım. Köyüme hala gidince yayla halkının hepsi yine bitki toplamaya mı geldin diyorlar, bazıları ise bu bitkilerin ne işe yaradığını soruyorlar. Bundan sonraki hedefim bu bölgede tespit ettiğim yaklaşık 550 bitki türlerinin halk arasındaki folklorik özelliklerini araştırmaktır'.
Tez danışmanı Prof. Akan, sözlerini şöyle tamamladı: 'Yüksek Lisans öğrencim Veysel Sonay, hem cezaevinin zor şartlarında çalışması hem de pandemide yaşanılan olumsuzluklara rağmen özverili çalıştı ve güzel bir tez ortaya koydu. Tez savunmasında jüri üyesi olarak görev yapan Muş Alparslan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murad Aydın Şanda ve Munzur Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Çakılcıoğlu hocalarımıza, ayrıca bu tezi maddi olarak finanse eden Harran Üniversitesi BAP birimi Başkanlığına teşekkür ederim' dedi